Kendi önünde secde edenlere
kâfir de olsa secde ederdi.
Bir gün Taniel adında bir
ermeni kasabı Mevlana’ya rastladı, onun önünde yedi defa baş koydu Mevlana’da
kasabın önünde yedi defa baş koydu.
*
Bir gün Mevlana bir
mahalleden geçiyordu.
Çocuklar yolda oynuyorlardı.
Uzaktan Mevlana’yı görünce
hepsi birden koşarak baş koydular.
Mevlana da baş koydu.
Çocuklardan biri uzakta idi “
ben de geliyorum” diye bağırdı.
Mevlana, çocuk, işini bitirip
gelinceye kadar bekledi.
Yine o zamanda Mevlana’ya ne
kadar itiraz ve hal ve hareketini inkâr ettilerse, aleyhine ne kadar fetvalar
yazdılar, Sema’nın ve rebabın haram olduğuna dair bütün bilgi aradılarsa,
Mevlana lütuf ve kereminin çokluğundan bunların hepsine tahammül etti.
Sonunda hepsi mahvolup
gittiler, hiç dünyaya gelmemiş gibi oldular.
Fakat onun tarikatı ve nesli
artacak kıyamete kadar devam edecektir.
*
Bir gün Pervane, Mevlana için
bir sema tertip ettirmişti.
Mevlana, Pervane’nin
sarayının kapısına geldiği vakit, bütün dostlar içeri girsinler diye kapıda
uzun müddet bekledi.
Müritlerin hepsi içeri
girdikten sonra Mevlana’da içeri girdi.
Sema bittikten sonra herkes
dağılıp gitti.
Mevlana o gece orada kaldı.
Pervane haddinden fazla ona
hizmetlerde bulundu ve böyle bir bilgi padişahın kendisinin misafiri olduğu
için Tanrı’ya çok şükretti.
Çelebi Hüsameddin,
Mevlana’nın kapıda beklemesinin sebebini sordu.
Mevlana “ Eğer biz evvel
saraya girmiş olsaydık, bizden sonra gelen arkadaşlarımızın bazılarının içeri
girmelerine uşaklar mani olurlardı ve onlar bizim sohbetimizden mahrum
kalırlardı.
Eğer biz bu dünyada onları
bir emirin sarayına veya vezirin evine sokamazsak kıyamette Ukba sarayına ve
Cennet-i Alaya ve Tanrı huzuruna nasıl sokabiliriz” buyurdu.
Dostlar böyle bir müjdeyi
aldıkları için Tanrı’ya şükrettiler ve secdeye kapandılar.
*
Bir gün Mevlana hazretleri
cinayet işleyen ve bir dostun evinde gizlenen bir şahsa şefaat (aracı) etmesi
için Pervane’ye bir mektup gönderdi.
Pervane cevap olarak “ Bu hal
başka hallere benzemiyor, bu bir kan meselesidir” diye yazdı.
Bunun üzerine Mevlana da “
Katillere Azrail’in oğlu derler.
Azrail’in oğlu kana girmek ve
adam öldürmekten başka ne yapar” diye cevap verdi.
Pervane bu cevaptan son
derece memnun oldu ve katili serbest bırakmasını emretti.
Düşmanlarını da öldürenin kan
pahasını vererek memnun etti
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Bize saygı
gösterene aynı oranda saygı göstermemiz gerektiğini.
2.
Bize saygı
gösterene saygı göstermeksek kibir hastalığına tutulacağımızı öğrendik.
3.
Kul hakkını
anında ödememiz gerektiğini öğrendik.
4.
Her insanın
değişik şekilde ve değişik zamanda ve kendi imkân ve ölçülerine göre saygı
gösterdiğini öğrendik.
5.
Doğru bir yolda
isen Tanrı’nın yardımcı olacağını öğrendik.
6.
Kıskanç veya
kendi doğrusuna saplanıp düşmanlık edenlerin unutulduğunu öğrendik.
7.
Kıskançların
kıskançlıklarına sabrederek Hak yolunda yolumuza devam edeceğimizi öğrendik.
8.
Dostları iyi
yerlere sokmak için gözetlememiz ve yardımcı olmamızın gerektiğini öğrendik.
9.
Mevlana
Hazretlerinin sadece kendini kurtarmak için uğraşmadığını, aynı imkânlara
kavuşsunlar diye dostlarına sahip çıktığını öğrendik.
10.
Katil bile olsan
Mevlana hazretlerinin sana sahip çıkacağını öğrendik.
11.
Dostları için
kendi diyet ödediğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Gönül bağlanacaksan böyle
birine bağla, seveceksen böyle birini sev, O sana dünyada’da sahip çıkar
ahrette de sahip çıkar.
*
RAVLİ