Dedi ki:
“ Ey derviş, ne haldesin, ne yapıyorsun?”Derviş
“ Ne soruyorsun yahu?
Utan!
Bu daracık dünyada sıkışıp kaldım…
Şimdi bu dünya bana dar mı dar! “ dedi.
Adam dedi ki:
“Sözün doğru değil…Şu geniş ova da dar olur mu hiç?”
Derviş, bunun üzerine şu
sözleri söyledi:
“ Eğer burası dar olmasaydı sen bize nerden yetişebilirdin?
Nerden bize çatardın?”
Sana yüzlerce güzel ve hoş
vaatlerde bulunsalar bile bunu, o ateşlerle dolu olan yerden bir nişane olarak
veririler.
Seni yakıp yandıran bu ateş nedir?
Dünya...
Vazgeç şu dünyadan…
Aslanlar gibi çekin bu ateşten!
Bu ateşten geçtin mi güzel
bir gönül elde edersin…
Bu suretle gönül rahatlığı
konağına nail olursun!
Önünde ateş var…
Yol, pek uzak ve sarp;
Sense zayıfsın;
Gönül tutsak, canın bezmiş ve
sıkkın!
Sen hepsinden de aylaksın…
Hiç birine aldırış
etmiyorsun; ortada böyle bir hazır iş var,
Aldırmıyorsun bile!
Âlemden birçok şeyler gördün
tut…Bırak, canını feda et;
Âlemde ne nam kalır, ne nişanın!
Birçok şeyler bile görsen
hiçbir şeyi görmemişe dönersin…
Daha ne kadar söyleyeyim?Az üzül!
***
MANTIK AL- TAYR 1
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri.
M. E. B. 2172 Çeviren
Abdulbaki GÖLPINARLI( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Bilgili insan yaşamın sadece
dünya ve dünyanın belli bir alanında olmadığını bilir.
Ancak Tanrı takdiriyle,
olgunlaşması için, dar bir alanda imtihan için çeşitli olayların içine
katılarak nasıl davranacağı izlenerek, kayıt edilerek, gelişmesini tamamlanması
hedeflenmiş ve seçenekler insana bırakılmıştır.
Tanrı, dünyayı çeşitlerin bir
arada olmasını istemiş ve yaratmıştır.
Ancak birbiri içinde gözükse bile ayrıdır ama
birbirine tesir edecek durumdadırlar.
Yaren burayı iyice anladıktan
sonra devam etmeliyiz.
Sende can, kalp, gönül, akıl,
nefis, vücut ve vücudun organları bir arada.
Hepsi bir arada olmasına
rağmen her biri başka bir âlemden gelip senin vücudunda buluştular.
Hatta bu buluşmaya Tanrı da
katılarak seni yarattı ve halife görevi ile yetki verdi.
Diğer bir anlatımla Tanrı
yaratırken bu çeşitleri senin vücudunda birleştirdi ve bunu sevk ve idare
etmeni istedi.
Yaren şunu iyi anlamalıyız ki
diğer mahlûklar gibi değiliz.
Büyük olanaklar ve yetkilerle
donanmış durumdayız.
Farkında isen ve kendini
geliştirdiysen anlarsın.
Farkında olmayan yer, içer,
ürer ve ölür gider.
Bulunduğu toplumun hedefi
olmamak için taklit ederek kendini değersizleştirerek yaşar gider.
Tanrı, yarattığı tüm âlemleri
ve hatta kendisi senin vücudunda yer almaya hazır ve yetenekli kılmıştır.
Bu sözlerim benim iddiam
olarak, felsefi bir görüş olarak asla kabul etme.
Gerçeği tanıdıkça doğru
olduğunu göreceksin.
Yani yaren Tanrı seni çok
aziz olarak yarattığı bil, farkında ol, buna göre davranışlarını yap.
Sonuç olarak yaşamı sadece bu
dünya ile sınırlı sanma.
Tanrı seni öyle değerli
yarattı ki Tanrı gönlüne evim demiştir.Yani evini gönlüne koymuştur.
*
Bu dünya ateştir denmesi seni
oyalayıp, olaylarla boğuşturup, isteklerle daima hedefini oradan oraya kaydırıp
esas gitmen gereken yolu göstermemeye çalıştığındandır.
Çünkü dünya seni yakacak
demektir.
Dünyanın seni yakan bu
tutumundan kendini kurtar ki diğer âlemleri görebilesin, gidebilesin,
tanıyabilesin, yararlanabilesin.
Yani aslan ateşten nasıl
kaçarsa sana da önerilen seni yakacak bu dünya alandan maneviyat âlemine
geçerek selamete ulaşman öğütleniyor.
*
Yaren dikkat ediyorsan dünya
olayları canını sıkar üzülürsün.
Az üzülmek istiyorsan, seni
üzen işlerin dünya işleri olarak tanımlayıp anladıysan kafana takma, kendine
engel olarak görme, yanından üstünden geç yoluna devam et.
*
RAVLİ