Ondan sonra gözüne, başı sonu
olmayan marifet vadisi görünür.
Hiç kimse yoktur ki yolun
uzunluğu yüzünden gönlü karışmasın, acayip bir hale düşmesin!
O vadinin hiçbir yolu, öbürüne
benzemez.
Ten yolcusu başkadır, can
yolcusu başkadır.
Yine de can ve ten, noksan ve
kendi yüzünden daima geri kalıp zeval (Yerinden ayrılıp gitme) bulmada,
ilerleyip kemale (Olgunluğa) ulaşmadadır.
Hülasa o vadide görünen
birçok yollar var ama her bir yol, yolcusuna göre!
Bu ulu yolda nasıl olur da
dertlere düşen örümcek, fille beraber yürür, aynı yola yollanır.
Herkesin yürüyüşü,
kemalincedir, herkesin yakınlığı halli halincedir.
Sivrisinek, istediği kadar
uçsun, kasırga süratini ve kasırga kuvvetini elde edebilir mi hiç?
Hâsılı (Ortaya çıkan) herkesin yürüyüşü başka başkadır, hiçbir
kuş, öbür kuş gibi gidemez.
İşte bilgi, bu yüzden ayrı
ayrıdır.
Birisi mihrabı bilmiş,
bulmuştur (Tanrı’ya yönelmiş), öbürü puta!
Bu kadri (Değeri) yüce yolun önünde bilgi güneşi, doğup
parlamadı mı?
Herkes kadrince (Değerince) bir görgüye sahip olur, herkes hakikat
âlemindeki durağını, bucağını bulur.
Yolcuya bu yol, aydınlandı mı
dünya külhanını (Dünya ateşin yandığı yer) gözüne kül gül bahçesi görünür.
İçindeki sırrı görür O, deriyi değil.
Artık sevgiliden başka bir
zerre bile görünmez zaten!
Ne görürse hep onun yüzüdür,
daima onu seyreder.
Birlikte bütün sırları
tamamlar, tam ve kâmil (Olgun, tam, geniş bilgili,
noksansız, pişmiş kimse) bir er olur, birliğe erer.
Nikap (Örtü) altındaki yüz
binlerce sır, güneş gibi parlar, ona yüz gösterir.
Tek bir kişi bütün sırları
görsün de kemale ersin diye yüz binlerce kişi, bu yolda kaybolur gider!
Bu ucu bucağı, dibi kıyısı
olmayan denize dalmak, bu denizde dalgıçlık etmek için iç âlemine dalmış bir kâmil
er gerek!
Sana sırlar âleminden bir
zevk hâsıl (Görünür) olsa her an aşkın, şevkin (Şiddetli arzu, keyif, neşe, sevinç) tazelenir durur.
Adamakıllı susuzluk, işte
buradadır.
Yüz binlerce kan, işte burada
helal olur, dökülür gider!
Arşa bile el atsan” Daha yok mu” sözünü bir an bile bırakma!
Arşı bile irfan (Bilme, anlama, kalp ile sırrın bir olması, Allahın rahmetinin
gelmesi) denizinde gark et (Suya batır).
Buna imkân bulamazsan bari
başına yolda topraklar saç!
(Bu
yolda ömür sürerek öl)
A gaflet uykusuna dalmış
kişi, kutlanacak bir halin yoksa neden kendine yas tutmuyor, neden kendine
ağlamıyorsun?
Sevgilinin vuslatına (Sevgiliye ulaşma, kavuşma, yetişme) erişemedin, o
vuslattan neşelenmediysen bari kalk da ayrılık yasını tut!
Sevgilini yüzünü görmüyorsan
hiç olmazsa şaşkın bir halde oturma da sırlara mahrem olmayı dile!
Bulamıyorsan bari utan da
aramaya koyul.
Eşek gibi ne vakte kadar
başıboş, yularsız dolaşıp duracaksın?
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
İstek ve aşk vadisine
geçtiğin zaman önceleri cinsiyet olarak algılanan ve yorumlanan yoğun sevgi
duygusu olan aşk,
Cinsellik
benzeyişinden marifet vadisinde ayrılır.
Yani cinsellik aşkı başlatsa
bile gerçekte yoğun ilginin cinsellik olmadığının farkına varılarak anlaşılır.
Âşık bunun farkına varır ve
cinsellikte kalmayarak yoluna devam eder.
Tanrı kişiyi sınar.
Benim yarattığımı mı seviyor?
Yoksa beni mi seviyor? Diye.
Çevrenin çok baskısı olacağında aşk vadisinden
Marifet vadisine geçiş
sıkıntılı olur.
Âşık çevreden gelen
uyarılara,
Dedikodulara önem vermeyerek
yoluna devam eder.
Başı sonu olmayan marifet
vadisine âşık girer.
Tanrı nuruyla aydınlattığı bu
vadi oldukça yaşamının büyük bir kısmını kaplar.
Bu vadide teni sevenle canı
seven ayrılır.
Canı seven bazen tene dönüp
yoldan kalsa da tekrar can sevgisi ile yoluna devam eder.Can ilerleyince teni de yanına çekerek olgunlaşmayı sağlar.
Yani olgunluk kişinin can vasıtasıyla tüm kişiliğini ve davranışlarını etkiler.
Bu vadideki bir kişinin
davranışları başka bir kişiye ölçü ve kılavuz olmaz.
Burada sana aydınlatılan
kişiye özel yoldan ilerlersin.
Bu yolda her seviyede insanın
olduğunu, bu yolda gittiğini görürsün.
Herkes kendince bu yolda
ilerlemeye çalışır.
Herkes bir şekilde Tanrı’ya
yakınlaşma çabasındadır.
Kimi namazla, kimi oruçla,
kimi yalvararak, kimi ağlayarak, kimi ahlaki davranışla, kimi yardım ederek
Tanrı’nın beğendiği davranışları yapmaya çalışır.
Kimi hızlı yol alır kimi
yavaş, istek ve aşk kuvvetine göre yol alır.
Kimi bilgi yüzünden sadece
önündeki gördüğünü Tanrı sanır kendine put yapar tapınır, kimi de gerçek
yönelişini bulur.
Tanrı’nın bilgi güneşi
parladığı zaman herkes isteğine, aşk kuvvetine göre hakikat âleminde yerini ve
durağını bulur.
Bilgi güneşi parladı mı
yeryüzünde çirkin dedikleri güzel gözükmeye başlar.
Kişi artık sırları görür,
teni görmeyi bırakır.
İçinden sevgiliyi görmeye
başlar.
Tanrı gerçeğini gören başka
şeyleri görmez olur.
Tanrı’nın sanatını seyreder.
Sırları tamamlar.
Olgun bir er olur.
Birliğe ulaşır.
Gizlenmiş yüz binlerce gerçek
kendini ona gösterir hale gelir.Yüz binlerce kişi bu gerçeği göstermek için kendini feda etmiştir.
(Erenler, evliyalar, veliler, peygamberler)
Bu vadideki sırlar denize
dalıp çıkacaksın, her defasında zevk oluşarak aşkın ve isteğin tazelenerek
kuvvetlenecektir.
Bilginin ve ilmin sınırının
olmadığını, her ulaştıkça yeni bilgilere vardığını ve daha da olduğunu
göreceğin alanda yaşarsın.
“DAHA YOK MU?”
Sözünü bir an bile dilinden
düşürmemelisin.Bu yolda umduğun kadar ilerleme imkânı bulamasan bile asla bu yoldan ayrılma.
Bu yola daha önce gireydim
geç kalmışım, zamanı boşa harcamışım diye çok kişi AH çeker.
Eğer sevgiliye ulaştıysan
neşelenmelisin, sevinç içinde olmalısın.
Ulaşamadı isen ayrılık yası
tutarak gözyaşı dök.
Şaşkın oturmakla bir şey elde
edemezsin.
Hiç olmazsa dile, dua et.
Neden sevgiliyi aramıyorsun?
Utan da aramaya koyul.
Arayıştan asla vazgeçme.
Amaç haline getirmelisin
yoksa başıboş, yularsız dolaşıp duran bir eşek olursun.
Güzel ve özel olan yere
gitmelisin, hem de gözlerini hiç kapatmadan.
Uyuma uyanık ol.
Dünya malı ve makamı için
yolda durma, bu yürüyüşten kesilme.
Yeniden doğ.
Yeni bir insan ol.
Aklın başında olmadığı zaman
seni ancak buraya kadar taşıdılar, şimdi sen ayakların üstünde gideceğin doğru
yeri belirleyerek gitmelisin.
Kadın gibi büyüttülerse er
olmak vaktidir.
Er gibi büyüttülerse meydanda
yiğitlik yapma vaktidir.
Özgüven sahibi olarak
sakinlikle olgunluk yolu olan bu vadide sakince yürü.
Ey yaren,
Sen yalnız değilsin ki.
Bu yolda sana yardım edecek,
hizmet edecek kişiler ve imkânlar hazır seni bekliyor.
Gözlerini açarsan bu
dediklerimi görür, doğrular, yararlanırsın.
Ey yaren,
Sana sunulan bu bilgileri
aklın uydurması sanma.Yaşa gör de yararlan.
Tanrı’dan sana sunulan nimetleri gör.
GÖZÜNÜ KAPATANA, UYKUDA OLANA
SÖZÜMÜZ YOK.
Bu yol her ne kadar sözlerle
oluyor gözüküyorsa da anlayış içindeki mana yol aldırır.
***
Bu konuyu etraflıca anlamak
için:
RAVLİ AKIL AKILLIYA
GİT DER
RAVLİ UYKU VE İLİM
RAVLİ ZEVK
RAVLİ MARİFET
SIFATININ KAZANILMASI
RAVLİ SALTANAT
ALDATICIDIR yaz Googleden okumalısın.
*
RAVLİ