25 Kasım 2012 Pazar

SEVENE HİZMET ETMEK

Bir padişah, avlanmak üzere bir ovada giderken köpek besleyenlerin baş memuruna    
“ Bir tazı getir” dedi.

Padişahın bir av köpeği vardı…
Çulu, en ağır kumaşlardan, en güzel atlaslardan dikilmişti.

Mücevherden bir tasması vardı…
En ağır taşlarla bezenmiş, boynuna takılmıştı.

Ayağındaki halhaller, ön ayaktaki bilezikler alındı…
Boynundaki tasmanın ipi, ipekti.

Padişah, o köpeği akıllı köpek sayar, tasmasını kendi eliyle tutardı.
O köpek koşar, yeler…

Padişah ardından yürüdü.
Bu sefer de padişaha o köpeği getirdiler.

Köpeğin gittiği yolda bir parça kemik vardı.
Köpek, kemiği görünce kakıldı kaldı…

Padişah da köpeğe öylece bakıyordu.
Padişah, öyle bir kızdı, öyle bir ateşlendi ki alevi, köpeğe bile sardı.

Nihayet “ Benim gibi padişahın huzurunda başkasına nasıl bakabiliyorsun?” dedi.

Ve tasmasını derhal elinden bırakıp
“Şu edepsize yol verin” diye emretti.

O köpek, yüz binlerce iğne yutsaydı bile yine tasmasının elden bırakılmasından, başıboş koyuverilmesinden daha iyiydi.

Köpeğe memur olan dedi ki:
“ Köpek, süslü püslü; sırtında atlas çullar var.

Bu köpek, ovaya, çöle layık…
Layık ama üstündeki atlasla tasmasındaki mücevherler, altınlar da bize layık!”

Padişah “Öylece bırak, yürüsün gitsin, gönlünü onun altınına, gümüşüne verme…
Bırak şunu.

Bırak da bundan sonra aklı başına gelirse kendisini süslü püslü görüp

Vaktiyle bir yuva bulduğunu, sonunda da kıymetini bilemediği için bu yuvadan ayrıldığını hatırlasın” dedi.

                                      *
Ey önce bildik bulan ve sonunda dikkatsizliği yüzünden ondan ayrılan.
Ayağını aşk yoluna adam akıllı bas…

Ercesine ejderha ile beraber kadeh çek!
(Yol tehlikelerinden korkma)

Çünkü burada ejderha vardır.
Âşıklara kan diyeti, can feda etmektir.

Adamın canına bu galeyanı (Coşku) veren, ejderhayı da karıncaya çevirir.
Âşıklar, ister bir olsun, ister yüz…

Hepsi de onun yolunda kendi kanlarına susamıştır!

                                   ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                   ***
Yaren,

Tanrı’ya bağlı olduğunu unutup başka bir şeye ister, sever ve yönelirsen seni kendi haline bırakılırsın.

Tanrı evvelce verdiklerini geri almaz.

Yaren, böyle insanları görünce onların sahip olduğu maddiyata bakarak onun varlığına gönlünü verme.

Sana layık ama daha iyisi de Tanrı katında kendine yer ve yuva edinmektir ve en kıymetli kazanımdır.

Tanrı’ya aşığım demekle âşık olamazsın.
Tanrıda yok olmanın karşılığında;

Kendinin, kendi canını feda etmen bedel olarak istenir.
Buna karşılık da sana ejderha bile karşında karınca olur.

İp: Tanrı ile olan bağın.
Bağ: Severek bağlanıp, istenilen şekilde hizmet etmek (Kulluk).

Köpek: Tanrının istediği yerde olmak ve avlamak istediğine doğru iz sürmek,
İpin salınması: Disiplinli davranmayana koruyuculuk ve yön vericilikten vazgeçilip kendi haline bırakılması,

İşte böyle yaren, kendi kafana göre gitmeye kalkarsan, o yüce sahibinden de olursun, o korunaklı evden de mahrum olursun.

Şüphesiz yaradılışında birçok değerli yetenek peşinen verildi ve kızılıp geri alınmıyor.
Bunu anladık, gördük, öğrendik.

Ama yerinde, zamanında ve doğru kullanmamız için akıl gereklidir.
Akıl da bilgi ile verimli sonuç alır.

Bilgi kaynağın Tanrı olursa sonucunun faydasını ve verimini bir daha düşün?

KENDİNİ GÜVENDE OLACAĞIN KİŞİYE VE YERE BAĞLA.

Kendini güvende hissediyorsan doğru yere bağlamışsın demektir.

                                       ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar