(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor
8670. Fitneden (Karışıklıktan, kargaşadan), beladan (İçinden çıkılması güç, sakıncalı durumdan, zarar ve sıkıntıya yol açan olaylardan) köşelere-bucaklara kaçtım ama gene tuttum, bela tenceresinin kapağını (Merakımdan) kendim açtım.
Efendiler efendisi efendim Şemseddin'in aşkı, bir kavgacı.,
Önce sessizce, öyle susarak geldi ama sonradan anlaşıldı.
Buluşup kavuşma Emin Cebrail’e benziyor, ayrılıksa görünmeyen şeytan sanki..
Emin (Güvenli) Cebrail'in vahy-i (Allah tarafından peygambere bir emrin bildirilmesine görevli büyük melek), vesveselerle (Yanlış ve yersiz düşüncelere) bulandı-gitti.
Gözü pek (Korkusuz), başı dik (Cesur yürekli, onurlu) aşıka öğüt mü verebilir;
Her çeşit belirip duran aşk gizlenemibilir (Gizlenemez)?
Edeb (İyi ahlak, incelik, terbiye)-haya (Utanma duygusu, utanç, utanma, sıkılma), gizleniş kadehine onun şarabını döktüler de öylesine başına buyruk (Kimseden izin almadan dilediği gibi davranan, özgür) bir hale geldi ki şu başına buyruk dünyayı yakıp yandırıyor.
Onun yüzünü gören, ona altından bir yüzük taşı kesilir;
Fakat ne değeri var;
Padişahlar altın taşı ne yapacaklar ki?
Bu nasıl bir güneştir ki aşkıyla yarasa bile canını, gönlünü (Kalpte oluşan duyguların kaynağını) yakıp yandırmada.
Gönlümden, onun kavgası yüzünden kopan feryatları (Haykırışları), iniltileri (Acı, üzüntü belirten kesik, dokunaklı sesleri) o güneşe, o Tebriz'li Şemseddin'e haber verin.
Şemseddin’in aşkı (Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu) şaraba döndü;
Gönlümse sağrak (Büyük kadeh) kesildi;
Efendilikler etti (Sözü geçen kimse olarak) de lütfuyla (İyiliklerde, yardım ederek) cana (Hayatıma), o (Nuru) ışığı elbise gibi giydirdi-gitti.
Can kuşu, ayrılık doğanının saldırışlarına dayanamadı;
Ayrılık (Birbirinden uzak kalmak, birbirinden ayrı düşmek), senin okşadığın yeri, yani gönlümü dağladı.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik.
Mevlana Hazretleri dünya kavga ve kargaşalarından kendini kendini soyutlayıp iç dünyasına çekildiğini, halkı unuttuğunu, kalbini Allah'a bağladığını, halkın içinde Allah dostlarını merak ederek deneme, sınama yurdu dünyada arayışa Allah'ın yakın dostlarını aramaya başladığını öğrendik.
Şems Hazretleri sessizce ve susarak aşkıyla Mevlana Hazretlerini kapladığını öğrendik.
Allah'tan emir getiren Cebrail ile peygamberin buluşmasındaki kavuşmanın güzel olduğunu, ayrılığın kötü düşüncelere sebep olduğunu öğrendik.
Gözü pek, başı dik aşığa hiç kimsenin öğüt veremeyeceğini, aşığın aşkı gizlenemeyecek kadar açık olduğunu öğrendik.
Şems Hazretlerinin iyi ahlakının, inceliğinin, terbiyesinin, utanma duygusunun onu kimseden izin almadan dilediği gibi davranan özgür biri haline getirdiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin yüzünü görenin çok değerli bir hale geleceklerini öğrendik.
Şems Hazretleri Allah'ın ve dinin güneşi olduğunu, aşkının ışık görmemişlerin, karanlıkta, gizli, ters işler yapanların bile candan, gönülden kendini yok edecek derecede bağlanacaklarını öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin ayrılığı yüzünden çok feryatlar ettiğini Şems Hazretlerini görenin söylemesini istediğini öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerine aşırı sevgi ve bağlılığının kendisini sarhoş ettiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerine aşkından dolayı nurlu elbise giydirdiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin ayrılığından çok acı çektiğini, canının bu saldırışa dayanamadığını, kalbinde oluşan duygularının kaynağının ateşlere atıldığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
