Babamın fakirliğe teveccüh (yönelmek) etmeden önce âdeti şöyle idi:
Medresede ders verirdi, hücrede iki üç ilim talibi vardı.
Her defasında gider liyakat
derecelerini göre her birinin keçesi altına on, yirmi, otuz adet para kordu.
Fakihler (din ve şeriat
ustaları) içeri girdikleri vakit, keçeyi kaldırıp silktiklerinde o paralar
dökülürdü, onlar da şaşakalır, Mevlana’nın bu inayet ve lütfü karşısında baş
koyarlardı.
***
Babam başlangıçtan ömrünün
sonuna kadar her ne yaptı ise Ömer gibi Tanrı için yaptı.
Halk (hoşu gitmek için) ve
riya (iki yüzlülük) için yapmadı.
***
Bir gün Yusuf Hafız-ı Konevi
mukaddes türbede Kuran okuyordu.Dostlar naralar atar ve onun sesinden hoşhal (duygulanıp coşmak) olurlardı.
Onun üzerine babam şu
hikâyeyi anlattı:
Bir şeyh vaaz veriyordu,
adamlar onun müritlerinden birini yolda gördüler.
Ona “ Senin şeyhin mescitte
vaaz veriyor, sen niçin orada değilsin” dediler.
Mürit bu sözü işitince feryat
edip naralar attı.
Bunu üzerine “ Vaazı
işitmeden ne nara atıp feryat ediyorsun” dediler.
Mürit “ Ben şeyhimin
söylediklerinin hepsinin güzel ve doğru olacağını biliyorum” dedi.
Bundan sonra Mevlana “ Şimdi
Tanrı erleri her ne kadar Kuran’ın manasını bilmiyorsalar da Kuran’ın Tanrı’dan
geldiğini ve onun iyi olduğunu biliyorlar ve o aşkla naralar atıp hesapsız
sevaba gark oluyorlar.
Çünkü “ Okuyanla dinleyen
ecirde ( mükâfat, sevap, ücret) müsavidir(eşit, denk)”.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29, Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana’nın din
öğrenenlere harçlık verdiğini öğrendik.
2.
Hazreti Ömer gibi
doğru ve dürüst olarak ve açıkça Tanrı için söylediğini ve yaşadığını öğrendik.
3.
Halkın hoşa
gitmek için uğraşmadığını öğrendik.
4.
Söz ve
davranışlarında ikilik olmadığını öğrendik.
5.
Bilmesek de doğru
kişinin yaptığına katılırsak aynı mükâfatı alacağımı öğrendik.
6.
Doğru kaynaktan
ve doğru kişiden bir şey söyleniyorsa tereddüt etmeden kabul etmemiz,
sevinmemiz, gerektiğini öğrendik.
7.
Anlamasak da
doğru kaynaktan geldiğini bilmek, dinlemek, coşkunluk yapmak, sevinç göstermeğin
sevap olduğunu öğrendik.
*
RAVLİ