(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor
8500. Akıl (Düşünme, anlama ve kavrama gücü), heveslere (İsteklere, eğilimlere, arzulara) kapılır (Sürükler) da tez (Sür'atle), bağla gözlerini, kur onun için bir darağacı (İdam sehpası).
Ben bilgimle bir iş düzeceğim (Düzene sokacağım) derse bir ateş ele geçir de yak-yandır (Yok et) o işin düzenini.
Cana gurbet yurdu (Doğup yaşanılmış olan yerden uzak yer) olan şu toprakta niceye (Ne zamana kadar) bir konuk (Misafir) kalacaksın?
Şu konuğun da gözlerine toprak serp (Ölümünde hizmet et), ev sahibinin de.
Çalgıcı, güzelliğin, aklın anlayacağı bir şey değil;
Onun anlayışından üstün.,
Zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz) çadırını aklın (Düşünme, anlama ve kavrama gücünün), pergelle ölçüp biçilecek yerin sınırından dışarda kur.
Çenginin (Kanuna benzeyen dik tutulup çalına telli çalgı) arışına (Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümünü) arı-duru (Saf, tertemiz) şarabı argaç et (İçinde hareket ettir);
Tellerini onunla ör.,
O ezeli ıslılıkla (Kendisinde olanı yasa sınırları içinde istediği gibi kullanabilen) tellere yeni bir baht ver.
Efendiler efendisi Şemseddin'in (Şems Haretlerinin) kapısını gözyaşlarında ıslat;
Onun yüzünün ateşiyle bütün varlığı yak-gitsin.
Onun nağmelerinden birini al, güneşle Ay'a pay et;
Sonra yürü, uyanık devletin kapısmda çeng çal.
Uyanık aklın, Şemseddin için bir kaftan dikti;
Sen de var, onun aşkıyla münkirlerin (Allah'a inanmayanların, Allah'ın varlığını kabul etmeyenlerin) gözlerine mıh (Büyük çivi) çak.
Aşk burakına (Görünmez aracına) bin, Tebriz'e yürü, varınca da o kanlar içen bakışlar için diz çök.
Tanrı ve Din Şems'inin aşkı, madendeki (Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak) incidir (Şekil değiştirmeyen mücevherdir).,
İki (Madde ve mana) dünyada da canı, gönlü kandıran, zenginleştiren bir devlettir (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamına) o.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Aklımızın heveslere, istek ve eğilimlere sürüklenmesine izin vermeden kontrol altında tutmamız gerektiğini öğrendik.
Aklımız fayda, kazanç, eğlence gibi yönlendirmesine aldanmamak, bana bırak, ben yaparım sözüne şüpheli yaklaşmak gerektiğini öğrendik.
İnancımız aklımıza yön vermesi ve yönlendirmesi gerektiğini, inanç olmayan aklın yanlışa ve kandırılmaya çok yakın olacağını öğrendik.
Canımız yaratıldıktan sonra milyonlarca yıl ruhlar (Berzah) aleminde yaşadığını, sonra imtihan dünyası olan bu aleme geldiğini, dünyada bir zaman yaşadıktan sonra tekrar ruhlar alemine dönerek kıyametin kopması beklenileceğini öğrendik.
Bu dünyada yaşarken ruhlar alemine gidip gelebileceğimizi, dünya yaşamına bağlanıp kalmamak, ölmeden önce ölünüz hadisinin hakikatini anlamak gerektiğini öğrendik.
Güzelliğin hakikatini aklın anlayamayacağını, güzelliğin sınırının olmadığını öğrendik.
İnsan eli değmeden meydana gelmiş Tanrı şarabını içip içimizde dolaştırmak gerektiğini öğrendik.
Şems Hazretlerini ağlayarak, göz yaşı dökerek arzulamak, onun yüzünü göstermesini beklememiz, amaç edinmemiz gerektiğini öğrendik.
Şems Hazretlerinin aklımıza uyanıklık verdiğini, bu aklın aydınlığının inanç sahibi olmayanların gözlerini kör ettiğini öğrendik.
Şems Hazretlerine ulaşana kadar hiç vazgeçmeden gözümüzün kanlansa, ayaklarımızın dermanı kalmasa bile sürüne-sürüne yol almamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin çok değerli olduğunu gören ve bilen Mevlana Hazretlerinin kendisine aşık olduğunu, bizlerin de bilip yaralanmamız için ciltler dolusu anlattığını, övdüğünü, kendisi kadar hatta çok daha fazla Şems Hazretlerine aşık olmamızı istediğini, emrettiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
