26 Kasım 2012 Pazartesi

RIZA

Kul Allah’ın rızasına girer ve nefsinin rızasından ayrılır.
Nitekim ölüm de o makama ermektir.

Bundan sonra o âşık, Allah’ın ezeli hükümlerine teslim olur, onun ebedi tedbirine bütün işlerini havale eder ve kazasından itiraz ile kaderinden çekinmeyip rızasının yoluna girer.

Kim ki, karanlık özelliklerden ve nefsinin fena arzularından kendi iradesiyle ölür, muhakkak ki, Cenab-ı Hak, ona inayet (iyilikler, ihsanlar) nuruyla yeniden hayat verir.

Yani insanın özelliklerinden kendi istek ve kararlığıyla ölen kimseyi, Cenab-ı Hak, ilahi vasıflarıyla yeniden canlandırır.

Ona cemalinin nurlarından bir nur ihsan eder ki, o nurla halkın hallerini görüp zekâsıyla insanların sırlarını anlar.

Lakin nefsinin özellikleriyle dinç ve canlı olan kimse insanlık ağacının karanlığında kalır.

Ne marifet çiçeğiyle ilahi nura, ne de sevgilisine kavuşur.
Yaren, kendinden geçersen Hak ile beraber olur ebedi hayatı bulursun.

Bu sözler felsefi değildir.
Hakikatin ta kendisidir.

                                  *
RAVLİ

 

Popüler Yayınlar