Geceleri namaz kılmaktan,
gündüzleri dünyalık isteklerin tesirinden kurtulmak için uğraşıdan bir an olsun
boş kalmazdı.
Baha Veled:
“Bunların hepsi
çocuklarımızın ve dostlarımız içindir” buyurdu.
*
Yüreği aydın bir aziz Baha
Veled hazretlerini bir gece rüyasında gördü:Baha Veled son derecede yücelmiş, başı arşın ayaklarına ulaşmıştı.
Kendisinden bu mertebeye (yüceliğe)
ne ile ve ne sebeple eriştiğini sordu.
Baha Veled hazretleri:
“Oğlum Celaleddin Muhammed’in
geçirdiği meleklere yaraşır hayat ve onun yüce tavır ve hareketleri sayesinde
eriştim.
Çünkü bütün velilerin
ruhları, göklerin ruhani sakinleri ve yüce Arşın nurlu varlıkları onun cemaline
(yüzüne) âşık olmuşlardır.
Kemale (olgunluğa) ermiş
bütün veliler, onun bu tavır ve hareketini beğeniyorlar.
Benim ruhum da bu halin
verdiği zevkle övünüyor.
Hatta öyle öğünüyor ki,
Tanrı’nın kerim ve yüce olan Arş engel olmasa benim boyumun yüksekliği boşluk âleminin
sınırlarını bile geçecek ve öyle bir yere erişecek ki mekânlar o yerin
heybetinden lâmekân (mekânsız) olacaklardı” dedi.
Şiir:
Bu kadarı öğrencilerimize
verdiğimiz derstir,
Bu savaş meydanındaki
mücadelemiz,
Yer mefhumuna yol olmayan bir
yere kadar gider,
(Zihinde tasarlanmış olmayan,
gerçek olan yere kadar gider)Orada Tanrı Ay’ının parıltısından başka
Bir şey görünmez,
Bu yer bütün vehimlerden (şüphelerden)
ve tesirlerden uzaktır,
Bütün nurların aslı ve
hakikatidir,
Bu nur surette (görünüşte) ve
manada (gerçekte) ne kadar nur varsa onların aslıdır.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Yaren,
Kendini kurtardıktan sonra
çocuklarının ve dostlarını da yanlıştan kurtarmak için uğraşıya devam etmelin.
Büyüklerimiz âdeti budur.
Benden sonra tufan
dememişlerdir.
*
Kendini yetiştirmek ve
olgunluğa ulaştırdıktan sonra iş çalışma bitmiyor.Sonra gelenlere birikimini aktararak onların gelişmeleri için yolunu aydınlatman gerekiyor.
Deneyimlerinle,
çalışmalarınla ulaştığın gerçekliği sonra gelene hediye ederek o noktadan daha
ileri gitmesi için zemin oluşturmalısın.
Mevlana hazretleri:
“Benim evladım belimden gelen
değil, yolumdan gelendir” buyurmuştur.
Ey yaren, çocuğun senden daha
ileride değilse babalık görevimi yapmamışın demektir.
Ey yaren, kardeşin senden
daha ileri gitmemişse kardeşlik görevini yapmamışsın demektir.
Hep daha ileri gitmek için,
bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak hareket etmeliyiz.
Burada yanlış yönlendirme
olmamasına çok dikkat etmeliyiz.
Gerçek arayışında daha önce bu gerçeğe ulaşmış büyüklerimizden yararlanmamız bize çok zaman kazandırır.
Ahrette övüncümüz eser
bırakmamızla olur.
En güzel eser insanlığa
faydalı olan evladını yetiştirmektir.
Hem dünyada, hem gökyüzünde,
hem ahrette, beğenilen bir evlat yetiştirmek elbette övünülecek iştir.
Tanrı’nın beğeneceği işleri
yaparsan elbette bütün varlıklar seni beğenir.
Her ulu kişinin örnek aldığı
peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır.
Mevlana’nın 6-7 beyti:
“Herkes kendi zannınca bana
dost olur,
Sohbetimden bir şeyler öğrenmek
ister”
“Gerçi sırrım, feryadımdan
uzak değil,
Lakin her göz ve kulakta bunu
sezecek nur yok”
İşte böyle yaren övgücü
olarak konuşmak yerine Hz. Mevlana’nın sırrını zan olarak değil de gerçeklik
olarak anlamaya ve yararlanmaya çalışıyoruz.
Mevlana’yı yetiştiren
büyüğümüzün evladı sayesinde ruhlar âleminde ne denli mutlu ve kutlu olduğunu
anladık.
Güzel bir evladın olmasını
istemek yeterli değildir.
Güzel bir evlat istiyorsan
önce kendin güzelliklere ulaşmalısın, kendine mal etmelisin sonra evladına
miras bırakmalısın.
Evladın da o mirası daha
güzelleştirecek yapıda olması için yetiştirmelisin.
Yaren dilemek ve istemek asla
yetmez.
İlle de aydınlık yolda
çalışmalısın.
İstediğini sana vermek için
Tanrı çalışmanın içine koyduğunu bilmelisin.
İstediğinin nerde olduğunu
öğrendin haydi bir yerden işe başla.
Ne ekersen onu biçersin.
Ektiğine iyi bakarsan iyi
ürün alırsın.
*
RAVLİ