Onun misafirleri, yolu öğrenmeye çalışanlardır.
Daha önce bir eve hiç
gelmemiş insanlar vardır ve onlar evin nasıl bir yer olacağına dair belirsiz
fikirlere sahiptirler.
Ama yine de ev vardır.
Misafirler eve girip oturmak
için ayrılmış yerleri gördüklerinde sorarlar:“ Bu ne?”
Onlara cevap verilir:
“ Bu, bizim oturduğumuz bir
yer”
Bunun üzerinde, saldelyenin
işlevinden pek haberdar olmadan, üzerlerine otururlar.
Ev sahibi onları eğlendirir,
ama onlar sorular sormaya devam ederler, bazıları ilgisiz.
Bazıları iyi bir ev sahibi
gibi, O MİSAFİRLERİ SUÇLAMAZ.
Örneğin, nerede ve ne zaman
yemek yiyeceklerini bilmek isterler.
Hiç kimsenin yalnız
olmadığını ve o anda yemek pişiren insanlar olduğunu, hep birlikte oturup yemek
yiyecekleri bir başka oda olduğunu bilmezler.
Çünkü onlar yemeği ya da
HAZIRLANIŞINI GÖRMEDİĞİ İÇİN, kafaları karışır, şüphe duyar, rahatsız olurlar.
Misafirlerin sorunlarını
bilen iyi bir ev sahibi, onları rahatlatmalıdır, ancak bu şekilde yemek
geldiğinde onun keyfini çıkarabilirler.
Dışarıdan bakıldığında,
yemeğe yaklaşacak konumda değillerdir.
Bazı misafirler daha ÇABUK
ANLAR ve evdeki bir şeyin bir DİĞERİYLE İLİŞKİSİNİ ÇÖZERLER.
Bunlar, daha yavaş olan arkadaşlarıyla iletişim kuranlardır.
Bu sırada ev sahibi,
misafirlerine, onların evin BÜTÜNLÜĞÜNÜ ya da İŞLEVİNİ anlama kapasitesiyle
doğru oranda açıklama yapar.
Bir evin olması yeterli
değildir.
Misafir ağırlamaya
hazırlanmalı, ev sahibinin orada olması gerekmektedir.
Biri, ev sahibinin
görevlerini üstlenmelidir.
Ancak bu şekilde, misafir
olan yabancılar ya da ev sahibinin sorumlu olduğu inananlar eve alışabilirler.
Başta, çoğu misafir olduğunun
ya da misafirliğinin tam olarak NE ANLAMA GELDİĞİNİN, ona ne KATABİLECEKLERİNİN
ya da misafirliğinin onlara ne katabileceğinin FARKINDA değildir.
Evler ve misafirperverlik
hakkında bir şeyler bilen deneyimli misafir, misafirliğiyle rahattır ve o zaman
ev ve evde yaşamının farklı yüzlerini anlayacak pozisyondadır.
Hala bir evin ne olduğunu
ANLAMAYA YA DA AHLAK KURALLARINI hatırlamaya çalışırken, dikkati daha çok
mobilyalarının güzelliği, değeri ya da işlevi gibi faktörlere kayar.
***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ.IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN.
2009 BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
(Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim)
Yaren,
Öğretmen ve öğrenci
ilişkisinin nasıl olması gerektiğini ev ve misafir konusunda anlatılmış.
Faydanın yüksek olması için
herkes rolünü öncelikle bilmeli ve hazırlanmalıdır ki, sağlıklı iletişim olsun.
Öğretmenin davranış ve
yaklaşımı ev sahibi gibi olmalıdır.
Tasavvuf sadece akılla olmayan
bir yol gidişatı olmadığından gönlünü de devreye sokmalısın.
Gönlünü öğrenmeye, öğretenin
doğru bilgi verdiğine inanırsan azami fayda sağlarsın.
Şüphe içinde isen var git
başka yola.
Şüphe içinde oldukça bir adım
yol alamazsın.
Öğreten kendini sana
inandırmaya mecbur değil, senden bir beklentisi de yok, kendi âleminde mutlu
iken sana zaman ayırması bir lütuftur.
Bedava sandığın bu tür din
yolunun öğreti ücretini senden almazlar.
Akıllı bilgin olan âşıklar
ücretini Allah’tan beklerler ve kesinlikle alırlar.
(Bedavayı çoğu zaman değersiz
kabul edenler için açıklamadır)
Allah rızası arayan birini
bulduysan deryaya kavuştun demektir.
Şüphelerinden kurtulamayan
kendini ipek böceği gibi hapseder.
Çer çöp dediğimiz değersiz
veya değeri az olan, bir zaman sonra gerekmeyen bilgi, istek ve beklentilerini
gönlünden at ki temiz, değerli, kaliteli bilgi gönlünde yer bulsun.
Fayda sağlamayan lafları ne
aklında taşı, ne gönlüne indirip sık söz et.
Bizim yolumuzda faydasız bir
şey ancak sıkıntı veren ağırlık, yolda ilerlememizi engelleyen yük olarak kabul
edilir.
Sana yaklaşanı dinle ki
gönlünü anla.
Konuştuğun çoğu kimsenin
aklının karışık olduğunu görürsün.
Gönlüne bir yol bulup bilgiyi
akıtmadıkça aklına verdiğin bilgi bir müddet sonra unutulur, diğer sözlere
karışarak anlamsız olur.
Unutma ki herkes bir şeye
veya kişiye kendini bağlamıştır.
O bağlı olduğu yer ve kişiyi
bilmeden yeni bağlar kuramazsın.*
RAVLİ