(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3350.
Başak burcuna benzeyen kaşı, Ay’ından habersiz;
Haberi
olsaydı Ay’ın üstünde gider miydi hiç?
Sen
(Tebrizli Şems) bir güneşsin, her şey, sana
başına ayak yapar da gider;
İş
böyleyken zerre, ne diye hava küresine biner?
O
Zühal (Ahmak, cahil, pinti, korkak, tembel, kafasız,
cimri kişi), aptallığından (Kendini
geliştirmemiş, zekâ yoksunu) üstünlük arar;
Haberi
yoktur ki şu gök bile altüst olur da gider.
Gönül,
onun geceye benzer saçları arasında gündüzü andırır yüzünü gördü, bu yüzden de
gece-gündüz seher gibi gizli gidiyor.
Gökyüzü
Türk’ü (Gökyüzüne ait olan Türk; dikkatli, sahip olma
yaşam aracı, güvenilir, yardım eden, sıcakkanlı özellikleri olan), Öküz
(Boğa) burcunu kağnıya koştu;
Sefere
gidiyorum (Kendimi
geliştirmek için yolculuğa çıkıyorum) diye dünyaya bağırdı.
Gökyüzü, kazânın (Birdenbire
olan bu olayın) elinden yaslara (Acı belirten
davranışlarda) girdi, gök elbiseler giyindi (Siyahlara
büründü);
Fakat
şu kadarcık bir anlayışı bile yok ki onu yürütüp götüren, gene keder (Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, tasa).
Dudakları
kurumuş toprağa, saka (Evlere su taşıyanın)
tulumuna benzeyen bulut, neşe vermeye geliyor diye müjde verir gök gürültüsü.
Yıldız
da, bulut da, gökyüzü de, cin de, şeytan da, Melek de;
A
tam inanca ulaşmamış kişi, insan için koşup gitmede, didinip yorulmada.
Kulağından
çıkar pamuğu, aklını gözüne örtme;
O
elbiseler giyinmiş güzel, kendini göstermeye gidiyor.
Neyi
de tefi de, çengi de kulak için çalarlar;
Dünyanın
şekli, o şekli görene gider durur.
Önüne ön olmayan bakışı ara;
Çünkü
şu ateşe benzeyen bakışın, kıvılcım gibi çakar gidiverir.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin kendisine sevgiyle bağlananları ahmaklıktan kurtardığını
öğrendik.
2.
Üstünlük arayan
kişinin; ahmak, cahil, pinti, korkak, tembel, kafasız, cimri kişi olduğunu
öğrendik.
3.
Gökyüzünün tam
inanca ulaşmamış kişi için uğraştığını, olup biteni gösterip inanmasını
sağlamak için uğraştığını öğrendik.
4.
*
İşte
böyle yaren;
İnancı
önemsemeyip, Allah’ı ve Allah dostunu önemsemeyen kişinin kendisini yetersiz
haline getirdiğini, aklıyla her şeyi görmeye
ve anlamaya çalışanın da aklını gözüne örterek hakikati olduğu gibi görmekten
kendini alıkoyduğunu öğrendik, anladık.
Özü
gören, ilk ortaya çıkışı bilen, ilk kaynağa ulaşan kişinin önüne ön olmayan
bakışa sahip olacağını, diğer tüm bakışların aşamalarından sonra elde ettiğini
o kişinin inancıyla kolayca ulaşabildiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ