(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3230.
A doğuda yalım-yalım (Alev-alev) parlayan nur, (Şems Hazretleri) senin eşin-benzerin yaratılmamıştır;
Tut
elimi, sana kadar yücelt beni, yücelerden yücesin sen.
Âşık
elden çıktı, yok oldu, var oldu;
Can
bülbülü sarhoş oldu, gül bahçesine geldi.
Huriler
(Cennet kızları) örtülerini attılar, bütün dünya
Tur dağına döndü;
Alt-üst,
hep ışıklar içinde kaldı, İmran oğlu Musa geldi-çattı.
Ne
kadar güzel hayal varsa hepsinin de özü aşktır,
hepsinde de görünen aşk;
Tanrı’nın
kıskançlığından şekil-suret, cana perdeci (Giriş için
izin alınan) olmuştur.
Bedenin,
yele binmiş toz ayrıldı gitti mi toprak, can gibi gelir bize.
Bil
ki toz, yellerle dağılır gider, çın (Doğru-gerçek)
seher çağındaki hava gibi gizleniverir.
Seher
çağı soluklu (Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı
insanı dirilten etki ederek) biri sabah gibi karanlıklar perdesini
yırttı;
Gece
yarısında ansızın kıyamet sabahı geldi-çattı.
Vasıtaları
kesti-biçti;
Kendi
gördü kendini;
Hiçbir
dilin demediğini, söylemediğini başsız-kulaksız duydu işitti.
Aşk
meydana geldi mi deri yırtılır gider zevkten;
Fakat
nerde o zevki seni senden alsın, görünmez-bilinmez etsin.
Yokluk
ödülü (İyi bir çalışma, üstün başarı karşılığını)
kaptı, tabak üstüne tabak taşındı;
Yokluk,
kutlu bir anahtardı, açar kapıyı elbet.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Görünen güzel hayallerin
özünün aşk olduğunu, Allah kendisinden daha çok yarattıklarına âşık olana
kendisine ulaşma bakımından mesafe-engel koyduğunu öğrendik.
2.
Aşk vasıtaya
ihtiyaç duymadan hiçbir dilin söylemediklerini, duyduğunu, düşünceleri anladığını öğrendik.
3.
Aşkın insanı
kendinden alıp başka dünyaların ve oradaki yaşamları gösterdiğini, önce
gösterdiğini, gördüğümüze heveslenirsek çalışmalarımızla ulaşabileceğimiz
yerleri gösterdiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşk
varlığını gösterdiği zaman dertlerin gideceğini, zevkten insanın kendinden
geçip aklı başında sarhoş olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ