Kul, elbiseyi alıp yola çıktı.
Elbise yolda tozlanmıştı;
Derhal o tozları yeniyle
(giysinin koluyla) süpürmeye koyuldu.
Bunu görüp hoşlanmayan biri,
padişahım, senin verdiğin elbisenin tozlarını silkti, diye padişaha haber
verdi.
Padişah, bu hürmetsizliği
kötü buldu, derhal o zavallıyı astırdı.
Bu suretle de hürmeti
olmayanın padişah yanında da değeri olmadığını bildirmiş oldu.
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
HEDİYE:
İnsanlar arasında sevgi ve
dostluk göstergesi olarak veya başka bir sebepten karşılık beklemeden verilen
nesneye denir.
Hz. Peygamber, hediyeleşmenin
insanlar arasındaki sevgi ve dostluk bağlarını güçlendirdiğini, cimrilik,
kıskançlık ve bencillik gibi kötü duyguları giderdiğini ve rızkın genişlemesine
sebep olduğunu belirterek hediyeleşmeyi teşvik etmiştir.
Verilen hediyelerin haklı bir
sebep sebep bulunmadıkça geri çevrilmemesini istemiştir.
Kendisi de çeşitli insanlara
hediyeler vermiş, temiz ve helal olduğu müddetçe verilen hediyeleri kabul etmiş
ve hediyelere yine hediye ile karşılık vermiştir.
Hediyeden karşılık beklemek
veya verilen hediyeyi geri istemek doğru değildir.
Rüşvet amaçlı verilen hediye
ağır bir dille kınanmış ve yasaklanmıştır.
***
Tozunu silkme ne demektir?
Dövmek anlamına gelir.
*
Yaren hikâyede hediye alanın;
hediyeye değer verilmediği hatta hakaret anlamı gelen döverek hareket etmesi o
kişiyi hayatından etti.
İşin Türkçesi şu: Tanrı sana
birçok görünen görünmeyen hediyeler verdi ve vermekte devam ediyor.
Hayat verdi, ruh verdi, gönül
verdi, akıl verdi, kalp verdi, gören göz verdi, tutan el verdi, yürüyen ayak
verdi, rızık verdi de verdi...
Yaren hak edişin olmadan bu
verilenler sana Tanrı’dan hediye.
Senin hak edişin yok ki.
Bütün bir ömür seccadeden
kalkmadan namaz kılsan gözün bedelini ödeyemezsin.
Tanrının sana verdiği bu
hediyelerin farkında olarak hareket et ki elinden alınmasın.
***
RAVLİ