Tasavvufta, nefsin çekici
ancak zararlı olan isteklerinden uzak kalmaya, faydalı ama zor olan şeyleri
yapmaya kişinin kendisini alıştırması demektir.
Sufiler, az yemeye, az
konuşmaya, az uyumaya, yalnız kalmaya, sürekli zikir ve tefekkür etmeye alışan
nefsin kurtuluşa ereceğine inanırlar.
Nefsi terbiye için bazen onu
ağır ve zor işlere koşarlar.
Nefis, ancak mücadele ve
riyazetten sonra arınır.
“Nefsini eğiten kurtulur,
kirlerden hüsrana uğrar”
(Şems91/9) ayeti bu hususa
işaret etmektedir.
Çile çekmek, erbain çıkarmak
(dervişlerin çile çıkarmak için kapandıkları 40 gün), inzivaya çekilmek
(yalnızlığa), sefere çıkmak riyazet şekilleridir.
Riyazet yapanlara EHL-İ
RİYAZET denilir.
Kişi riyazet yoluyla içindeki
kibir ve kendini beğenme duygusunu kaldırıp atar, halkı hakir görmeyi onulmaz
bir illet olarak görür, nefse uymayanın Allah’a giden yolda en büyük engel
olduğu bilincine ulaşır.
Riyazet sayesinde kul nefsine
hâkim olur, bayağı arzularını dizginler, aşırılıkları bertaraf ederek kendisini
disiplin altına sokar.
Riyazetten maksat güzel
ahlaka sahip olmaktır.
1. AVAMIN RİYAZETİ:
(Avam: Herkes, kaba ve cahil halk, ayak
takımı)
İlimle ahlakı, ihlâs (Temiz, doğru, sevgi ile bağlılık) ile
ameli (Düşünce ve işi) süsleyip Hak ile halk ile iyi geçinmek,
Hakk’a da halka da karşı
vazifesini yapmaktır.
2.
HAVASS’IN RİYAZATI:
(Saygın olanlar, muhterem
olanlar)
Batını tefrikayı kesmek (Kişisel isteklerinden vazgeçmek),
Kendi içindeki boğuşmaları
barışa çevirmek,
Hakk’a ibadete huzur-ı kalple
yönelmek,
Ulaştığı makamların
iltifatını bırakmak,
Daha yüksek makamlara ulaşmak
için gayret sarf etmek.
(Allah’ı mutlak bir varlık olarak kabul eden ‘Vahdet-i vücut’a inanan )
Gören, görülen ikiliğinden
kurtulmak,
Yalnız onu (Allah'ın etkisini) görmek,.
Canının istediği şeyi
yapmaması,
Nefsi (Gizli açık istekleri )ile savaşa girmesidir.
*
RAVLİ