(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3080.
Dünya, ırmağın suyu gibidir, hep o su gibi görünür, fakat yeniden yeniye
akar-gider, gelir-akar;
Bu,
nerdendir, nerden?
Sus,
başka söz söyleme;
Söz
kime gerekse sözün aslını söyle;
Git,
ara de (Ara diye söyle), sözün aslı,
padişahımızdır bizim.
Bir
padişahtır o ki bağışlar, Tebrizlilerin övüncüdür, aşk sırlarında da Mustafa (Peygamber) ile solukdaştır (Birlikte
nefes alan sıkı-fıkı arkadaştır) o.
Padişah
yüzünü açmış, fakat padişahı görecek göz nerde?
Padişahın
şarabı, güllerle, Nesrinlerle dopdolu, o şarabı içecek nerde?
Padişah,
şu anda neşe ayağını bastı meclise;
Fakat
kimdir dizine dayanacak, dizini yastık denecek kişi?
Güneşin
yüzüne karşı birbiri ardınca, biteviye (Tekdüze)
dönen kim?
Beden
bulutunun örtüsünden doğacak Ay, kimde var?
Kadehleri
sayıp duruyordu, derken kadehler, aştı sayıyı;
Sayıya
sığmadıysa sığmaz ya, fakat ilk kadeh kimindi?
Padişahın
yüzünün güzelliğinden her solukta bir güzel, mekansızlık âleminden baş çıkarır
da der ki;
Kimde
var nikah parası?
Aşk
denizinin kıyısında bunca su kuşları var;
Fakat
avcı göğüs nerde, kimde var şahin gözü?
İşte
şuracıkta, aşk Burak’ları (Yücelere taşıyan at),
onun çayırlığında-onun çimenliğinde yayılıp durmada;
Fakat
onlara ulaşmaya imkan yok, onlara vurulmaya layık (Uygun) eğer (At üstüne
konan, binicinin oturduğu yer) kimde.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Akarsuya
baktığımız zaman suyun akıp değiştiği halde, su akıyor desek bile aynı su
damlalarının orada durduğunu sandığımızı, oysa gördüğümüzün çok uzaklaştığını
öğrendik.
2.
Dünyanın
görünüşünün aynı olduğunu sanmamıza rağmen yenilenme değişme döngüsünü devam
ettiren bir kuvvetle büyük işlerin yapıldığını öğrendik.
3.
Tanrının taze
olanı sevdiğinden, hep taze olanın kaldığını, bayatlayanın değişime uğrattığını
öğrendik.
4.
Tebrizli Şems
Hazretleri ile İslam dinin kurucusu Hazreti Muhammed Mustafa ile çok sıkı
arkadaş olduklarını, aynı aşkın sırlarını anlattıklarını öğrendik.
5.
Allah’ın kendini
görsünler diye yüzünü açtığını ancak sıradan insanların onu görecek göze sahip
olamadıklarını öğrendik.
6.
Allah’ın akıl
başta iken kendini göremeyeceklerini bildiği için kendi şarabını o kişiye
sunarak sarhoş ettiğini, bu sarhoşlukla kendisini görme imkânı; kendisine
sevgiyle bağlanmış, dost olmuş ve sevgi ve dostluğunu devam ettirenlere
gösterdiğini öğrendik.
7.
Sebepsiz
neşelendiğimiz zaman bulunduğumuz yere çok sevdiğimiz, saydığımız yüce kişinin ruhunun
bizi ziyarete geldiğini bilmemiz gerektiğini öğrendik.
8.
Aşk âlemine ilk
kadehi Mevlana Hazretlerinin verdiğini, ikinci kadehin Şems Hazretlerinden
sonraki kadehlerin sayısız geldiğini öğrendik.
9.
Uygun olana ikram
yapıldığını, uygun olacak kişileri Mevlana Hazretlerinin avladığını, kişiyi
uygunluktan olgunluğa ulaştırmak için yardım ettiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Kanadı olana uçmak için göğün, su kuşunun suya dalması
için suyun, yücelere ulaşmak isteyene vasıtanın hazır beklediğini görmemiz ve
bilmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ