11 Kasım 2012 Pazar

ESRARENGİZ BİR HAYATI OLAN ADAM

Bir zamanlar Mojud adında bir adam varmış.

Küçük bir mevki edindiği postacılık görevini yaparmış ve ömrünün sona kadar ağırlık ve ölçü polisi olarak kalacak gibi görünüyormuş.

Bir gün, evinin yakınlarında, eski bir binanın bahçesinde dolaşırken, karşısına, parıltılı yeşil giysiler içinde SUFİLERİN GİZEMLİ REHBERİ HIZIR ÇIKMIŞ.

“ Geleceği parlak adam! İşini bırak ve üç gün içinde benimle nehir kenarında buluş” demiş ve gözden kaybolmuş.

Mojud endişeyle üssüne gitmiş ve ayrılmak zorunda olduğunu söylemiş,

Kısa sürede kasabadaki herkesin bundan haberi olmuş ve” Zavallı Mojud! Sonunda delirdi” demişler. Sonra da unutmuşlar.

Sözleştikleri günde Mojud, Hızır ile buluşmuş.
Hızır ona, “Giysilerini yırt ve kendini akıntıya bırak.

Belki biri seni kurtarır” demiş.
Mojud, adamın deli olup olmadığından şüphelense de, söyleneni yapmış.

Yüzme bildiği için boğulmamış, ama uzun süre sürüklenmiş.
Sonunda bir balıkçı onu teknesine çekmiş ve ” Aptal adam. Akıntı çok güçlü.

Ne yapmaya çalışıyorsun?” demiş.
Mojud: “Gerçekten bilmiyorum” demiş.

Balıkçı:
 “ Sen delisin ama seni benim nehir kenarındaki kulübeme götüreceğim ve senin için ne yapabileceğime bakacağım” diyor.

Mojud’un eğitimli biri olduğunu görünce, ondan okuma ve yazma öğrenmiş. Karşılığında yemek vermiş.

Birkaç ay sonra, karşısına tekrar Hızır çıkmış, bu kez yatağının ayakucunda belirmiş ve ona, “ Şimdi kalk ve bu balıkçıyı ter et.

Anlayacaksın” demiş.

Mojud hemen kulübeyi terk etmiş, balıkçı gibi giyinmiş ve ana yola çıkana kadar yürümüş.

Gün ağarırken, eşeğinin üzerinde pazara doğru giden bir çifçi görmüş.
 “ İş mi arıyorsun?” diye sormuş çiftçi.

 “ Çünkü alacağım eşyaları taşımama yardım edecek birine ihtiyacım var”
Mojud onu takip etmiş.

Çiftçinin yanında iki seneye yakın çalışmış ve tarım hakkında çok şey öğrenmiş, diğer konularda pek yol kat edememiş.

Bir akşam üzere, yün tararken Hızır çıkmış karşısına ve şöyle demiş:
“ İşi bırak, Musul şehrine yürü ve birikimlerini, deri tüccarı olmak için kullan”

Mojud itaat etmiş.

Musul’da deri tüccarı olarak ün yapmış ve bu işle uğraştığı üç yıl boyunca, Hızır’ı hiç görmemiş.
Oldukça yüklü bir para biriktirmiş ve tam bir ev almayı düşünürken, Hızır çıkmış karşısına.

“ Paranı bana ver.
Bu şehri terk et ve Semerkant’a git.
Orada bir manavın yanında çalış.” Demiş.

Mojud söyleneni yapmış.
Burada oldukça aydınlanmış.

Hastaları iyileştirmiş ve dükkânda insanlara hizmet etmiş.
Gizem konusundaki bilgileri de giderek derinleşmiş.

Onu ziyaret eden papazlar, filozoflar ve diğerleri sormuşlar:
“ Kimin yanında çalıştın?”

“Söylemesi zor “ demiş Mojud.
Öğrencileri sormuş: “ Karayerinize ne olarak başladınız*”

“ Küçük bir memur” demiş Mojud.
“Ve o işi, kendimi ruhaniyete adamak için mi bıraktın?”

“ Hayır, sadece bıraktım”

İnsanlar ondan, hayat öyküsünü yazmasını istemişler. “ Yaşamında neler geçirdin? “ diye sormuşlar.

Mojud: “ Bir nehre atladım, balıkçı oldum, bir gece balıkçılığı terk ettim çiftçi oldum.

Çiftçiliği bırakıp Musul’a gidip deri tüccarı oldum.
Orada para biriktirdim, biriktirdiğim parayı birine verdim.

Sonra Semerkant’a yürüdüm ve bir manavın yanında çalıştım.
Ve şimdi buradayım. İşte”

“Ama bu esrarengiz davranışlar, garip armağanlarını ve harika örnek hareketlerini aydınlatmıyor “ diyor biyografi yazarları.

“Öyle” demiş Mojud.

Bunun üzerine yazarlar Mojud için çok güzel ve heyecan verici bir hikâye hazırlamışlar; ne de olsa tüm azizlerin öyküleri olmalı ve öykü, yaşamın gerçekleriyle değil, dinleyicinin zevkiyle orantılı olmalı.

Ve hiç kimse, Hızır’dan bahsetmeye izinli değildir.
Bu yüzden bu hikâye doğru değil.

Bu bir yaşamın temsilidir.
Bu, en büyük sufilerden birinin gerçek yaşamıdır.

                                    ***
Yaren,

Giysilerini yırt demek: toplumun sana giydirdiği değerleri üstünden at demektir.
Hayat akıntısına kendini bırak.

Bir işe, bir yere tam yetişinceye kadar bağlanma.
Yer ve iş değişiminde bilgi birikimin ve tecrüben artar.

Topladığını koruyacağım diye, çalışıp araştıran ve kazanan düşüncenden, bekçilik yapan düşünceye takılı kalma.

Her ne elde ettiysen kendine yük etme bırak, yeni kazanımların peşine düş.

Seni durduran her ne ise farkına vararak bırak, hayatın akışı seni layık olduğun yere vardıracaktır.

 Korkma, ananın eteğinden uzaklaşma vakti geldi.
Çocukluktan çıktın.                                                                                                

                                                     ***
MEVLANA VE GİZEMLİ SUFİ BİLGELİK HİKÂYELERİ. IDRIES SHAH.
ÇEV. MERVE DUYGUN. 2009 BUTİK YAYINCILIK VE KİŞİSEL GELİŞİM HİZ. TİC. LTD. ŞTİ.YAYINI
 (Bu kitabı temin ederek evinde bulundurmanı önemle tavsiye ederim
                                               *
RAVLİ
 

Popüler Yayınlar