13 Kasım 2012 Salı

KUŞDİLİ MANTIK AL-TAYR VE YEDİ VADİ


şaret edilerek veya gizli kapalı söyleyerek anlatmaya remz denir.

Gizli kapaklı anlatılan şeyleri ve işaretleri bilene, maksadı anlayana remz-şinas denir.

Remz ile anlatılanları herkes kendi bilgi, kültür, isteklerine göre anlar ve anlatır.

Dünya işleri içinde kullanılır.
Empatinin en alt boyutudur.

 Kuşdili; görünmeyeni görerek anlayarak manevi âlemi tanımak isteyene öğretilen bir dildir.

Aşamalardan geçtikten sonra elde edilir.
Empatinin en uygunlaşmış ve olgunlaşmış durumudur.

Empati sonrası kendini yok sayıp birlik sağlarsan(Tevhid) söz biter, ağız konuşmaz, kulak duymaz, sadece göz konuşur ve duyar.

Yani anlayış sadece gözle sağlanır.

 Sözlerinden hemen bir şey anlayamadığımız, düşündükten sonra azcık anlayabildiğimiz konuşmalardır.

Her varlık adı söylenir ama özelliği ile anlatım için kullanılır.

Olgunluk yolunda mesafe almışların kendi aralarında anlaştıkları, birbirini uyandırdıkları konuşmalarıdır. 

Öğretenin olgun, öğrenenin uygun olması gerekir.

MANTIK AL-TAYR

                          Bismillahirrahmanirrahim.

Hamd olsun canı yaratan, bir avuç toprağa can bağlayıp iman veren pak Tanrı’ya.
Secde eden yüze nur verdi.

Sayısız bağışlarda bulundu.
Can içinde gizli hazinesin, tende de görünen sensin, canda da.

Akıl, vücut varlığından bir ize ulaşabilir.
Fakat özünü anlamaya imkân yok.

Hiç bir şeye benzemezsin, kıyas edilemezsin.
Açıkta aradığım zaman gizlisin.

Gizli aradığım zaman açıktasın.
İkisinde de aradığım zaman her ikisinin de içinde değilsin.

Kaybetmediğini neden arıyorsun.

Ne söylersen o değildir.
Söylediğin de sensin, bildiğin de sen.

Kendini tanı, söylediğin, bildiğin şeylerden yüzlerce ilerisin.
Onu onunla tanı, kendinle değil.

Yol ondan başlar, ona gider.
Akıldan başlamaz.

(Mevcut bilgiler uyarır, hatırlatır, seni bağlayan bağlardan kurtulmanı sağlar,  aklını en yüksek düzeyde kullanmanı sağlar ancak bu sana yolu buldurur.)

Sen onda yok olursan giriş kapısını buldun demektir,  gerisi boş sözdür.
Allah’a gidiş önünde perde var, o perdenin ardında bir perde daha var, onun ardında bir perde daha var.

                                                          
İyilik de ettiysen kendine edersin, kötülük de ettiysen kendine edersin.
Yarabbi can verirken senden başka kimsem yok, son nefeste canıma sen yoldaş ol.

Sevgilim diye hitap alan, âlemlere rahmet olarak gönderilen, dilinden Tanrıdan hitap gelen sözlerinden sayısız faydalar edilen Ahmet’e âlemin bilginleri dua edicidir.

Bilime yön vermiş, araştırmalara ufuk açmıştır.
Görünmeyen âlem ile görünen âlemi bize tanıtmıştır.

Ona uygun kelimeler bulmak mümkün değil.
Tanrı ile aracı olmasını(şefaat) dilemek ve istemekteyiz.

Peygamberin arkadaşı, sırdaşı, dostu sonraki büyüğü Tanrı ondan razı olsun müminler ulusu Ebubekir.

Adalet ve insaf sahibi, sezgileri yüksek olan boş ile doluyu birbirinden ayrı gören cennetin kapısını açacak olan müminler ulusu Ömer.

Terbiye ile örnek olan, nur sahibi müminlerin büyüğü Osman.

 Önder, dinde büyük, yavaşlıkta ve yumuşaklıkta büyük, ilim denizi, yön buldurucu gizlenen âlemin bilen büyüğümüz müminlerin emiri, Ebutalib oğlu Ali.

Sorumluluk almada en uygun kişi seçilir, soy takibi yanlıştır.
Verilen görevden zor da olsa bahaneye sığınıp kaçılmaz.  

Sana yerine konmamış gibi görünen, gerçek durumu bilmediğin içindir.
Kendisi; kabul etmiş savaş yapmayan kişi yerine, ben kabul etmiyorum diye savaş yapamazsın.

Şehit olmak herkese nasip olmaz, dua edip o yolda savaşana nasip olur.
Doğru inancı tanıdıysan güçlüklerinden asla kaçma.

Tanrı’dan, haberin olsun, aklı ve canın gizlenenlerini araştırıp öğrenmelisin, yoksa dedikoduyla gerçeklerden uzaklaşır, düşünce âleminden nasip alamazsın.

Kendi sorunlarınla ilgilen, gelecekte ne olacağım diye kendine sor.
Başkasının derdiyle uğraşıp kendi derdinden kaçmak için konu bulma.

Taraftarlık etme, kendi inandığını üstün tutarak başkalarına düşman olma.

BAŞLANGIÇ

Mantık al-tayr (kuşdili) ile anlatılanları aklının birazını anlaması için Feridüddin-i Atar hazretlerinin yazdığı, âşıklara armağan ettiği bu kitabı günün koşullarına göre biraz daha açtım.

Bu kitap M.E. B. yayınlarından İslam klasikleri gurubunda Abdulbaki GÖLPINARLI çevireninden yararlanılarak anlayışınıza sunulmuştur.

Kitabı M.E. B. yayınlarından temin edebilirsiniz 2 kitap halindedir.
Bu yolu seven ve seçenlere almalarını ve okumalarını önemle tavsiye ederim.

Akıl çeşitli bağlardan ve yanlış yönlendirilmeden kurtarılıp temizlendiği zaman gönül dediğimiz yüksek âlemlerle ilişki kurabilen, olgunluğa götüren, hakikat olmayana değer vermeyen insanda bulunan, sonuçlarından anladığımız bu varlığı yaşamında kullanman için verilen öğütleri ve yol haritasını ciddi olarak tanı ve uygulamaya çalış.  

Aşırı isteklerin büyüdüğü günümüzde sanal güzelliklerle inanç üstünden kazanç elde etme adına seni devamlı olan güzelliklerden mahrum ediyorlar.

Kafanı bulandıranlardan, hadiseleri sulandıranlardan kurtularak, yararlanman amacımdır.

İsteklerin çok büyümüş, kontrol edemez hale gelmişsin o halde isteklerini bağla.
Aşk nağmelerini duymaya başla.

Asalete doğru çağrıları kulağın duysun da gönlüne haber etsin.
Dilsiz, dudaksız, sessiz, sedasız söylenen sözü aklını kullanmadan anla, duy, gönlünde tut.

Bu yol bu yeteneği öğretir.
Ne işle uğraşıyorsan sonucunda elde edeceğin farklı değildir.

Kahkahalarla gülmek bu yolda olana hoş değildir, gidiş yolun kesilir, nazar değdirir
Kıskanç gözlerden özenle kendini korumalısın.

Dünya varlıkları ham kişiye geçici sevinç verir.

Aklın gözünün görebileceğini değerlendirir, yerine gönlünü koyarsan geçmişi ve geleceği görürsün.

Akılla mana yolunu bulursun.
Akıl seni manalar âlemine götürdüğü zaman Hızır da sana ebedi hayatı sunar.

Toprak, ateş, su, hava(4 unsur) tesirlerinden kurtularak birlik yoluna gir.
Kuş gibi uçarak yaradılış merdiveninin başlangıcına tekrar var, rabbim sensin diye söyle.

Seni Allah’ın ruhu karşılasın.
Hak işinde tam bir er olunca sen kalmazsın, Tanrı kalır vesselam.

 AKIL KUŞU
Akıl gidilecek yolu bilen, gerçeklere ulaşmış önder arar.
Akıl iyi ve kötüyü ayırt edip anlayan anlayışlı olanı seçer.

Akıl görünmeyen gerçekleri görüp haber verendir.
Akıl yapıdan haberi olan, gizlenenleri bilmesi ve haber veren olması gerekir.

Besmelenin önemini anlayan ve söyleyen gizlenenleri bilmesine şaşırma.
Akıllı kendi sorunlarıyla uğraşır, başkalarının işine karışmaz.

Akıllı ne halkla uğraşır nede halkın kendiyle uğraşmasını ister, bekler.
Akıl büyük dertlerle uğraşır, güç sağlamak için çalışması yoktur.

Akıllı anlayışıyla hayat vereni görür, gösterir.
Akılla kontrol etmekte ve iletişim kurmakta iyi mesafe alınır.

Akıllı birileriyle beraber olmak için arayışı olmaz.
Akıllı aranır.

Gizlenen yere görevli giderek perde arkasında gizlenenleri görüp, gizli tutmak gerekir.
Peygamber aradığı zaman baş tacı olursun.

Allah seni hayırla andığı zaman, uçan biri bile olsa sana eş olmaz.
Gezdim, mesafe aldım, gidilmesi imkânsız yerleri seyretmelisin.

Allah’ı tanımalısın, bilmelisin, huzuruna götürecek kılavuzu bulmalısın.
Dostlukla bağlanırsan ulaşırsınız.

Kendi gerçeklerini gördüğün zaman ayıplarınla karşılaşırsın, suçluluk duygusu ile dinsizliğin tesiri altında yanıp, şikâyet etmekten kurtulursun.

Sevdiğinin yolunda iyiden ve kötüden kurtulursan canın bu işkenceden kurtulur.

Sevgili yolunda olmalısın, sevinçle bu kapıyı aramalısın, tüm olanaklarını kullanmalısın.

Ulaşılması zor olan büyük bir dağın arkasındadır sevgili.
O bize yakındır da, biz ondan uzağız.

Her insan adını söyleyemez.
Kolay görülmesin diye sayısız karanlık perde ve yanmaman için nur perdesi vardır.

(Koşullara uygun olmayanlara bu perde açılmadığından gerçekleri göremezler, ancak karanlık perdede gördükleri hayalleri gerçek şekillere benzetip önce kendi bu zannetmesine inanır sonra çevresine inandırmaya çalışırlar.

Uygun olanlardan nurdan yanmamaları için nurun tesirini dayanacağın kuvvete azaltan perdeler vardır.)

İstekli olman veya bu yolda çalışman hak ettin veya kesin ulaşacaksın anlamına gelmez. 

Sevgilinin hükmü geçer.
Yücelik makamındadır.

Kendisine hayrandır.
Aklın bunu anlayacak ve kavrayacak yeteneği yoktur.

Ona giden yol budur diyemezsin.
Ulaştım diyemezsin.

Sanatını görmede hayran olabilirsin.
Yüceliğini göremezsin.

Bilgi, görgü ulaşamaz.
Hayal ile bu yolu aşamazsın.

Bu yolda ölenler çoktur, anlatımlar çoktur, yolunu kesenler çoktur.
Bu yol çok uzun ve büyük zorlukları olan bir yoldur.

Yiğit olman gerekir.
Yol uzak, deniz derin.

Yola kendine özgü değerlerden vazgeçip, hayran bir halde yola bazen ağlayarak, bazen gülerek gidelim, Sevgiliden bir belirti alırsak ne mutlu.

Sevgiliye kavuşamayan canın kıymeti yoktur.
Sevgiliye yiğitçe bir can verirsen yüz binlerce can verir.

Sevgili olmadıkça canın para etmez.
Sevgili bilgi özelliğinden bir tanesini gösterdi, görenler iş tuttu, işlemeler yaptı.

Görünmeyle, görmeyle kavga gürültü başladı.
Bu yolun yiğidi isen bu yolda yürümeye başla.

Gitmek isterim dersin ancak bahanelerden kurtulmak zordur.

TATLI DİLLİ kişilikli olsan;
Kendinden geçen bir şekilde hedefe yönelip yok olsan, her sözün anlamlı ve gizliliği açıklayan olsa, her sözün öğüt veren nitelikte olsa, değişmeyen sözler sahibi olup tekrar eden olsan, başına işler gelene ağlayarak bu aşk kitabını kutsal kitap gibi okumak istesen.

Sözlerin müzikte, bahçelerde, her sözüm ayrı yerde dolup taşsa, bu halime tanık olanlar kendinden geçseler.

Kendinden geçeni bulursam gizleneni söylerim.
Gizlenenler eş olabilecek kimseye söylenir.

Sevgilinin güzel kokularını koklayınca, yüzünü görünce, sözlerim azalır.
Aşka dalan ne yaptığının farkına varamaz kendini denetleyemez.

Aşkımdaki yöneliş küçük bir sevgi karşılığı almak içindir.
Gücü, kuvveti sevmekten başka yoktur.

Sevgilinin yüzüne bakmasıyla tahammülsüzlük başlar.

 AKIL TATLI DİLLİ kişiye:

Görünüşe değer veriyorsan bu yolda fazla ileri gitme, aşk yolu seni yaralamadı mı?

Geçici sevmekten bıkmadın mı?
Bir gülümseme görmek için bunca ağlayıp inlemeye değer mi? 

Yüzüne güleni sen yüz vermek mi sanıp aldanıyorsun.

İKNA YETENEKLİ kişilikli olsan;

Her davranışın, her sözün kişinin gücünü artırsa seni hapsederler.

Gideceğin yola engel olurlar, ölümsüzlük kazanamazsın ancak ölümsüzlükten bir yudum yeter görürsün, kararsızlığından her yola gidersin.

Ölümsüzlükten aldığın bir yudum kul alsan bile sultanlığı elde edersin.

AKLIN CEVABI:

Canını vermeyen, yiğit olmayan bir iz bile bulamaz.
Canını sevgiliye vermeden sevgiline kavuşamazsın.

Hem ölümsüzlük istiyorsun, hem kendi canını seviyorsun böyle ikilemde ulaşma yoktur.

Canını ne yapacaksın, bir gün çekip gidecek, karar sende iken canını sevgiliye ver.

Canını niye ölümsüz olmak için korumak istersin, canını sevgiline feda et.

GÜZEL GİYSİLERİ SEVEN kişilikte olan:

Kaderin cilvesi ile geldim buraya, geldiğim yerde çirkin yılana dost oldum da sürüldüm buraya.

Hoşlanma duygusu aklımı karıştırarak doğru yola engel oldu.
Kendim bu karışıklıktan çıkamıyorum, bir kılavuz bu karışıklıktan kurtarsın beni.

Ulaşmak durumda değilim, yaklaşsam yeter.
Rahat yaşam yeter bana başka bir şey istemem.

Cenneti isterim cenneti.

AKLIN GÜZEL GİYSİLERİ SEVEN’ e cevabı;

Kendi yaptıkların yüzünden yolunu kaybetmişsin başkasından istemek kötü davranıştır, kötü alışkanlıktır, doğru yoldan çıkmaktır.

Akıllı olan evi değil ev sahibini ister.
Cennet heveslerle dolu olan cenneti aşırı isteği olup elde edemeyenler ister.

Cennet Allah’ın güzelliklerin bir damlasıdır.
Neden bir damla ile yetineceksin.

Cennette olanlar gizlenenleri bilmediklerinden yiyerek ve içerek gizlenenlerin peşine oradan düşerler.

Sen o zaman kaybını yapma.
Gönül yeri bütün güzelliklerin doğru yeridir.

Kuvvetin varken bütünü hedefle, bütünü iste, bütün ol, bütünü gör.
Allah’tan başka iki âlemde de başka bir şeye bağlanırsan elinden alınır.

Allah’a ulaşmayı amaçla, korkma, çekinme, kaçma saklanma ki övgü alasın.

TEMİZ GÖRÜNEN kişilikte olan:

Ben temizim, devamlı su ile temizlenirim, su üstünde yaşarım, evim yerim sudur.

Su olmayan bir yerde yaşayamam.
Her var olan su ile diridir.

Her canlının yöneldiği su da yaşıyorum, başka istek peşinde olamam.

AKLIN TEMİZ GÖRÜNENE cevabı:

Hoşlanan canını ateş haline getirir.
Su bütün değerlerini alıp götürmüş.

Suyu yüzü kirli olanlar arar.
Suya kirli adamlar ararlar ve bakarlar.

Su hareketlidir, su üstünde olanlar geçer giderler, su üstünde yapı duramaz.
Temeli su olan sonuçta toprak olur.

 AKTÜEL kişilikte görüne:

Renkli ve parlak taşları toplar.
Bu uğraşısı zor ve yorucudur.

Elde edeceğim yerden sevgi ile bağlanıp ayrılmam, bu durum beni hoş ettiği gibi, şaşırtıyor ve perişan ediyor.

Bu saltanat devamlıdır.
Benim için en değerli şey bu renkli parlak taşları toplamaktır.

Aktüel bilgisi olmayan neye yarar.

 AKLIN CEVABI:

Üzerin renkli, aradığın renklilik bu işe âşık olmuşsun.
Renkle kendini aldatanda ne akıl vardır nede ağır başlılık.

Gerçekliğe yönelen renge kapılıp aldanmaz, gerçek değeri yoktur.
Değerlerini görsel bir maddeye bağlarsan amacına geç ulaşırsın.

Yaratanın yarattığını yaratandan daha üstün görürsen işin zor.
Yaratan sana imkân ve güç vermişse oluşan hükmetme sana ait değil ki.

Sen akıllı ol da gönlünü mücevherlerle doldur.  

ASİL AİLE kişiliğinde olan:

Ben kimseye benzemem, yaradılışta yüceliğe ulaştım.
Vücut isteklerimi aşağıda tutarım.

Yüce kişiler benim gölgemde yetişir.
Benim eşim dostum olacak yoktur.

AKLIN CEVABI:

Ey boş şeylere güvenerek aldanan bu tavrın herkesi güldürür.

Senden hüküm sahibi olanlar yarın hesap gününde belalara uğrayacaklar ve keşke bir şey almasaydık diyecekler.

Dünya sultanlığı toprak sultanlığıdır ve öbür âlemde yaptığın şeyleri sorup hesap ediyorlar.

Bu dünyadaki hükmetme gücün öbür dünyada devam etmez.

TERBİYELİ kişiliğe sahip olan:

Büyük kimselerin yanında olmak için çalışırım.
Büyük kişilerin sohbetinde olanın kendini sevdirdi mi?

Sultana ne derse yapılır, ne isterse yapılır.
Yüce insanın eliyle yücelir.

Başka bir uğraşıya gerek yok.

AKLIN CEVABI:

Kendine has özelliğin yok, başkasına bağlanıp kalmışsın.
Herkes padişahım der fakat bir padişah vardır.

Dünya padişahı ateşe benzer, uzak dur, uzak olmak daha emniyetlidir.
Dünya padişahı başarı sağlarsa övgü onadır, başarısızlık olursa suç yanındakilerin.

YALNIZ kişiliğe sahip olan:

Kimseyi incitmez.
Dertli, üzüntülü, daima ihtiyaç içinde oturur dururum.

Seyrederim ancak kullanmam.
Başımdaki bu hava, başımdaki bu sevda yeter bana.

AKLIN CEVABI:

Seyrettiğin âlem karışıktır, tuzaklarla ve tehlikelerle doludur, bu karışıkları seyrederek vakit geçiriyorsun.

Onun sevgiyle baktığı sensin, sen ona bak yaptıklarına bakıp vakit kaybolma.

Sevgiliye bakmalısın.
 Ayrılığın etkisi, kaynayan kazanın etkisini gösterir.

DEFİNE (PİYANGO) BULMAYI İSTEYEN kişilikte olanlar:

Yıkık yerlerde define ararlar.
Define bulmak hırsı yaşamını kaplar.

Kolay ve çok kazanç peşindedir.
Define olması muhtemel yıkık yerlere âşıksın.

AKLIN CEVABI:

Defineye âşık olmak kâfirliktir.
Kendini defineye bağlarsın ve onu put yapar tapılacak hale getirirsin.

Altına paraya aşk duyanın gönlü bulanır, bozulur ve kıyamette yüzü fare yüzü oluşur.

ÖZ GÜVENİ OLMAYAN kişilikte olanlar:

Kendini karar veremeyen, doğruyu bulamayan, kuvvetsiz, isteksiz, yetersiz, beceriksiz olarak görür.

Başaramamak, sonuç alamamak korkusuyla kendilerini pasifleştirmişlerdir.
Kendi ürettiği hayal dünyasından çıkmak istemezler.

AKLIN CEVABI:

Böyle demekle sorumluluktan kaçıp özgürüm diyemezsin.
Kendini aciz göstererek görevlerinden kaçıyorsun.

Aslında dik başlısın ama tepki olmasın diye acizlik oyunu oynuyorsun.
Bu iki yüzlülüktür.

Aklın beğenip alacağı bir davranış değildir.
Acizliğe sığınmayı bırak olgunlaşmaya ulaşmaya bak.

Kendi yazdığın bu oyunda ancak kendin oynarsın, sana inananların bahanelerle nasıl ayrıldıklarının farkına var.

Söz olmasa da hareketlerin bu anlama gelir.

GENEL ÖZÜR:

Hakikatten haberin yoksa özre sığınma.
Üst düzeyden bahset, alt düzey konuşulmaya değmez.

Candan olmayan çalışmadan verim alınmaz.
Kendini besleyecek küçük bilgilere ulaşamamışsın, büyük bilgilere nereden ulaşacaksın, büyüklerin yanında nasıl gideceksin.

Küçük bir etki ile bozuluyorsun, daha büyük etkileri olanla beraberliğe dayanamazsın.

Küçük bir etkin olmadan, bilmeden büyüklerle bir araya gelirsen yanarsın.
Küçük bir problemde boğulurken büyük problemleri çözemezsin.

Bir ağır sözden çekinirken yaralanmaya tahammül edemezsin.

Var olanı bile var diyemiyorsan, yok diyorsan iyice kirlenmişsin demektir ki bu işler pis adamın işi değildir.

ÖZÜRLERİN AKLA SORULARI:

Açıklama olmasa yücelik yolunu bilemeyiz.
Göremediğimizi görünür hale duruma getirilmese kör durumunda kalırız.

İlişkimiz olmadan daha iştahlı olmamız beklenemez.
Doğada kendimizi mukayese ettiğimiz de küçük ve yoksuluz.

Başkasına küçük bir engel bize dağ gibi engel olur.
Sorumluluk alsak bizim gibiler başaramaz.

CEVAP:

Amacın için aşkın olmaz ise elin boş durursun.
Aşk, iyi iş yapmak istemeyenlerde olmaz.

Boş durmaktan elde edeceğin, kalbini çürütmektir.  
Aşk yolunu gören sevinçle tüm imkânlarını kullanır.

Sana verilen bu özelliklerin nasıl verildiğini bilmelisin.
Hakikat olarak varım diyorsun ancak gölgeden başka bir şey değilsin.

Kendi gerçeğini bilmeden, seni oluşturan yapıyla bağlantı kuramazsın.
Kendi gerçeğini bil de iyice anla, gizle, açığa vurma.

Kendi dünya isteklerinden vazgeçen Tanrı’dan devamlı haberdar olur.
Bu makama varsan bile ona katılmış olmazsın ancak içinde olursun.

Kimin gölgesi olduğunu bildin mi ister öl, ister yaşa her şeyden kurtulur, bir şeyle bağlı kalmazsın.

Apaçıktır meydandadır ki gölgesi olur, gizli olsaydı gölgesi olmazdı.
Diğer âlemde aslı meydana çıkar, sonra dünyada görünür.

Güzelliği görecek göz olur fakat aklı karışık olan değerlendiremez, böyle olana kör denir.  

Doğrudan bakamayacağın için Tanrı gönlüne bağışlayarak ayna icat etti.
Bahsedilen ayna gönüldür, gönle bak da onun yüzünü gör.

Gönül aynana önem ver,  tanı, aradığının güzelliğini seyret.
Asıl ile gölge birbirinden ayrılmaz.

Gölgeyi gördün ise içinde güneşi de görürsün.
Gölgeyi güneşte kaybolmuş görür, her şeyi aslı olarak seyredersin.

Her gönülden bir yol vardır, gönül’ü bilmeyen içindeki yolu bilemez.
Gönülden gönül’e bir yol vardır ve beraberdir, beraberlik vardır ancak beden yakınlığı da istenir.

Yukarıda anlatılanlar seni harekete geçirmedi ise anlayışında bir problem var demektir ki bundan sonraki anlatımları hiç anlamazsın.

Kalbindeki mührü açmaya yetkili olan Tanrı açarsa anlarsın.

AKLIN KILAVUZ OLMASI:

Ne olursan ol ben merkezli düşüncelerini yok edersen âşık olursun.
Gönlün ve benliğin birbirine düşmandır.

Benliğini terk ettin mi yolun sonuna varırsın.
Benliğin seni bağlar yol alamazsın.

Benliği bırak sevgilinin yüzünü gör.
İmanın benliğinle beraberse onu da terk et.

Aşk, inkâr etmekten de yücedir, iman etmekten de yücedir.
Âşık, aşkı için her şeyden vazgeçer.

Meleklerde aşk vardır, dert yoktur.
Dert adamdan başka bir mahlûkta bulunmaz.

Önce sana öğretilen benliğinden, imanından, inkârından korkma vazgeç, sıfırla kendini, vazgeçersen bu işin eri olursun.

Gizlenenleri bilmek için er olmak gerekir.
Eski huyun üstüne yeni huy olmaz.

Korkma, erlerin aslanı gibi yola gir, tehlike bile olsa korkma.
Aşk yolunda imtihan çoktur, başına çok işler gelir, bunu ancak aşkı bilen bilir.

Aşk yolunda ne söylenirse olağandır, bu yolda rahmet, ümitsizlik, hile, eminlik hepsi mümkündür.

Dünya isteklere yönelmiş akıl bu gizlenenleri işitemez.
Allah’ın nasibi olmayan bu yola giremez.

Bu çağrıyı gönül kulağıyla işitebilirsin, başındaki kulak duyamaz.

Gönlün dünya istekleri ile savaşıp durması günün koşullarında zorlaştı, yaşam mutsuzluğa döndü, üzüntüler arttı, şikâyetler çoğaldı, feryada kulak veren azaldı.

 Aklı en iyi olan lider seçilir.
Yol tenhadır, sessiz bir yoldur, ne uzun yoldur, ne kısa yoldur, herkese bu yol gösterilmez.

Bu yolda gönlünde başka bir amacın olmaması gerekir.
Bu yolda ne bütünü ile ne kendinden geçersin, ne de kendinde olursun.

Bu yolda gidersin ne kadar gittiğini, hedefe ne kadar yaklaştığını bilemezsin.

Devamlı kendinden geçmiş bir halde gidersin.
İbadeti bir an bile bırakma, fakat sakın ibadete güvenme.

İbadet ederken bir bakış erişirse o zaman makama erişirsin.
Kutluluk ne zaman ve nasıl gelir bilinmez.

Bu yolda körcesine gitmek yanlıştır.
Olgun bir büyüğün yol göstermesi lazım.

Olgunluk sahibi bütün sana rahatsızlık verenlere müdahale edince rahatsızlıkların rahatlığa dönüşür.

İmkânlarını ihtiyaç halinde olanlarla ortak yap.
Yol zahmetine katlanamaz hale gelirsen ister aşağı dünyaya in yaşa, ister öl ikisi de bir.

Dünya pislikten başka nedir?
Yüz binlerce halk dertle ağlayıp, inleyip ölüyorlar.

Yüz binlerce halk kötüdür, yankesicidir, hepsi de dünya leşi peşinde koşmaktadır.

Bu yolu takip eden herkes hedefe varamaz.
Her istediğine ulaşamaz.

Halkın tesirinden tamamen kopmadıkça yaşayan ölüsün.
Aşk eri yol alır, konuşmayla vakit geçirmez.

Aşk başıboş gezenlerin işi değildir.
Aşkın verimi isteksizliktir.

İsteği olan bu yoldan çekilsin.
Aşk bir gönülde konakladı mı o kişinin gönlünü dünya ve ahret kazancından çeker alır.

Aşk derdi zordur, konumunu kaybettirir.
Aşk seni kendi haline bırakmaz, önce öldürür sonra kan bedeli ister.

Aşk eziyet verir, verdiğini kolay vermez.
Çok aciz olsan bile aşk yine sana saldırır.

Kanlı gözyaşı dökmedikçe beslemez.
Aşk ekmeğinin katığı zahmettir.

Aşk yolundan geri dönmen için sayısız zorluklarla karşılaştırılırsın.
Bu yolda ret ve kabul dalgaları çoktur.

Ulaşmaya çok yaklaşsan bile geri döndürürler.
Her nefeste dileğini bir etmelisin.

Âşık sevgili miyim?
Düşman mıyım?

Diye kendi durumunu bilemez.
Günahkâr bile olsan ondan ümit kesme, onun bağışını dile, ondan olgunluk ve bağış iste.

Tanrı tövbe eden kişiye nimetler gönderir.
Doğrulukla tövbe edersen yüzlerce hediyelerle dönersin.
Tövbe kapısı açıktır.

Yarabbi devince her ne durunda olursan ol buyur kulum cevabı gelir.
Tanrı yapısında hiçbir şeyin olmasa bile düşkünlük değildir, az kıvran az üzül.

Orası hiçi de her şeyi vermek karşılığında satın alır.
Günahları ayıplayan kişi, kendisini zorbalar arasına katar, kötülerden olur.

 Âşık kişilere merhametle bakar ve kendi yargılamaz, yargıyı Tanrı’ya bırakır.

Sen ancak hoş gör.
Kendini hor görme, senden ilerde bir yaratılan yok ve olamaz.

Melekler senin için ibadet ediyorlar, bütün bu ibadetler ebedi olarak sana bağışlanacak.

Tanrı rahmet bulutlarını üstünde gezdiriyor.

Devamlı inancını ve davranışlarını değiştiren ibadet etmeye gönül verirse iyiliğe doğru yönelir.

Şibli’ye göre:
Gönül alçaklığını seçip düşkünlere yücelik saçar.
Kendini karıncadan bile ileri görmez.

İleri görürsen kendini put yapan edersin.
Övgü ile kınamağı bir etmezsen put yapan olursun.

Ateş gibi yakma, eritme de Tanrı’ya kul ol.
Kulluk makamından daha ileri ve üstün bir makam yoktur.

İddialara, yargılamalara, davalara kalkma, mevki makam arama.
Aşk yolunu bilgili kişi gider ve bu ustalık ister, özelliğin yoksa başka yola git.

İSTEKLERİN ÇOK OLMASI baskısında olan yalancıktan yapılan övgüden hoşlanırsa böyle biri âşık olamaz, ölümü defalarca görmesine rağmen Tanrı buyruğuna uymuyorsa aşık olamaz.

Kendini öven ve bundan tat alan aşık olamaz.
Sonuçlara göre düşünemiyorsan aşık olamazsın.

İBLİSİN ALDATMASI sendeki isteklerdendir.

Dünya malı iblisindir, iblisin malını elinden almak için savaşırsan ibliste senin dinini almak için savaşır.
(düşünce sistemi olarak yorumla)

Dünya sevgisi iman zevkini giderir.
Mademki bırakıp gideceksin, niye elde etmek için uğraşıyorsun.

Var olanlara bak ta öyle merhamet iste.
Ölüm döşeğinde yaptığının değeri yoktur.

PARA, ALTIN çok seven hırsından gözleri kör olur, karınca gibi hırsa sahip olurlar.

Tanrıdan bir şey istiyorsan sevdiğin şeylerden yoksullara verdikçe, onları doyurdukça alırsın.

Paranı mala yatırdıysan o mal seni hep bağlar, bırakmaz.
Para, kaybetme korkusu ile korkaklaşırsın.    

Biri iki yapmaya başladıysan bu yolun sonu uzun çıkmazdır.

Dünya parasına kıymet verdikçe din yolundan uzaklaşırsın, yani dünyaya ait değer verdiğin kalmayacak.

Benliğine az bir eser kalsa bile ebediyen emniyet ve huzur yüzü göremezsin.

Yüzlerce hazinen olsa hepsinden maksat iyi bir geçim, amaca ulaşmaktır.
Sen biriktirirsin hesap verirsin, mirasçın yer ona helal olur.

Dostunu vefasızlık edip ucuza satma, dostsuz kalırsın.

İMANIN DİREKLERİ:

1. Açlık.

2. Canla başla oynamak.

3. Alçakta kendini hissetmek..

4. Gurbet.

5. Fırsat.

GÜZEL YAŞAMI OLANLAR bu yaşamın sonu ölümdür. Kendi ayıbını kendin göremez durundasın, başka birinin söylediğinde vay haline.

Yaşadığın müddetçe baş gözünle birçok şeyi görsen hiçbir şeyi görmemişe dönersin.

Gerçeği görmeyen hiçbir şey görmemiş olur.

Gerçeği ulaşıp görmen, anlaman, kavraman, yaşantına katman, başkalarına önerilerde bulunman için neler yapacağın aklın yeterli olup olmadığını ortaya çıkarmak için karışık anlatılmıştır.

Aklı yeterli kavrama yeteneği sahip olmayana bu yol yok edicidir.

Diğer âlem doğru yorum yapanların, zıtlıkların arasından doğruya ulaşma becerisi gerekir.

Zamanı kullanmak bu durumda çok önemli oluyor.

CİNSEL CAZİBENİN ETKİSİNDE OLANLAR’IN bu isteyişleri şehvetten doğan bir arzudur, eksiktir, kusurludur.

Bu bilgiden oluşan aşk olamaz.
Bu âlemde görüp hayran olduğun güzelliğin bir zaman sonra kaybolduğunu göreceksin.

Aklın başındayken kaybolmayan güzellik ara, bu aradığın görünmeyen âlemde vardır.

Bilgi tahsili adama ululuk verir.
Kavgayı mücadeleyi doğurur.

Aşka girişen adam perişan olur, rezil, rüsva eder, sabrın, kararın kalmaz, serbest olursun, utanmaz olursun.

 Görünüş güzelliği kan, salya, asitler, kemik, deri, yağ, et bunlara mı aşık olacaksın yoksa bunları ahenkli uygunluğu sağlayan görünmeyen ruhuna mı aşık olacaksın.

Yok, olmayacak olana âşık ol.

Hak seni yüzlerce yüceliklerle, yüzlerce refah ve bolluk içinde yetiştiriyor da sen, bilgisizlik yüzünden yarattığına kapılıyorsun.

 Büyük av peşinde olan birinin küçük oyalayıcı bir av karşısında yoldan kalması düşünülemez.

 İyi bir dost bulup sonunda ondan ayrılan için dikkatsize kıymet bilmeyen denir.
Bu oyunlara yaşam boyu çok kapılırsın.

ÖLÜMDEN KORKAN kişi yanıp yakınmaktan başka bir şey yapamaz.

CEVAP:
Doğum gibi ölümü yaşamın normali kabul et.
Vücudun topraktan geldi toprağa gidecek.

Ölümü kabul edip rahat edeceksin.
Hepimiz ölmek için doğmuşuz.

Madem öleceksin öldükten sonraki yolculuğunda sana yararlı olanlar için çalışmalısın.

Bu dünyaya neden geldiğini düşünmelisin.
Adam olman için doğmuşsun ama bir türlü adam olamamışsın.

Yaşarken kendini bilmemiş, bulamamışken ölünce hiç bulamazsın.
Ölüm ne az akıllıyı bırakır, ne akıllıyı, ne iyi bir adam kurtulur, ne kötü adam kurtulur.

Ölüm sana gelip çatacaktır, ne yaparsan yap, kurtulmaya çare yok.
Ölüme hazırlanmak Allah’ın emri, ama ben bu düşünceden hep kaçıyorum.

Ölmek dünyada en güç iştir, öldükten sonra daha güç işler var.
Ömrünün değerini bilmelisin, ölünce ibadet kapısı kapanır.

Kuş, kanadının kıymetini kanadı yandıktan sonra anlar. Bir şey seninle beraber yolculuk etmiyorsa kıymeti yoktur.

HİÇ İSTEĞİ OLMAYAN kişi, hiçbir dileğine ulaşamadığı için dert ve yas içindedir.

Şaşkın ve aciz bir halde yaşar, her an isteğinin olmasını dilemekten başka hiçbir şey yapmaz.

CEVAP:
Dünya nasıl durmuyor gidiyorsa, sende dünya isteklerinde o kadar önemle durma, ağlayıp inleme, ulaşsan bile bu kısa bir süre mutlu eder, sen başka bir isteğe yönelirsin.

Verilmeyenin hesabı sorulmaz.
Zorluğa düşmüş olman yüceliğe işarettir, büyüklerin hayatını incelemelisin.

Tanrı tatlı verdikleri yanında acı da vererek imtihan eder.
Sen her verilene acı tatlı demeden memnun olursan veren de senden memnun olur.

Zahmet ve rahmet ayrı anlatımı vardır ama tavuk yumurtadan mı, yumurta tavuktan mı çıkar benzetmesi gibidir.

Dünya âleminde huzur ve istirahat etmene imkân yoktur, sen bu imkânı uykuda, rüyada bulsan bile başka bir istek gelir bozar.

Bu dünyada isteğine ulaşan ne görülmüştür ne duyulmuştur.
Gönül huzuru arıyorsan isteksiz kalmalısın.

İstek peşinde yıllarca gidip uğraşıp elde ettiğin bir zerredir, o da yok olacaktır.

Yani az gittim, uz gittim dere tepe düz gittim baktım ki bir arpa boyu yol gittim.

TANRI EMRİNDEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMAYAN kişi kişilerin yönlendirmesine uymaz.

CEVAP:
İş Tanrı’nın emrindedir, emre uygun hareket et.
Sen emir altındasın, kendiliğinden iş yapmaya kalkma.

Emir verenin emrini yerine getirmek yüceliktir, zarar ziyanın hiç önemi yoktur.
Yolun inceliklerini anlayan, kavrayan işin emre uymak olduğunu bilir.

Tanrı ne emrederse o bana yeter, insan bu emre göre davranması yeter.
Kişi sözünden değil, sınandığı zaman belli olur.

Sınamadan karar verilmez.

Tanrı’nın işini yaparken saygılı olanlar toplanan yerde kalırlar, saygılı olmayanları çabuk def ederler.

Emrin gereğini yaparken sana leke veya toz konarsa emirden dolayı veya emir verenin hatasından bilme, kendi hatandandır.     

TANRI YOLUNDA TEMİZ OLMAKLA GÖRME ÜMİDİ olan kişi bir şeyle uğraşmaz, eline geleni kaybeder, hepsini sarf eder.

CEVAP:
Bu yola hazırlıkta ilk önce temizlik yapman gerekir.
Temizlik yapmadan yola düşmen Allah’ı anmak (Namaz) sayılmaz.

Allah’tan daha çok seversen bağlanırsan sıkıntıya hazır ol.
Bu sıkıntı kendinin başına geldiği gibi, sevdiklerinin de başına gelebilir.

Yok, ol, yokluktan bu kadar bahsetme; canını feda et de bir şeycikler söyleme.
Bilmediğin güzelliği yok diyemezsin. 

 ÇOK ÇALIŞMAKLA ELDE ETMEK İSTEYEN kişi kesin kararlı, çalışarak, emek sarf ederek ulaşılır mı?

CEVAP:
Kararlı ve çalışarak elde edilir.
Sonuçta elde edemesen bile o yolda derler.

Asaleti gören küçük şeylerle uğraşmaz.
Karşılığında bedel verdiğin kıymetlidir.

Tembellikle ele geçen sende bir müddet misafirdir.

Çalışma ve kararlılığında sana en lazım olan görüş kuvvetidir, görüşün yoksa gidemezsin ileri.

Aklına gönlünü, canına da davranış verirsen kanatlanıp uçarsın.
Kaderin yeniden yazılması için bu yolda yolcu ol.

(Kaderin hayat programınla birlikte anne karnında verilir, sonraki zamanda tekrar gözden geçirilir, hangi yola gidiyorsan bu yola uygun ilave kaderin tekrar yazılır.) Herkes uyurken

Sen uyanık olarak yeni aydınlığı karşıla.
Bu yola kararlılıkta çalışan en aşağıda olsa bile yücelere çıkar.

MERHAMETE, VİCDANA, MANTIĞA DAYANAN ADALETE VE SÖZÜNDE DURAN kişinin bilgi âleminde rütbesi ne olur?

CEVAP:
Merhametli olman, vicdanlı olman, mantığa dayanan adalet içinde olman, bütün ömrünü rükûda, secdede geçirmenden iyidir.

Bu özellikleri kimseden alamazsın, içinden gelir, Tanrı’nın verdiğidir.

 Her şeyi bilebilirsin, ancak Tanrı’yı bilene koşarak ve hürmet ederek saygı göstermelisin, o senden ileridedir.

Mümin sözünde durur, insaniyet sahibidir, merttir, yiğittir, cömerttir, iyilikseverdir.

Sözünde durmayan kâfirden de aşağıdadır.
Yaptıkların bir gün yüzüne söylenecek, o halde şimdiden kötü hitaba neden yaratma.

UTANMAZLIK, ARSIZLIK, EDEPSİZLİK, SAYGISIZLIK(küstahlık) kişi yapsa ne olur.

CEVAP:
Samimiyet varsa saygı gerekir.
Yeni başlayanlarda ve Tanrı gizliliklerinde ehliyet sahibi olmuş için ayıplama yoktur.

Allah sevgisi ile kendinden geçmişlerin söz ve davranışlarından ayıplama yapılmaz, ona söyler, her şeyi ondan arar, onunla ister.

Sen doğru olmaya çalış, yoksa zahmetlere düşersin.
Sen kendine gel de dilini tut.

Özür olanda hüküm uygulanmaz.

HERKESTEN VAZGEÇİP, BİR KÖŞEYE ÇEKİLEN, AŞIK OLDUM diyen kişi birleşme için olur mu?

CEVAP:
Senin yaptıklarının sonucunda kesin elde edeceğin yoktur, ancak hoş bir surette seni yalnız olarak götürürler.

Kendinin seviyorum demesi önemli değil onun sana seviyorum demesi önemli.

Aşk sanatını sanat sahibine bırak, sen benliğini araya sokma, çekilmezsen imandan da olursun, canından da.

İmkânlarını değil kendisini sev.
İnsan kendi olanaklarından da bıkar.

Varlıktan gönlünü çekmek ve ölmek, her baba yiğidin yapacağı iş değil.

YÜCELİĞE ERİŞTİM DİYEN KİŞİYE.

CEVAP:

Bu yolda sevinç ve heyecandan kendinden geçer bu davranışlara sahip oldum dersen felek seni hedef yapar, bu yolda verilen nura aldanıp kanıp sakın ululanma.

Ululanma benliğine döndürür ve tüm kazanımlarını tehlikeye atar.
Ben, ben, diyen iblis gibi olur.

Gönülden uzak, dünyaya ait hoşlanma duygusuna yakın olan her şey şüphe yok ki hem haramdır hem pis.

Görünen pisliğin temizlenmesi kolaydır, içinde gizlenmiş pisliği önce ortaya çıkarman sonra temizlemen gerekir.

İç ve dış temizliğinle fazla ilgilenip esas ilgileneceğin konudan uzaklaşma.
Kılık kıyafetine anlam yükleme.

Seni kişiler değil Hak sevecek.

BİLGİSİZ OLDUGUM HALDE BU YOLDAYIM, halk bu halimi ayıplıyor.

CEVAP:
Kim ne derse desin, hiç kimseye aldırış etme, sevinçle neşelen.

Varacağın yerde yalnızlık vardır, ne dert vardır, nede üzüntü, hep neşeden ibaret.

Ayıp arayan gözle ayıp aradıkça gizli güzel âlemi göremezsin.
Başkasının ayıbı kadar kendi ayıbını araman da yine seni ayıplı yapar.

Kişi kendi ayıbını görmez de başkasının ayıbını görür.
Aşk azalmaya başlayınca ayıplar öne çıkmaya ve söz edilmeye başlar.

Kendi ayıbının farkına varınca başkalarının ayıbı ile uğraşmak için zaman bulamazsın.

Kendi kendisini terbiye edebilen başkalarını da terbiye edebilir.
Kendi kendisine yardımı dokunanın iyi kötü, başkasına da yardımı dokunabilir.

NE İSTEYECEĞİNİ BİLMEYEN kişi.

CEVAP:
İsteyeceğin kişiyi önce bilmelisin sonra istemelisin.
Yeni istekli ile aşırı istek sahipleri az bir menfaat karşılığına razı olurlar.

Tanrı’ya hakkını ödemek için ne bir şey umarak ibadet etmeli, ne de korkarak.

Tanrı’dan başka hiçbir şeye değer verme, kendisine saygı göster, imkânlarına değil.

Mal, mülk, makam veriliyorsa Tanrı kendinden uzaklaştırmak için oyalayıcı şeyler veriyordur, farkında ol.

Cennet ve cehennemden geç, ikisinden de geçince yiğit olursun.
Örneği olmayan, eşiti bulunmayan, misli olmayan, benzeri olmayan Tanrı’nın kendisini iste.

Tanrının yerine ne seçersen puttur.
İnancını madde karşılığı değişme.

Tanrı’ya söz verdinse(adak) unutma, o yerine getirdiyse sende sözünü yerine getir.

SEVDİĞİNE NE GÖTÜRMEK LAZIM

CEVAP:
Orada olmayan bir şey götürmelisin.
Gönül derdini ah…

Çekerek götür.
Bu ah.. İçten olursa tesir eder.

Sevgiden dolayı çekilen ah..
Seni uykularından uyandırır.

Yaralı bu yere gidersen ruh gizliliklerini göreni olursun.
Yaran varsa ilaç iyi gelir.

Gönül yarası aşktır, çaresi olan yere ulaşmaktır, orada yarana ilacı korlar tedavi ederler.

YOLUN UZUNLUĞUNU NEDİR, TEHLİKELERİ NELERDİR.

CEVAP:
Bu yoldan geri dönen olmadığından yolun uzunluğu bilinmez.

Bu yolda 7 vadi vardır.

1.Vadi istek vadisi.

2.Vadi aşk vadisi.

3.Vadi bilgi vadisi.

4.Vadi istiğna (ihtiyaçsızlık, tok gözlülük).

5.Vadi tevhit (birleme) vadisi.

6.Vadi hayret vadisi.

7.vadi yokluk, yoksulluk vadisi.

Bunlardan sonra artık gitmene lüzum yok.
Gidiş bitmiştir, artık Tanrı’nın çekişi altında yol alırsın.

(Ateşten ve nurdan 7 deniz var bu yolu aşmamız lazım buluşmaya ulaşmak için.

(Açıklama:
Bu yolculuğa akıllı olanlar çıkabilir.
Ancak bu yolculuk akıl gücü ile yapılmaz.
Akıl gerekli ve yanında olmalı ancak gönül kuvvetiyle gidebilirsin.
Defalarca gider gelirsin ta ki gel, gir daveti alana kadar.)

İSTEK VADİSİ (1.vadi)
Bu vadide sevgilinin kapısını açması için sınavlar vardır, bu sınavda ne kadar kararlı olduğun sayısız belalarla test edilir.

Diğer sevgilerden olan bağını koparman istenir.
Problemler karşısında doğru teşhis yapman ve doğru çözüm yollarını bulman gerekir.

Korkunun tesiri altında kalmaktan kurtularak korkusuz olman gerekir.

Sevgili bütün koşullarını kabul ettirmeden kapıyı açmaz.

 

Özlemin hiçbir zaman kaybedilmeyeceğine kesin inanılması gerekir.

Yani her koşula, her şarta kabul etmek istenir.

 

Hırsızlama gözetim ile kolayına kaçma ile galiplik ve üstünlük peşinde isen isteğin noksan olduğu için aradığını bulamazsın.

Sevdiğinden ne gelirse gelsin ayırt etmeden sevinmelisin.

 

Her yerde arayıştan vazgeçme.

Bu yolda dert ve bekleyiş yolunu buldurur, birinden öğrenir, bilirsin.

Zamanın gelmesini bekle işin düzelsin.

 

Arayış içinde istekli olmalısın, arayışla bulduğundan daha fazlasını yine arayarak bulursun.

Tanrı kapısı her an açıktır, arayıp bulmalısın.

(Aşk araç değil amaçtır)

 

AŞK VADİSİ (2.vadi)

 

Bu vadide olan işin sonunu düşünmez.

Hiç bir şeye aldırış etmez.

 

Âşık olanın nesi varsa elden çıkarır.

Âşık yarına vaat edilen sevgilinin yüzünü görmeyi bu güne almıştır.

 

Aşk geldiğinde akıl, derhal kaçıp gider.

Akıl bu yolun taşıyanı değildir.

 

Akıl gözüyle bakarsan aşkın ne başını ne sonunu görürsün, ne ayağını.

Bu yönelişin karşısında gizlenen âlemden gören göz verirseler o zaman aşkın aslı nerdendir, görür bilirsin.

 

Hür adam diri bir gönüllü olman gereklidir, işine bağlanmış için değil.

Âşık olduğuna bütün imkânlarını kendine hiçbir şey saklamadan sunan kişidir.

Ulaşmak için her yol denenir.

 

Gel, gir, içimize katıl derlerse artık başka sözleri duymaz aklında sadece bu sözler kalır.

Gönlünü, yüreğini, yaşamını, zamanını, gençliğini, paranı, malını, yani neyin varsa sevgiliye veya sevgiliye ulaşmak için harcamalısın.

 

Aşk sadece bu dünyaya ait değil, gittiğin alemde de devam etmeli.

Âşık olduğunla arana hiçbir şey girmemelidir.

 

MARİFET VADİSİ (3.vadi)

 

Bu vadide ten yolcusunun yolu başkadır, can yolcusunun yolu başkadır.

Bu yolda yolun bilgi ile aydınlandı mı yüz binlerce gizlenen sana yüzünü gösterir.

İç alemine dalacak olgunlukta olman gerek.

 

Bilgilere ulaştıkça daha yok mu sözünü söyler durursun.

Buluşmaya ulaşamadı isen ayrılık yası tut, göremedi isen gizlenenleri bilmeyi dile, bunları da bulamıyorsan bekleme aramaya devam et.

 

Bilgi; doğru sözlü, temiz özlü adamda bilgidir.

İlim; gayretle çalışan kişilerin nimetidir, karanlıklarda yol gösteren muma benzer.

 

İstekte kayboluncaya kadar, gündüzleri yemekten, geceleri uykudan kesilinceye kadar istemelisin.

Hakikat ı arıyorsan uyuma, isteğin laftan ibaretse hayırlı uykular.

 

Gönlünü çalmak, çelmek isteyen hırsızlardan koru.

Hepsi tamamlanmadıkça bu iş kimseye tamamıyla açılmaz.

    

İSTİĞNA VADİSİ (4.vadi)(ihtiyaçsızlık)

 

Bu vadide ne dava vardır ne mana vardır.

Aklın başından gider, kararsız bir hale gelirsin, bu denize daldın mı artık kıyıyı bulabilirsen bul, canını kurtarabilirsen kurtar.

 

Her şey yansa yıkılsa üzüntü duymazsın.

Gördüklerin ancak serap gibi görünür, kalan sadece hiç.

 

Özlemden başka bir şey yoktur.

Yaptıkların kuma yapılmış bir resim gibi dalga gelir resim kaybolur.

Takdir edilen işi toplumun değer yargılarına aldırmadan severek yaparsın.

Bu vadide iki âlemden de çekilir ve yutulursun.

 

TEVHİT VADAİSİ (5.vadi)

Allah’a yönelme ve kendini Allah’a adama yeri gelir.

Buranın özelliği birdir.

 

Birin çok olması aslı bir olanı değiştirmez.

Allah hariç her şeyin sayısı fazlalaşabilir.

 

Bir oldun mu benlikte, senlikte ortadan kalkar.

Yokluktan geldin varlığa kapılıp kalma yok ol.

 

Varlık kaydında olursan iyi de vardır, kötü de vardır; yokluk kaydında olursan iyi de yoktur, kötü de yoktur.

Birlik yerine ulaştın mı yolcu da, yol da ortadan kalkar.

 

Akıl bu yerde göremez, duyamaz.

Delilik, divanelik âlemine adım atarsan gönlünde ne neşe, ne üzüntü kalır.

 

İkilik kalktı mı tevhit güneşi doğdu, parladı demektir.

Sen sevdiğinde yok ol.

 

Ayrı bir güç değilsin ki ben içeren sözler söyleyebilesin, güneşin bir gölgesisin, güneş ortadan kaybolunca sende bir şey kalmaz.

 

Benlik davası aklı az olan gerçeği bilmeyenler içindir.

Bütün bu oyunların oyuncusu olduğunun farkına var.

 

Yazan da o, seyreden de o.

Sen sana düşen rolünü güzel oynamaya çalış.

Başarılı olursan yazan ve seyreden tarafa geçersin.

Ne yaparsan yap kendine yaparsın.

 

HAYRET VADİSİ (6.vadi)

 

Bu vadide şaşırır kalır, yolunu yitirirsin.

Her şeyi kaybedersin, yani sıfırlanırsın, boş bir hale gelirsin.

 

Güzellikler yaşarsın ancak gerçek mi rüya mı, doğru mu yanlış mı kesin kararın olmaz.

Hatta vücudundaki organların var mı yok mu farkına bile varmazsın.

Akıl da kaybolur zan da kaybolur.

 

Bu vadide sersemleşirsin, yol yoktur, iz yoktur. Bu vadide ters anlamlar kendini gösterir.

Sonuç almak isteyenler iyice şaşkın işler yaparlar.

Ahretin yüzde biridir ancak.

 

FAKRU FENA VADİSİ (7.vadi)

 

Her şeyi unuttuğun, sağır olduğun, dilsiz olduğun, hayranlık yeridir.

Gölgeler yoktur, güneş açıkça aydınlatır (zan biter).

 

Vardır veya yoktur diyemeyeceğin bir yerdir.

Varlık olarak hiçbir şey ne üstünde ne gönlünde bulunmasın.

 

Tanrının yüzünü gördükten sonra yıllarca hayrette kalınır.

İbadet sonra istek gelir.

 

Seni sana bırakacakları zaman kendi yüzünü göreceksin.

Kendi yüzünü gördüğün zaman kötülükleri görmeye başlarsın.

 

Hâlbuki kendinden kurtulursan varlığın (gönlünü bağlayan)kalmayacağı için kendine ait olan bu kötülüklerini görmeyeceksin.(Tümüyle ret ediş).

 

FENA MAKAMI kişi kendi benliğini ortadan kaldırırsa bu makamdadır.

(Ben ve ben merkezli bütün düşünce ve davranışlardan arınman gerekir.)

 

BAKA MAKAMI fena haline ulaştıktan sonra fena makamından da geçti mi bu makamdadır.

Yokluk, hiçlik, isteksizlik, bu yere ulaşman için kullanacağın ve önemseyeceğin davranış biçimidir.

Benliğinden en ufak bir iz kalmaması lazımdır.

 

Tepki bile vermemen gerekir.

İyi ve kötü kavramın kalmadı ise bu vadiye girdin demektir.

Âşık olunur, kâfir olunmaz.

 

Bu yolculuk sırasında bir kısmı denizde boğulup gitti, yolda kayboldu, susuz can verdi, güneş yaktı, yolda avcılar tarafından parçalandılar, çamurlara saplanıp kaldılar, susuz bir durumda denize vardılar ama susuzluktan öldüler, intihar eden oldu, ağır hastalıklara uğradılar, seyre, çağlıya daldılar, aramadan vazgeçtiler.

 

Vardıkları yer sandıkları yer olmadığını gördüler, çok büyük dediklerinin bir zerre olduğunu kendilerinin olup olmadığının önemi olmadığının farkına vardılar.

Ellerinde ne kar ne ziyan vardı.

 

Bütün insanların takdirini istemem, sevdiğimin sözü önemli.

Âşık sevdiğine ulaşamasa bile arar, sorar bu âşık olana yeterlidir.

 

Yol seni temizler, arındırır.

Bu yolu tamamladın mı kendinden bakınca aradığını, aradığından bakınca kendini görürsün.

 

Bir amacı olmadan düşünme halidir, yani bir gönül aynasına kavuştular.

Kim bu aynaya bakarsa kendindeki canı ve teni seyreder.

 

Işığın gidişine engel konursa gölge meydana gelir, bu gölgeye anlam yüklersen zan etmekten başka bir şey yapamazsın.

Bu yolda giderken birçok sözler vardı.

 

Varınca ne söz, ne ses, ne baş, ne beyin kalır.

Yol da kalmaz, yolcu da kalmaz.

Yokluğa dalıp tamamen kaybolmadıkça varlığa erişip oradaki doğruluğu asla göremezsin.

 

Kendini aşağılayarak ben merkezli düşünce ve davranışlardan iz bırakmayıp fena makamına, oradan yokluk, hiçlik isteksizlik olan bakaya ulaşıp, sürgün âleminden ispat alemine nerden varacaksın.

(Kendi istemin olmadan geldiğin yerlere tekrar giderek, kendini yeniden varlık alemine dönmek uğraşısı).

 

Bir güzelliğe aşık ederler, sonra kendi hükmünle yok ederler, özlem ve pişmanlık çektirirler, sonra sana o güzeli hediye ederler.

 

SONUÇ

Attar’ın âşıklara gizlice güzel kokular vermesinden bu kadarını anlayabildik.

Bu yolu kendine sorun edersen çeşitli çözüm yolları bulursun.

 

İnanarak bu yolda yürü.

Bir şeyi kendine sorun etmedikçe ve kendini sorunu kendine iş edinmedikçe sonuç alamazsın.

İhtiyaç durumunda kendini hissetmelisin.

 

Sözlerle oyalanma, gizlenen manasını anlamaya çalış.

Her okuyuşunda hoşluklara kavuşursun.

 

Bu kitap perdeleri kaldırarak zan etmekten gerçeği olduğu gibi görmeni sağlar.

Yiğitlik benlikten kurtulmadır.

 

Dinlemek söylemekten yücedir.

Söz iyilik bakımından altın olsa bile söylenmemesi daha doğrudur, daha iyidir.

 

Gönlün beğenmezlik ve uyku içinde ise bu sözleri masal kabul edip uyumaya devam edersin.

 

Çalışsan bile isteklerin çoğalır.

Tanrı için kendinden geç, bunu iste, bunu dile.

Yunan felsefesi seni aydınlatmaz, din derdi seni aydınlatır. 

Söz özüne kılavuzluk eder.

Kendini görmek, bilgisizlik işaretidir.

Gönül zenginliği, canıma can katmada: kanaat tükenmez bir hazinem. Her sofraya oturmam.

Çok ağlayan bu makama uygun değildir, kanlı gözyaşı dökmeyene de yol yoktur.

Elden tutmak herkesin harcı değildir.

Allah sözlerini satın alda, sakın satma.

 

Âlemde erlik nedir:

Kirleri gizleyip sahibine göstermemek, halkın göz önüne yığmamaktır..

 

Erlerin içinden ATTAR söz söyledi;

Sen de ersen onu hayırla an.

Devamlı rahmet içinde olan peygamber, bizim derdimize ilaç, canımıza saran dosttur.

Ulu Tanrı, yardım etti, kapılar açtı, bu kitabın Tamamlanmasını sağladı.

 

                                          B İ T T İ 

 

Mesneviyi okumadan önce Feridüddin-i Attar’ın yazılarını okumanızı öneririm.                        

Açıklamaya çalışan Fahrettin BAYRAŞA

 

Yazan: Feridüddin-i Attar

Çeviren: Abdulbaki Gölpınarlı

M.E. B. yayını

(Şimdiki âşıklara açıklanmış özeti)

 

 

 

 

Popüler Yayınlar