“Ey burada bulunanlar, bu alem, tamamıyla
kafirlerle dolsa..
Sonra da bütün bu yolsuz
kâfirler doğru bir yürekle imanı kabul etseler.
Bu olabilirdi…
Olabilirdi ama yüz yirmi dört
bin peygamber geldiği halde.
Bu kâfir nefis, ne bir an
Müslüman oldu,
Ne bu âlemde öldü gitti!
Bu olmadı…
Hâlbuki kâfirler Müslüman
olabilirdi.
Bilmem, aradaki bu aykırılık
neden meydana geldi?
Biz, hep kâfir nefsin
hükmündeyiz…
İçimizde kâfir beslemekteyiz.
Bu buyruğa uymayan nefis, kâfirdir…
Onu öldürmek nasıl da kolay
olur?
Bu nefis, iki yoldan (Hem kâfir
üstelikte içimizde yaşıyor) yardıma nail oldukça mahvolursa şaşılır doğrusu!
Gönül, bu ülkenin tek
binicisidir…
Bu köpek nefis de gece gündüz
onun nedimidir(sohbet arkadaşı), onun dalkavuğudur!
(Dalkavuk: Kendisine çıkar ve
yarar sağlayacak olanlara aşırı saygı ve hayranlık göstererek yararlanmak
isteyen kimse)
Gönül sevgilinin tapısında ne
avlanır, ne elde ederse nefis hemencecik onu, gönülden kapar!
(Gönül yolundan kazanımları
benlik duygusuna çevirerek hoşlanma yoluyla kendine alır)
Bu köpeği erlikle bağlayan
kişi(Kontrolüne alan), iki âlemde de aslanı kementle tutmuş, bağlamış demektir.
Bu köpeği kendisine etkisiz
hale kişinin ayakkabısının tozunu hiç kimsecikler görmemiş, bulamamıştır.
Bu köpeği sağlam iplerle
bağlayanın toprağı, başkalarının kanından yeğdir(Tercih edilendir)
*
Senin nefsin, hem şaşı, hem
kör…
Hem köpek, hem tembel, hem de
kâfir!
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M.E.B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI (
Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
NEFS
Allah’ı bilmek istiyorsan
önce nefsini bilmen gerek.
İnsan ruhu, bir aynadır.
Gönül görünüş yeridir.
Bedenin sana acı ve zevk
veren kısmını geçersen, kalb zevkini bulur, aşk nuru ile dolar, birlik âlemine
gidersin ve hakkı bulup onunla kalırsın.
Doğadaki güçsüzler bulunduğu
ortamın rengine ve şekline benzeyerek korunurlar ve avlarının yakınına
gelmesini bekler avlayarak hayatlarını devam ettirirler.
Doğal olan bu yaşama insan
aklını ve bilgi birikimini kullanarak bu yaşamdaki oyunu oynar.
Bu oyun o kadar gelişti ki
adeta içimizde ikinci bir kişi oluşturdu.
Kendi içimizde savaş
yapmaktan ve gerçek doğru ile sanılarla, zanlarla, hayallerle içimizde savaş
veriyoruz
Nefs dediğimiz ikinci kişilik
birinci kişiliğimiz üzerinde zamanla öyle baskı kurar ki kişi doğru ile yanlışı
da sanal ölçülere göre kabul ettiğinden doğru yaptım doğru yapıyorum sanır.
Sadece bu âlemde oyununu oynar,
ancak diğer âlemden gelen bilgileri etkisiz hale getirmek için bulandırır,
sulandırır, şüphelere sokar, aklını karıştırır.
Nefs bıraktığın şekilde kalmaz.
Çok sıkı kontrol etmek
gerekir.
Herkese göre değişik şekilde
görüntü oluşturduğundan tarifi zordur.
İlahi öğütlere itibar edenler
kontrol edebilirler.
Seni kontrol etmeye başladı
mı aklınla oyun oynamaya başlar.
Vücudunu istediği gibi
kullanır.
Sanki içimizde başka bir kişi
oluşur.
Sonuçlardan zarar görür
farkına varırız da ancak yine de vazgeçmeyiz.
Her bu konuyla ilgilenen kendine
göre tarif ettiğinden ve çok tarif edildiğinden kafalar karıştırılmıştır.
Nefs görüntülerinin
oluşturduğu şekillere Allah sanarak tarihte inanç şeklini oluşturanlar çoktur.
Nefs beş duyu akıl ve hayalle
iyi uyum sağlamıştır.
Hayal en kuvvetli silahıdır.Zannetmeyi kullanarak oyun yazar sana seyrettirir gerçek olduğuna inandırır.
İnandırdığı bu oyunu
başkalarına da anlatmanı isteyerek başka insanlarda da egemenlik kurmak ister.
Seninle ve en güvendiğin
aklını kontrol eder.
KISACASI ZANNETTIKLERİMİZ
İÇİMİZDE BAŞKA BİR SANAL KİŞİ OLUŞTURUR.
GERÇEK OLMAYAN FAKAT GERÇEK
KABUL ETTİĞİNLE GERÇEKLER SAVAŞIR DURUR(VİCDAN).
AKLIN BU KARGAŞAYA ÇÖZÜM
BULMAK İÇİN UĞRAŞIR DURUR.
AKLIN BU KARGAŞAYA ÇÖZÜM
BULAMAZSA ESEN RÜZGÂRA GÖRE KENDİNİ YAPRAK GİBİ SALIVERİR(HEVA, HEVES)
.AKLIN ARİFLERLE İŞBİRLİGİ
YAPARSA NEFSİN (ZANNETMEKLE DOĞRU KABUL ETTİKLERİN)ZORLAYICI ETKİLERİ
ETKİSİZLEŞİR.
HUZUR BULUR DOĞRU KARARLAR
VERİRSİN.
DOĞRU SONUÇLARI ELDE EDERSIN.
Aklını doğru bilgi ile kullanan
önce baskı ve aldatmaların farkına varır, bu aldatmaların etkileri azaltarak
yerine değişmeyen doğruları koyarak özgürlüğe ilk adımını atarsın.
Mücadele ettikçe inci
dediğimiz başka şekle değiştirilemeyen bilgileri çoğalttıkça nefsin etkisi yok
edilir.
İhtiyacın kurallara göre
karşılanması nefs değildir.
Sınır aşıldığı zaman nefse
girer.
Ayırt etme kabiliyetini
geliştirmen gerekir.
(Doğru-yanlış, iyi-kötü,
güzel-çirkin, vb.)Ölçüsünü koyman lazım (ne kadar ).
Kabul edilebilirlik olması aranması (verimli olacak şekle gelebilirlik imkânı araştırılır)
Herkeste iki nefs vardır.
1 nci.
İyi nefstir ki iyilik,
ibadet, fazilet emreder.
(İyi bir aileden ise çabuk
boyun eğer.)
Kişi öğrenmekte tembellik
ederse diğer nefs devreye girer.
İstekler azgınlaştığı zaman
azcık sal tekrar kontrol et.
Nefsine inatla yaklaşma.
Yumuşaklıkla başka bir insanı
yanlıştan uzaklaştırmak için döktüğün dili kendi kendine dök.
Aklın birdir ancak nefsin
ikidir.
Aklınla önce birinci nefsinle
beraberlik kurarsan ikinci nefsin mecburen uyar.
Tek bir insansın ancak
nefsinle beraber olunca onlarca değişik huylu insan olursun.
İnsan nefsi yakınında
olanları küçümser hor görür ve uzaktaki değerleri ister.
Kolaya tenezzül etmez de güç
olana Talib olur.
Tecrübeliden usanır
tecrübesize koşar da sevdiğine erişip istediğine kavuşamaz.
(Gururu; kendinden aşağı kişilerle
bir araya getirir ben bilgiliyim diye övündürerek istediği gibi kullanmak
ister)
Nefsin kibir kanadı vardır, gurur kanadı vardır,
kendini beğenmişlik kanadı vardır.
Bu kanatlar kötülüklere götürür kırmak lazım bu kanatları.
Nefs Allah’tan verilen lütuflardan birisidir.
Yaşamını sağlamak için
gereklidir.
Kontrol altında tutmak
zorundasın.
Cin tayfası bu kanaldan
telkinler eder.
Cinleri kendine bulaştırmak
istemiyorsan dinin emrettiği temizlik kurallarına uymalısın.
Kendi kendine uğraştığın nefs
HZ.MEVLANA mesnevisinde geniş olarak anlatır.
Bizi en çok uğraştıran bize
tesiri olan nefsine uymuş kişilerin vereceği zararlara katlanmak zorunda
oluşumuzdur.
Ruhun arzu ve isteği vardır
buna CAN denir.
Bedenin arzu istekleri NEFS
tir.
Balık nasıl suda yaşarsa
ruhun arzu istek kısmı rahmetle yaşadığından ruhun nefsi olan CAN daima rahmet
isteğinde ve arayışındadır.
*
RAVLİ