9 Kasım 2012 Cuma

AŞK GİYSİSİNİ NASIL GİYERSİN

Bir sofi, müflis (fakir) bir halde giderken taş yürekli birisi, ensesine bir sille vurdu.

Sofinin gönlü kan kesildi;
Başını geri çevirdi de dedi ki:
Keşke başı yerinde olsaydı da vursaydın.

Fakat otuz yıla yakındır, bu kafanın sahibi öldü gitti.
Varlık âlemini sona erdirdi, yürüdü geçti!

Adam dedi ki:
Bu dava işe yaramaz.
Nasıl olur da ölü laf söyler?
Utan yahu!

                            *
Sen söz söyledikçe hemdem (sıkı-fıkı arkadaş) değilsin.
Sende bir kıl kadar varlık kalmışsa hakikate mahrem olamazsın.
(Hakikatin gizli sırlarını öğrenemezsin)

Arada bir kıl kadar izafi (bağlı bulunduğu şey ile değişen) varlık olsa hakikat âlemiyle aranda yüzlerce âlemlik mesafe vardır.

O makama (bulunulan yer) erişmek istiyorsun ama varlığından bir kıl kadar bile varsa güç erişirsin!

Varını yoğunu ateşe at.
Çakşırına (şalvar-pantolon) varıncaya kadar her şeyini yak!

Hiçbir şeyin kalmadı mı kefen kaydına düşme, çırılçıplak kendini de kap koyuver, atıl ateşe!

Sen de, İsa’da olduğu gibi bir iğne kaldı mı bil ki yolunda yüzlerce yarık var!
(Miraçta Peygamberimiz İsa’yı görünce İsa:”üzerimde iğne olduğu için Allah’a daha fazla yaklaştırılmadım” demesi)

İsa Tanrı yolunda malını mülkünü terk etti ama bir iğnesi, nice gizli sırları açtı.
İsa da yarı yolda kalakaldı!

Burada varlık, perdedir.
Onun için burada ne mal lazımdır, ne mülk.

Ne şeref, ne mevki!
Neyin varsa birer-birer terk et.

Ondan sonra bir halvet düzmeye (yalnız kalacak yer ayarla) giriş!
Gönlün, yoklukta derlendi toplandı mı iyiden de kurtuldun demektir, kötüden de!

İyi kötü kalmadı mı âşık olur, aşk kaftanını giymeye liyakat (değer) kazanırsı 

                                                *
MANTIK AL- TAYR 2 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
                                               *

Yaren,
Varlığını Allah’ın varlığına armağan etmedikçe varlık içindesin demektir.

Senin canını, kalbini, ruhunu, gönlünü, aklını, hayallerini yani sana ne verilmişse verene geri vererek arınmamız isteniyor.

Kendine ait bir kıl ucu kadar bir şey varsa görürsün amma yaşayamazsın.
Senin tamamını istiyor Allah.

Kolay bir şey değil, ama imkânsız da değil.

                                           *
Hikâye:
Beyazıt-ı Bistami bir gün kafasını kazıtıp tıraş olurken atlı biri gelip içeri girer.
Tıraş olan kafaya vurarak bu kabak olmuş der.

Beyazıt hiç seslenmez.
O delikanlı berberden çıkınca kendi atı çifte atar ve o delikanlı ölür.

Berber beddua etmeseydin de bu olmasaydı der.
Beyazıt:” Ben beddua etmedim ama kafanın sahibi (Allah’ kastediliyor) razı olmadı” der.

                                  *
Yaren aklın karışmasın.
Yok olmak, kelimesinden o kadar korkma, ürkme.

Bir mum kuvvetinde ışığın varsa güneş altında yok olmuş gözükürsün.
Sen kendi varlığınla var olmayı değil de Tanrı varlığıyla var olmanın çarelerine bak.

                                        *
RAVLİ

Popüler Yayınlar