8 Kasım 2012 Perşembe

AĞIZ TADI NEDİR

Ağız tadı bir deyimdir.

Yaşama sevinci dâhil bütün acı, tatlı tüm duygusal hareketlerde aynı tepkiyi yani sınırlı tepkiyi verebilme yetisidir.

Sağlıkta duyduğu sevinç ile hastalıkta duyduğu üzüntü aynı mesafededir.
İçinde koruyup gözetlemesi, besleyip büyütmesi gereken bir çocuktur.

Büyük bir insan için duygusuzdur dediklerimizdendir.
Ağız tadı olan kişi kontrollüdür.

Başına ne gelirse gelsin Allahtan bilir ve razı oluş huzurluluğu içindedir.
Kazancına sevinmez kaybettiğine üzülmez.

Bilir ki emanetçidir, bu dünyada kiracıdır, kiracı gibi davranır.
Hoşlandığını sahiplenmez.

Kızdığına açık veya gizli düşmanlık etmez.
Sever, beğenir, takdir eder, üzülür ama sevinç için koyduğu mesafe ile üzüntü için koyduğu mesafe aynı mesafededir.

Diğer bir değişle sınır koymuştur o sınırı çıkmamaya gayret eder. Çıkarsa bile çok çabuk bu sınırların içine girer.

Olayın içinden kolayca çıkarak dışarıdan aynı olaya bakar.
Olayın içinde kalırsa boğulacağını, kafasının karışacağını, çıkmaza giden seçeneklerle boğuşacağını bilir.

Başa gelen çekilir der.
Ne kendini ne de başkasını suçlar.

Gereken neyse onu belirlenen kurallar ve sınırlar içinde yapar.
Kendi menfaatini gözetmeksizin doğru olanı hak sınırları içinde yapar.

Yani vicdanın kullanır ve kalbine ek yük ve sorumluluk getirmez.
Kontrol kendindedir.

Hayatın akışı içinde gerçekleri çabuk gören ve hoşlukla kısa sürede kabul edendir.
Ağız tadı olan kişiyi, kişilerin davranışları ve olaylar bozamaz.
O hep dik durmaya çalışır.

Herkesin başına geldiği zaman yıkıldığı bir durumda bile silkinerek herkesten önce o ayağa kalkar ve dik durur.

Ağız tadı olmayan kişi suçlayıcıdır.
Hata arar.

Bulduğu bir hatayı büyültür ve dedikodusunu yaparak yayar.
Mutsuzdur.

Başkalarının sahip olduklarını kıskanır.
Allahın verdiklerini kabul etmez.

Kendinin daha çok hak ettiğinin inancındadır.
Bozgunculuk yaparak çevresini kötü duruma düşürmeye çalışır.

Kendini kötü durumda olanlarla kıyaslayarak mutlu olduğuna inandırmaya çalışır.

Ağız tadı olan kimse hoşgörülüdür.
Kişi ve olayın o andaki görünen durumuna göre karar vermez. Gelişmeyi ve arka planda olanları, gizlenenleri anlamaya çalışır. Sonuçları gözetler.

Görelim bakalım Hak neyler, neylerse güzel eyler beklentisinde gözetler.

Mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi.
Mal da yalan, mülk de yalan, gel sen de biraz oyalan gerçeğini anlamıştır.

Ne varlığa sevinir, ne yokluğa yerinir Allah aşkı ile avunur.
Allah bozmadıkça kendini bozmaz.

Allah ağız tadını yarattıklarına lütfünden ihsan etmiştir. En acı çekende bile ağız tadı bulunur.

Ağız tadını bozan insanın kendisidir.
İyi bak, daha da iyi bak, ne denli hasta olsa bile, başına gelmedik kalmasa bile ağız tadı olan Allah der.

Allah’a küsmez, kızmaz, şikâyetçi olmaz.
Kendi acı çekse bile çevresine çektirmez.
Naz etmez.

Acı ve sevincini abartmaz.
Malını mülkünü gösterişle mahvetmez.

Verilene razı olur.
Şükredenlerdendir.

Kolay kabul edenlerdendir.
Olayların kargaşasından kolay sıyrılır.
Doygundur.

Görünüşe aldanmaz.
Yaren benim bildiğim bu kadar.

Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Allah ağız tadımızı bozmasın.
ÂMİN.

                           *
RAVLİ     

Popüler Yayınlar