(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor
8610. Kendi göbeğindeki miske (Güzel kokuya) aşık olan Arş (Göğün en yüksek katında beslenen) ceylanının yeme dönüp bakması beklenir mi?
Nerde tuzağın çevresinde dönüp dolaşacak o?
Ayrılıkta her gün, bir yıl kadar uzar ama ayrılıktan geçtin mi, gece nerde,
gündüzler hani?
Canlılar, erkekle dişiden olurlar, ana rahminden doğarlar.,
Fakat kutsal doğuşlarda (Uğurlu işler yapacağın ortaya çıkması), nerde ana karnı?
A sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi), akıl (Düşünme, anlama, ve kavrama) baştayken aşkı bulmanın imkanı yok.,
Kadehinin kokusu kararsız bir hale getirdi beni;
Hani karar, nerde husur (Yoğunluk)?
Bu hacda ihramın (Hacca gidenlerin Kâbe'ye girerken örtündükleri ak renkli dikişsiz bürgü), varlık libasım (Elbisem), kendinden sıyırıp atmandır;
Ama nerde İhramın (Hacca gidenlerin Kâbe'ye girerken örtündükleri ak renkli dikişsiz bürgü) bu şartını yerine getirmek?
Varlığını attın mı, can içinde canı gör.,
Bölük-bölük canlar, hepsi de tek;
Nerde orda yıldızlar?
Bütün susamış canlar, denizi buldular mı, denizde yok olur-giderler;
Nerde bir tek bilenden başka bilen?
Uzak-yakın, köy-şehir, iklim-ülke, hep denizin bu yanında:
O yandaysa nerde şehir, hani iklim?
Şu beden, ne yazarsa mutlaka kalemle yazar.,
Fakat canın, kendisine yazdığı yazıda nerde kalemler?
İnsan oğlunun aklı da onsuz (Aşksız) kalıp soğumasından meydana gelir, fikri de.,
Fakat o şarapla (Tanrı şarabıyla) kızıştı mı insan, nerde akıl, hani fikir?
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Gökyüzünden beslenen kişinin yeryüzündeki yiyeceğe dolanıp tuzağa düşmeyeceğini öğrendik.
Sevgiliden ayrı bir günün bir yıl gibi uzayacağını öğrendik.
Allah'ın sebebe bağlamadığı, uğurlu,-kutlu işler yapacağı kişiyi meydana çıkardığını öğrendik.
Aşkın görüşünü ruhumuzun Allah'ı sevmesi, Allah nuru ile aydınlanması ile olduğunu, bu durumu aklın anlayamayacağını öğrendik.
Allah'ın emrettiği yere temiz ve dünya malı üstünde olmadan yönelmek ve bu yerin etrafında dolaşmanın şart olduğunu, benliğinden sıyrılarak emri tam ve zamanında yerine getirmek gerektiğini öğrendik.
Dünya varlığına bağlı olmaktan kurtulanın canının içinde başka bir can olduğunu göreceğini, göğün 9 kat üstünde yokluk, ihtiyaçsızlık âleminde yıldız gibi gezineceklerini öğrendik.
Mevlevilerin susamış aşka susamış olanların canları yokluk âleminde yok olup gideceklerini, bu dünyadan ne şehir ne iklim olmayacağını öğrendik.
Vücudumuz söz ve düşünceyi özel işaretlerle anlattığını kalemle yazdığını, canımızın kaleme ihtiyaç duymadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
İnsan oğlunun aklının fikrinin aşksız kalmasından soğuyarak meydana geldiğini, Tanrı şarabı içen aşıkların akla ve fikre ihtiyaçlarının olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
