(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3040.
(Her şeyi bilen padişah) Sözümü duyunca
yakınlarına “ Bu duman” dedi “Nerden geliyor, kimin darmadağın halinden geliyor bunca duman?”
Akıl,
bir yandan bir yana gitmede, can mahalleden mahalleye koşmada;
Gönül,
boyuna arayıp durmada, kimin çobanı acaba yarabbi?
Ne
diye dünyaya gönül verirsin?
Dünyada
konuk ol, kimin konuğu olduğunu bilene de kul-köle kesil (Sevgi ve dostlukla bağlan ve hizmet etmeye devam et).
Gönlünde
bir kavgadır-bir gürültüdür, var, yüzlerce padişah var orda, yüzlerce bey;
Bu
gürültülerle dolu gönül, kimin meclisi, kimin sayvanı (Korunaklı
çatısı)?
Gönül
alanının sınırı yok, dünya bile kaybolmuş gitmiş o alanda;
A
denize dönmüş gönül, göğüs, kimin çölü, kimin ovası acaba?
Gamın
(Üzüntünün) nerden geldiğini bilen kişiye gam ne
yapabilir?
Kimin
yüzünden sevindiğini bile, boyuna sevinçlidir, neşelidir.
A
kerem-ihsan (Büyüklükten, asillikten, iyilik yapmak)
lafına dalan, ihsan sahibiyim (Karşılık beklemeden
iyilik edenim) diye söz eden kişi;
Ölümün
der ki sana:
“
Bütün bunlar, kimin lütfu (Önem verilen, sayılan
birinden gelen iyilik), kimin ihsanı (İyiliği) acaba?”
Bu
dostların hepsi de senden el çekti mi o vakit anlarsın;
Bütün
bu tılsım, kiminmiş.
Söz
akçasını (Parasını) bırak da padişahın damgasını ara;
A
ayarı halis (Katışıksız) altın, paran-pulun,
kimin haznesinden acaba?
Her
solukta, aşkın sesi geliyor sağdan-soldan;
Göğe
ağıyoruz biz, kim ister seyretmeyi?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İyilik edenin,
bağışta bulunanın kendisine yapılan iyilik ve bağışlarla bu işi yaptığını,
kendisinin de kaynağa ihtiyacı olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Söz
söylemeyi bırakıp iyiliğin, bağışın kaynağını, hazinenin kimde ve nerde
olduğunu görüp anlamamız gerektiğini, böyle yapmazsak Allah dostlarının bizden
el çekmeleriyle anlamaya mecbur kalacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ