(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
3190.
A güneş, yüzün, neşe kılıcını çekmiş de acılığın boynunu vurmuş, gamı-gussayı (Üzüntüyü) kökünden sökmüş, atmış.
Ay
devri geçti, parlak Zühre (Venüs-Güzellik ve zarafet)
devri geldi;
Dünya
gül bahçesine döndü, diken zarar vermez artık.
Padişahlar,
âşıklar için sonsuz bir meclis kurdu;
Her
kula (Sevgi, sevgi ve dostlukla bağlanıp dostluğu devam
ettirenler) atın tırnaklarına altın nallar mıhlatıyor (Çaktırıyor).
Bunların
hepsi de geçti;
Daha
ileri gel azizim;
Senin
tatlı dudaklarına karşı şeker bile kulağına halka takmış, kul-köle kesilmiş.
Daha
da ileri gel, daha ileri gel de canımı feda edeyim, başımı vereyim;
Şu
toz-toprak içine batmış, gama-kedere bulanmış yeryüzü de güller gibi açılıp
saçılsın.
Biz
de hoşuz, arkadaşlar da;
Tanrı
sağrağını içip duruyoruz;
Kem
göz değmesin diye ateşe bir avuç çörekotu atmışız.
Buluşma
kokusu geldi, Rıdvan bahçesi yeşerdi;
Barış,
namussuz şeytanın inadına, kör et şeytanı, barış, daha hayırlıdır (Nisa suresi 128).
Terci’
beyti için (Başa dön) gençleş, çevikleş;
Baştan
geçeni duymak için yepyeni bir kulak ödünç al.
Padişah,
sabahtan sarhoş kalktı;
Kendi-kendine
davul dövmede;
Acaba
neler var gönlünde?
Kahraman
ne yapacak diye gökyüzü bekliyor;
De
ki;
Ne
yaparsan yap;
Onun
yaptığı her şey, canımıza minnet.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşk öğretisinde tutkuyla
sevilenin yüzü insana kalıcı sevinç verdiğini, üzüntüyü tamamen
uzaklaştırdığını öğrendik.
2.
Aşkın insana
güzellik ve zarafet kazandırdığını, acı ve tedirginliğin etkilerini yok
ettiğini öğrendik.
3.
Şems Hazretlerini
Mevlana Hazretleri ve Mevlevilerin sevdiğini, hoş olduklarını, bu hoşluğu kötü
gözlülerin nazarının değmemesi için ateşe çörekotu attıklarını öğrendik.
4.
Aşkın insanı
gençleştirdiğini, çevikleştirdiğini öğrendik.
5.
Tanrı şarabı ikram
edilen bu yolda cennette yaşar gibi yaşama şimdiden kavuşulacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Din
yolundan sapmadan aşk hedefine doğru gitmenin gençlik ve çeviklik
kazandırdığını, öğreticinin her sözünü iyilik bilerek kendimizi borçlu
hissetmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ