16 Kasım 2012 Cuma

MEVLANA VE ÖMER

Sultan Veled buyurdu ki:
Babamın fakirliğe teveccüh (yönelmek) etmeden önce âdeti şöyle idi:
Medresede ders verirdi, hücrede iki üç ilim talibi vardı.

Her defasında gider liyakat derecelerini göre her birinin keçesi altına on, yirmi, otuz adet para kordu.

Fakihler (din ve şeriat ustaları) içeri girdikleri vakit, keçeyi kaldırıp silktiklerinde o paralar dökülürdü, onlar da şaşakalır, Mevlana’nın bu inayet ve lütfü karşısında baş koyarlardı.

                                      ***
Babam başlangıçtan ömrünün sonuna kadar her ne yaptı ise Ömer gibi Tanrı için yaptı.

Halk (hoşu gitmek için) ve riya (iki yüzlülük) için yapmadı.

                                      ***
Bir gün Yusuf Hafız-ı Konevi mukaddes türbede Kuran okuyordu.
Dostlar naralar atar ve onun sesinden hoşhal (duygulanıp coşmak) olurlardı.

Onun üzerine babam şu hikâyeyi anlattı:

Bir şeyh vaaz veriyordu, adamlar onun müritlerinden birini yolda gördüler.
Ona “ Senin şeyhin mescitte vaaz veriyor, sen niçin orada değilsin” dediler.

Mürit bu sözü işitince feryat edip naralar attı.
Bunu üzerine “ Vaazı işitmeden ne nara atıp feryat ediyorsun” dediler.

Mürit “ Ben şeyhimin söylediklerinin hepsinin güzel ve doğru olacağını biliyorum” dedi.

Bundan sonra Mevlana “ Şimdi Tanrı erleri her ne kadar Kuran’ın manasını bilmiyorsalar da Kuran’ın Tanrı’dan geldiğini ve onun iyi olduğunu biliyorlar ve o aşkla naralar atıp hesapsız sevaba gark oluyorlar.

Çünkü “ Okuyanla dinleyen ecirde ( mükâfat, sevap, ücret) müsavidir(eşit, denk)”.

                                      ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***
Neler öğrendik:

1.   Mevlana’nın din öğrenenlere harçlık verdiğini öğrendik.

2.   Hazreti Ömer gibi doğru ve dürüst olarak ve açıkça Tanrı için söylediğini ve yaşadığını öğrendik.

3.   Halkın hoşa gitmek için uğraşmadığını öğrendik.

4.   Söz ve davranışlarında ikilik olmadığını öğrendik.

5.   Bilmesek de doğru kişinin yaptığına katılırsak aynı mükâfatı alacağımı öğrendik.

6.   Doğru kaynaktan ve doğru kişiden bir şey söyleniyorsa tereddüt etmeden kabul etmemiz, sevinmemiz, gerektiğini öğrendik.

7.   Anlamasak da doğru kaynaktan geldiğini bilmek, dinlemek, coşkunluk yapmak, sevinç göstermeğin sevap olduğunu öğrendik.
                                                         *
RAVLİ

 

 

Popüler Yayınlar