Yaşama sevinci dâhil bütün
acı, tatlı tüm duygusal hareketlerde aynı tepkiyi yani sınırlı tepkiyi verebilme
yetisidir.
Sağlıkta duyduğu sevinç ile
hastalıkta duyduğu üzüntü aynı mesafededir.
İçinde koruyup gözetlemesi,
besleyip büyütmesi gereken bir çocuktur.
Büyük bir insan için duygusuzdur
dediklerimizdendir.
Ağız tadı olan kişi
kontrollüdür.
Başına ne gelirse gelsin
Allahtan bilir ve razı oluş huzurluluğu içindedir.
Kazancına sevinmez
kaybettiğine üzülmez.
Bilir ki emanetçidir, bu
dünyada kiracıdır, kiracı gibi davranır.
Hoşlandığını sahiplenmez.
Kızdığına açık veya gizli
düşmanlık etmez.
Sever, beğenir, takdir eder,
üzülür ama sevinç için koyduğu mesafe ile üzüntü için koyduğu mesafe aynı
mesafededir.
Diğer bir değişle sınır
koymuştur o sınırı çıkmamaya gayret eder. Çıkarsa bile çok çabuk bu sınırların
içine girer.
Olayın içinden kolayca
çıkarak dışarıdan aynı olaya bakar.
Olayın içinde kalırsa
boğulacağını, kafasının karışacağını, çıkmaza giden seçeneklerle boğuşacağını
bilir.
Başa gelen çekilir der.
Ne kendini ne de başkasını
suçlar.
Gereken neyse onu belirlenen
kurallar ve sınırlar içinde yapar.
Kendi menfaatini
gözetmeksizin doğru olanı hak sınırları içinde yapar.
Yani vicdanın kullanır ve kalbine
ek yük ve sorumluluk getirmez.
Kontrol kendindedir.
Hayatın akışı içinde
gerçekleri çabuk gören ve hoşlukla kısa sürede kabul edendir.
Ağız tadı olan kişiyi, kişilerin
davranışları ve olaylar bozamaz. O hep dik durmaya çalışır.
Herkesin başına geldiği zaman
yıkıldığı bir durumda bile silkinerek herkesten önce o ayağa kalkar ve dik
durur.
Ağız tadı olmayan kişi
suçlayıcıdır.
Hata arar.Bulduğu bir hatayı büyültür ve dedikodusunu yaparak yayar.
Mutsuzdur.
Başkalarının sahip
olduklarını kıskanır.
Allahın verdiklerini kabul
etmez.
Kendinin daha çok hak
ettiğinin inancındadır.
Bozgunculuk yaparak çevresini
kötü duruma düşürmeye çalışır.
Kendini kötü durumda
olanlarla kıyaslayarak mutlu olduğuna inandırmaya çalışır.
Ağız tadı olan kimse
hoşgörülüdür.
Kişi ve olayın o andaki
görünen durumuna göre karar vermez. Gelişmeyi ve arka planda olanları,
gizlenenleri anlamaya çalışır. Sonuçları gözetler.
Görelim bakalım Hak neyler,
neylerse güzel eyler beklentisinde gözetler.
Mal sahibi, mülk
sahibi hani bunun ilk sahibi.
Mal da yalan, mülk
de yalan, gel sen de biraz oyalan
gerçeğini anlamıştır.
Ne varlığa sevinir, ne
yokluğa yerinir Allah aşkı ile avunur.
Allah bozmadıkça kendini
bozmaz.
Allah ağız tadını
yarattıklarına lütfünden ihsan etmiştir. En acı çekende bile ağız tadı bulunur.
Ağız tadını bozan insanın
kendisidir.
İyi bak, daha da iyi bak, ne
denli hasta olsa bile, başına gelmedik kalmasa bile ağız tadı olan Allah der.
Allah’a küsmez, kızmaz,
şikâyetçi olmaz.
Kendi acı çekse bile
çevresine çektirmez. Naz etmez.
Acı ve sevincini abartmaz.
Malını mülkünü gösterişle
mahvetmez.
Verilene razı olur.
Şükredenlerdendir.
Kolay kabul edenlerdendir.
Olayların kargaşasından kolay
sıyrılır. Doygundur.
Görünüşe aldanmaz.
Yaren benim bildiğim bu
kadar.
Her şeyin doğrusunu Allah
bilir.
Allah ağız tadımızı bozmasın.ÂMİN.
*
RAVLİ