HUZURA ÇIKMAK:
Büyük bir makama gidip
görüşmek anlamında kullanılır.En büyük makam Allah’ın huzurudur.
Tüm Allah’a inananlar huzura
girmek için isteklidirler.
O huzur yerinin nerde olduğu,
huzura nasıl alınıldığını, kimlerin alındığını bu ulaşma yollarında nasıl
gidileceği, nasıl bir hazırlık yapacağın tarikat (Yol) öğretisinde anlatılır.
Türbeye Sultan DİVANİ
hazretlerini ziyarete giden Mevleviler “ Huzura gidiyoruz” derler.
Huzura çıkan elbette ki eli
boş dönmez.
Veliler, evliyalar, ermişler
huzura çıkabilmenin yolunu Hazreti Muhammet efendimizin işaretlerinden
öğrenmişler ve çıkmışlardır.
Onların anlatımlarından biz
de öğreniyoruz.
*
Belirli bir seviyede yaşam
kuranlar çeşitli aşamalardan sonra sahip olmuşlardır.
Miras yoluyla bu seviyedeki
bir yaşam eline gelmiş olanlar, bu yaşamı kaybetmemek için daha önceki
büyüklerin geçtiği aşamalardan geçmesi gerekir.
Aşamalardan geçmeyen, sahip olunan değerlerin farkına varamaz ve çabuk kaybeder.
Yiğitlik savaş meydanında belli olur.
Bu dünyaya Allah tarafından
gönderildiğimizin farkında olarak, bizden beklenen ve istenen görevleri
yaparsak huzur ve güven ortamında yaşamımızı süreriz.
Nasıl ki Allah’la beraberdik,
cennetteydik tekrar aynı yere dönebilmemiz için bize yüklenen görev ve
sorumluluklarımızı yerine getirmemiz gerekmektedir.
Tüm zamanını ve uğraşını
oyalayıcı dünya işlerine verirsen sana uyarı gelir.
Hatırlatılır.
Yaren her ezan, her sala, her
ölüm, her hastalık sana geldiğin ve gideceğin yeri hatırlatmalı.
Allah insanı, asil olarak
yaratıldığına göre sen de asil olarak davranmalısın.
Kendini azcık hayvanlarla
mukayese edersen ne kadar asil olduğunu anlarsın.
*
Erkeği iki şey adam eder.
Biri gurbettir, diğeri avrattır. (Atasözü)
*
İşte halimiz böyle yaren.
Seni kendi haline ne Allah, ne de toplum bırakır.
Sen, sana düşeni yapmadıkça
daima değişik tonlarda giderek hakarete varan uyarı alırsın.
Aklını başına topla. Keyif sürme yeri bu dünya değil, yaptıklarımızın hesabı görülüp değerlendirildikten sonra bize verilecek ebedi cennet keyfi öbür dünyada.
Kolay demedim ama
yapılamayacak kadar da imkânsız değil.
Ey yaren, yaptıklarımızın
karşılığı çok az olmasına rağmen Allah’ın lütfü ve bağışı olmasa biz o vaat
edilen cenneti de göremeyiz.
O halde niyetini iyi tutarak
bu kısa süreli dünyada sevgiyle Allah’a bağlanarak kendine düşen görev ve
sorumluluklarını hizmet etmek suretiyle (Buyurmak, emir vermek şekliyle değil)
yerine getirmeye çalış.
İnşallah huzura alınan
kullardan oluruz.
Huzura alınmayıp kapıda
bekletilmek ne kötüdür.
Daha kötüsü de İblis gibi huzurdan kovulmak.
Ama yaren İblis bile
günahlarının affedilebileceği ümidini kaybetmeden beklemede.
Çünkü Allah’ın affı ve
bağışı, kızgınlığından daha fazla olduğunu biliyoruz.
Allah’a emanet olunuz.
Allah işlerinizi rast
getirsin.
Ailenize sevgi ile
bağlanmanın kuvveti artsın.Âmin.
RAVLİ