(Mevlana
Hazretleri kendisine başvuranlara neler yapacağını anlatıyor)
2950.
A Ay, senin elinden bahçenin ağzı, şekerlerle dopdolu;
Fakat
gene de bu kadar yaprağı, bu kadar meyvesi olduğu halde elinden haberi bile
yok.
Selvi,
boy atmış amma senin boyuna nerden yetişecek?
Nergisin
de gözü var, var amma hiç seni görmemiş ki.
Kuş,
tutalım, hutbe okumuş;
Dal,
tutalım, çiçekler saçmış;
Yeşillik,
tutalım tezce koşmuş-geçmiş, hiçbir vefası (Sevgi ve
dostluk bağlılığı) yok ki bunların zaten.
Çiçek,
buluttan su içer, gönülse basırdan (Dikkatli ve göz
kuvveti ile görenden);
Bulut,
otun-çimenin eşi-dostu, sabır, ışığın-aydınlığın,.
Her
yanda insanlar, şeytanlar, canavarlar saf düzmüşler;
Fakat
bu meyhaneye (Tekkeye) ayak basamazlar, ayak
basamazlar.
Her
yanda ara-dur beni, her ne dilersen söyleyedur bana;
Bir
yol bulamazsın ki sana doğru yolu göstermeyeyim.
Suyun
yüzü, güneşin ışığıyla ısınır;
Sonra
da gene güneş, o suyu çeker, yücelere ağdırır.
Azar-azar
onu alır, kendine çeker;
Ne
çektiğini bilmezsin bile;
O
gönüller alıcı yalım (Alev), hırsızdan,
ter-temiz bir halde hırsızlar, çalar durur.
Şu
şaşılacak mı şaşılacak sözden yumdum dudağımı;
Fakat
gökyüzü, bütün gece seni çağırıp durur.
A
dert zamanında canımızın rahatı-huzuru;
A
yokluk-yoksulluk zamanında bize Kaarun haznesi (Hazinesi)
olan.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Her yerde
fenalıklarla dolu insanların, şeytanların olduğunu, bunların Mevlevi tekkesine
giremeyeceklerini, kesinlikle içeri giremeyeceklerini öğrendik.
2.
Doğru yolu görmek
isteyenlerin Mevlana Hazretlerine gönülden bağlanmalarının gerektiğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
dostlarının kendilerine doğrulukla müracaatta bulunanları; sıcaklığıyla
görünmez bir biçimde kendine azar-azar kendine çekerek temizlediklerini,
yücelere çıkardıklarını, yücelerden hırsızlamacasına bilgiler verdiğini, kişiyi
uygunluktan olgunluğa ulaştırmak için yardım ettiklerini, yol gösterdiklerini,
yolu aydınlatıp, inceliklerini gösterdiklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ