9 Kasım 2017 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 3080 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
                              
3080. Dünya, ırmağın suyu gibidir, hep o su gibi görünür, fakat yeniden yeniye akar-gider, gelir-akar;
Bu, nerdendir, nerden?

Sus, başka söz söyleme;
Söz kime gerekse sözün aslını söyle;
Git, ara de (Ara diye söyle), sözün aslı, padişahımızdır bizim.

Bir padişahtır o ki bağışlar, Tebrizlilerin övüncüdür, aşk sırlarında da Mustafa (Peygamber) ile solukdaştır (Birlikte nefes alan sıkı-fıkı arkadaştır) o.

Padişah yüzünü açmış, fakat padişahı görecek göz nerde?
Padişahın şarabı, güllerle, Nesrinlerle dopdolu, o şarabı içecek nerde?

Padişah, şu anda neşe ayağını bastı meclise;
Fakat kimdir dizine dayanacak, dizini yastık denecek kişi?

Güneşin yüzüne karşı birbiri ardınca, biteviye (Tekdüze) dönen kim?
Beden bulutunun örtüsünden doğacak Ay, kimde var?

Kadehleri sayıp duruyordu, derken kadehler, aştı sayıyı;
Sayıya sığmadıysa sığmaz ya, fakat ilk kadeh kimindi?

Padişahın yüzünün güzelliğinden her solukta bir güzel, mekansızlık âleminden baş çıkarır da der ki;
Kimde var nikah parası?

Aşk denizinin kıyısında bunca su kuşları var;
Fakat avcı göğüs nerde, kimde var şahin gözü?

İşte şuracıkta, aşk Burak’ları (Yücelere taşıyan at), onun çayırlığında-onun çimenliğinde yayılıp durmada;
Fakat onlara ulaşmaya imkan yok, onlara vurulmaya layık (Uygun)  eğer (At üstüne konan, binicinin oturduğu yer) kimde.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Akarsuya baktığımız zaman suyun akıp değiştiği halde, su akıyor desek bile aynı su damlalarının orada durduğunu sandığımızı, oysa gördüğümüzün çok uzaklaştığını öğrendik.
2.    Dünyanın görünüşünün aynı olduğunu sanmamıza rağmen yenilenme değişme döngüsünü devam ettiren bir kuvvetle büyük işlerin yapıldığını öğrendik.
3.    Tanrının taze olanı sevdiğinden, hep taze olanın kaldığını, bayatlayanın değişime uğrattığını öğrendik.
4.    Tebrizli Şems Hazretleri ile İslam dinin kurucusu Hazreti Muhammed Mustafa ile çok sıkı arkadaş olduklarını, aynı aşkın sırlarını anlattıklarını öğrendik.
5.    Allah’ın kendini görsünler diye yüzünü açtığını ancak sıradan insanların onu görecek göze sahip olamadıklarını öğrendik.
6.    Allah’ın akıl başta iken kendini göremeyeceklerini bildiği için kendi şarabını o kişiye sunarak sarhoş ettiğini, bu sarhoşlukla kendisini görme imkânı; kendisine sevgiyle bağlanmış, dost olmuş ve sevgi ve dostluğunu devam ettirenlere gösterdiğini öğrendik.
7.    Sebepsiz neşelendiğimiz zaman bulunduğumuz yere çok sevdiğimiz, saydığımız yüce kişinin ruhunun bizi ziyarete geldiğini bilmemiz gerektiğini öğrendik.
8.    Aşk âlemine ilk kadehi Mevlana Hazretlerinin verdiğini, ikinci kadehin Şems Hazretlerinden sonraki kadehlerin sayısız geldiğini öğrendik.
9.    Uygun olana ikram yapıldığını, uygun olacak kişileri Mevlana Hazretlerinin avladığını, kişiyi uygunluktan olgunluğa ulaştırmak için yardım ettiğini öğrendik.
                       *
İşte böyle yaren;
Kanadı olana uçmak için göğün, su kuşunun suya dalması için suyun, yücelere ulaşmak isteyene vasıtanın hazır beklediğini görmemiz ve bilmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar