(Mevlana
Hazretleri anlatıyor)
3250.
Karanlık perdesini yırttı, gönül göğe uçtu;
Can
zâren (Ağlayan, inleyen) meleklerindendi, gene
de onlara (Meleklere) ulaştı.
Tez,
şu beden kuyusunda sarıl ipe (Allah’ın kurtuluş ipine);
Kuyunun
ağzına geldi Kenan Yusuf’u.
İsa,
eşekten (İhtiyaç duymaktan) kurtulunca duası
kabul edildi;
Elini
yıka, gökyüzünden sofra geldi.
Elini,
ağzını yıka;
Ne
ye-iç, ne söyle;
Susanlara
gelen sözü, lokmayı ara.
Küfür,
kara donlara girdi, karalar giyindi;
Muhammed’in
nuru geldi.
Ölümsüzlük
davulunu çaldılar, ebedi saltanat devri geldi.
Yeryüzü
yeşerdi, gökyüzü yenini-yakasını yırttı;
Bir
kere daha Ay ikiye yarıldı, salt (İçinde yabancı bir
öğe bulunmayan) ruh geldi.
Dünya
şekerle doldu, kutluluk kemer kuşandı;
Kalk,
bir kere daha o Ay yüzlü geldi.
“
Usturlaba (Eskiden yıldızların dünyaya olan uzaklığını
ölçen alet) benzeyen gönül, yedi göğün delili oldu;
Ahmed’in
(Peygamberimiz Muhammet Mustafa’nın) gönlünü
şerh (Açıklayan, yorumlayan, açık) eden yedi
cilt, geldi çattı.
Bağlarla
bağlanmış akıl, bir gecelik padişahına kavuştu da kayıtlarda kalmış nefis,
senin devlet tapına, ikbal (Baht açıklığına, yüksek bir
makama ulaşma yerin) kapısına geldi dedi.
Âşıkların
gönül çavuşu, kalem gibi başını ayak yaptı da (İsteklerini
emir gibi yerine getirdi de) gitti;
Kağıdın
gönlüne şeker gibi bir müjdedir, geldi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah’tan gelen
kurtuluş ipine sarılmamız; olumsuzluktan, uygunsuzluktan, unutulmaktan,
karanlık yerde kalmaktan kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Susan kimselere
gelen Allah sözünü aramamamız, çok konuşanların değersiz konuşmalarını dinlemenin
yarar getirmediğini öğrendik.
3.
Allah’ın
varlığını ve birliği olan dinin temeli sayılan inancı gizleyen, saklayan, tanık
olduğunu söylemeyen, kabul etmeyenin, tanımayanın, karşı yargılar oluşturanın artık
söyleyecekleri sözlerinin kalmadığını çünkü Hazreti Muhammed’in nurunun
yeryüzüne geldiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Divan-ı
Kebir’in yedi cildinin de peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın gönlünü
açıklayan, yorumlayan, inceliklerini anlatan, mucizelerini gösteren bir kitap
olduğunu Hazreti Mevlana’nın kendi sözünden ve sözlerinin doğruluğunu yaşadık, öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ