9 Kasım 2012 Cuma

HAZRETİ ALİ HAKİKAT VE DOĞRULUK

Hazreti Ali (Tanrı ondan razı olsun) çan sesini işitti.

Ashaptan yakında bulunan kimseye:
 “Bu çanın ne dediğini biliyor musun?” diye sordu.

O da “ Tanrı, onun elçisi ve elçinin amcasının oğlu daha iyi bilir” dedi.

Bunun üzerine Ali:
Benim ilmim Tanrı’nın elçisinin ilminden,
Tanrının elçisinin ilmi Cebrail’in ilminden ve
Cebrail’in ilmi de Tanrı’nın ilmindendir.

 Bu çan “ Hakikattir, hakikattir > hakikat doğruluktur, doğruluktur” diyor.” Dedi.

Ve bundan sonra” Mecusi kâfirlerin çanı böyle söylerse çok aziz ve mübarek olan âşıkların tefi neler söylemez.

(Hiçbir şey yoktur ki, Tanrı’yı tespih etmesin) gereğince bu da tespih ediyor.

Tıpkı (Ey dağlar benimle beraber tespih ediniz)
(İsra, 44) ayetindeki Davud’la beraber tespih eden dağlar gibi.” Buyurdu.

Bu olay Müderrislerin (profesör) üstadı Zeyneddin-i Razi’den (Tanrının rahmeti onun üzerine olsun) nakledilmiştir.

Bu da Şemseddin-i Mardini’den sema öğrenmiştir.
Zeyneddin i Razi, zamanında Rum bilginlerinin ileri gelenlerindendi.

Mevlana son zamanlarda Sema’a başladığı vakit, Şemseddin-i Mardini küçük bir defi başında tutar ve:
“ Vallahi, billahi bu tespih ediyor.
Her kim bu sema haramdır derse o kimse haramzadedir” derdi.

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***

HAKİKAT
Bir şeyin aslılıdır, esasıdır, içyüzüdür, kendiliğidir, doğasıdır, gerçekliktir, doğruluktur, bağlılıktır, sadakattir, iyilikbilirliliktir.

Doğruyu arayan, doğruyu gören, ancak doğru görüşleri toplar.
Doğru görüşleri toplayan doğruları söyler.

Hakikati arayan, tanıyan, bilen, hakikati söyler.
Bugün gerçekçilik veya realist diye tanımlanır.

Var olduğu kesin ve açık olarak bilinendir.
                                        *

Peygamberimiz (Ona salât ve selam olsun):
“Şeriat bir ağaçtır, tarikat onun dalları, marifet yaprakları, hakikat de meyveleridir.

Ağaç mevcut olmazsa, dalları, yaprakları ve meyveleri mevcut olmaz”

Bu suretle anlaşılır ki, şeriat asıl, diğerleri teferruattır.
Varlığı ancak, aslın varlığı sayesinde olur.

Asıl olmayınca teferruat olmaz.
Bir kişinin tüm aşamalarında şeraitten ayrı olamayacağı kesindir.

Şeriatın sınırlarından dışarı çıkan doğru yoldan çıkar ki hüsrana uğrar.
Kul ancak bu makamları geçerek ulaşır.

                                      *
Hakikat makamında olan nasıl olur?
Alçak gönüllü olur.
İyiyi kötüyü tanır.
Hakkı ve emeği olmayana el uzatmaz.
Aza veya fazlaya kanaat eder.
Kimseyi incitmemeye çalışır.
Allah’a karşı muhtaç ve fakir olduğunu kabul eder.
Sır saklar.
Dört makamı bilir ve uygular.
Cömert olur.
Kimseyi ayıplamaz.
Eline geleni kabul eder.
Tanrı’dan emin olur.
Hakikati söyler.
 
Dört mertebeden üçüncüsü hakikattir.

1. Şeriat,
2. Tarikat,
3. Hakikat,
4. Marifet.

Tasavvuf hakikat ilmidir.
Şeriat din ilmi, fıkıhtır.

Hakikatsiz şeriat makbul değildir.
Şeriatsız de hakikat dayanaksızlıktır.

İkisi arasında tam bir uyum vardır.

Şeriat beden için,
Tarikat kalp için,

Hakikat ruh için,
Marifet Hakk içindir.

                                      *

DOĞRULUK
Hz. Mevlana bu konuda söyledikleri:
Doğru olmayan şeyler yaptım deme,
Doğruluğu tut.
O zaman hiçbir eksiklik kalmaz.

Doğruluk Musa’nın asası gibidir.
Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer.

Doğruluk ortaya çıkınca, bütün eğrilikleri yutar.

Kötülük yapan bir insan gerçekte başkasına değil, bizzat kendisine fenalık yapar.
Tanrı, zalimlere yardım eden kimsenin üzerine, o zalimi musallat eder.

Kötü insanlara yardım etmemelidir.

Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek, Tanrının bağışına ve muhabbetine kavuşmanın delilidir.

Bir insanın başkasının kusurunu görmesi ve onları ayıplaması, gerçekte kendi kusurunu görmesi demektir.

Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise ibadetin karşılığıdır.

İyilik yapmak bir nevi ibadettir ki hem yapan, hem de yapılan insan için faydası vardır.

İnsan ne ekerse onu biçer.

Tanrı’nın ezelde, kötülüğe karşı kötülük, iyiliğe karşı iyilik olmalıdır diye verdiği hüküm asla değişmez.

Çünkü Tanrı hâkimdir.
Sen kötülük et, iyilik görürsün nasıl der?

Buna rağmen Tanrı o kadar büyüktür ki, insanların suçunu bağışlar.
Başkasının suçunu bağışlamak suretiyle büyüklük gösterenleri ve iyilik edenleri de sever.

İnsanları anarken hatıralarının hepsinin iyi ve hoş olmasına çalış.
Çalışmanın itibarlı ve kıymetli bir davranış olduğunu söylerdi, tembelliği lanetlerdi.

                                        *
İşte böyle yaren,

Konu oldukça geniş olduğundan yukarıda dikkat edilmesi gereken ana işaretleri doğru görmemiz ve ona göre yol almamız gerekir.

Yalan söyleyen bir insan vardır.
İblis yalan söylemez ama doğruyu gizler, yanlışı sana sevdirir.

En çok yalanı da kendimiz kendimize söyleriz.
Yani doğru yanlışın bir şekilde doğru sonuç vermesini isteriz ve bekleriz.

Doğa’daki varlıklar yalan söylemezler, durumlarını olduğu gibi açık ederler.
Doğru görme yeteneğini geliştirirsen her şeyin kendini açıkladığını görürsün, duyarsın anlarsın.

Sen zanlardan, vesveselerden kendini temizleyemezsen Tanrı sanatını göremez, duyamaz okuyamaz olursun.

Doğru sözlü olmak sana bazı durumlarda kaybettirse de genel ve sonuç olarak kazançlı olursun.

Görüş yeteneğini doğru kazanman için Bloğumuzda Ferideddin-i Attar hazretlerinin MANTIK AL-TAYR VE İLAHİNAME eserindeki tüm hikâyeleri arz ettim ve anlaşılır şekilde açıklamaya çalıştım.

Önce bakışını düzelt ve doğruyu doğru olarak görmeye başla ki sözün ve önerilerin doğru ve kabul edilebilir olsun.

Yaren sen çalışmanın başlarında görüşün olmasa bile çalışmaya devam et.
Hazreti Mevlana’nın metodunda gerçekleri birden görür olursun.

O yere ve zamana kadar sakın bu yoldan ayrılıp nasibinden vazgeçme.
Tanrı perdeleri açınca, nuruyla aydınlatınca gerçekleri görürsün.

Sevgi ve saygını devam ettir.
Bu yolda olgunlaşma sadece senin çalışmanla olmaz, birkaç defa dünyaya gelsen binlerce yıl ömür sürsen ulaşamayacağın sırları uykunda, uyku ile uyanıklık arasında Tanrı bağışlar.

Nasıl ki Peygamberimiz yaşanmışlarını bize anlatarak yol gösterdiyse ve ruhaniyetiyle yardım etti ise onun varisleri de bize daha detaylı anlatmaktadırlar.

Mevlana Hazretleri bize bu yaşadıklarını bize anlatarak yararlanmamızı istiyor.

İnşallah gökteki nasibimizi alan kullardan oluruz.
İnşallah bu yolculuk kolay olur.
Âmin.

                         *

RAVLİ

Popüler Yayınlar