26 Kasım 2012 Pazartesi

ÖLÜM

Peygamber efendimiz S.A.S.) buyurmuşlardır.

1.   Müminin kalbine, iman nuru doğunca sevinir.

      Onun alameti de ahirete göçeceğini bilmek ve ona göre yol hazırlığı yapmaktır.

2.   Ölümü ibretle (ders alarak) anlayan dünyaya önem vermez.

3.   Ölümü düşünenin nefsi temiz, kalbi uyanık olur.

4.   Dünyadan tiksinti eden velilerdir.

5.   Allah’ın hidayeti (Hak yoluna, doğru yola kılavuzlama), ölüme akıl erdirene ulaşır.

6.   Halkın akıllısı, ölümü düşünen ve ahiret tedariki yapandır.

7.   Ey ümmetim, arzularınızı kısın, ölümü düşünün.

8.   Mümin, ölümden korkmasın, bir evden diğerine taşındığını bilsin.

9.   Ölüleri hayırla anın, kötülemeyin.

10.                  Ölüm, müminin rahatı ve sevincidir.

11.                  Ölüm, müminin, mutlu bayramıdır ve Allah’a kavuşmadır.

12.                  Dünya, müminin zindanı, ölüm o zindandan kurtuluştur.

13.                  Hiçbir mümin yoktur ki ölüm, onun için hayırlı olmasın.

14.                  Dostlarımdan gelen iyi haber, ölüm haberidir.

15.                  Allah’a kavuşmak ölümle olduğundan kendime ve dostlarıma isterim.

16.                  Allah’a kavuşmak isteyen mümin ölümü ister.

17.                  Ölüm dünya dertlerinden kurtulma, Allah sevgisine kavuşmadır.

18.                  Müminin ölümü, halktan uzak, Allah’a yakın olmaktır.

19.                  Sanma ki ölüm yokluktur. Ruhun bedenden ayrılışı ve ebedi yaşamasıdır.

20.                  Siz yok olmak için değil, bir evden öbür eve taşınmak için yaranılmışsınız.

21.                  Nefsin dört evi vardır: Ana rahmi, dünya, Berzah âlemi, Ahiret âlemi. Her birinin hikmeti, yaşayışı ayrıdır. Çocuk, ana sütünden lezzet aldıkça eski yerine gitmek istemediği gibi, mümin de ölümle Allah’a kavuşunca dünyaya dönmek istemez ve dünyayı unutur, gider.

22.                  Müminin ruhu, hamurdan bir kıl çeker gibi bedenden çıkar. Azrail ruhu, şefkatle alır gider.

23.                  Ölüm esnasında müminin ruhu, meleğin güzelliğiyle meşgul olduğu için elem duymaz.

24.                  Ölüm esnasında Allah kulunun yardımcısıdır.

25.                  Ölümle ruh, bedenin ağırlığından, külfetinden, üzüntüsünden kurtulur, rahat ve selamete kavuşur.

26.                  Ölüm, ruhun mahpus olduğu kafesten kurtulmasıdır.

27.                  Müminin ruhu, cennet bahçelerinde cıvıldaşan dostlar zümresine, topluluğuna karışır.

                                                  *

ÖLÜMÜN MAHİYETİ

Ruh bedeni aletlerini kullanır.
Ruh bedeni kullandığında buna hayat diyoruz.     

Ruh bedeni kullanmaktan vazgeçer, bırakıp giderse buna ölüm diyoruz.

Melekût âleminden bu dünyaya gelen ruh, kemali öğrenip Allah’ı bilir, evvelki makamından yükseğe ulaşır ve ilahi huzura alışarak rahata kavuşur.

Ölümden sonra Berzah âleminde dünyadaki fiil ve ahlakıyla mahşer gününe kadar baş başa kalır.

Dünyadaki hal ve ahlakı kötü ise acı bir zindan hayatı yaşar.

Eğer fiil ve ahlakı güzelse kâh Melekût âlemine, kâh dünya âlemine sevinç ve huzur içinde uçup gelir gider.

Vaktini zevk ve sefa ile ahirette toplanma zamanını (haşr) bekler.
Başlangıcı Allah’ın aşk denizi olan ruh, bu hal içinde yine eski aşk denizine döner.

İnsan ruhu ebedi bir cevherdir.
Bedenin ölümü ve ermesiyle kendisi ölmez.
( Bu hakikati bilenler ölümden korkmazlar)

Ölümden sonra ruh, her iki âlemin (dünya ve ahiret) hallerini daha iyi anlar.
Ruh bedenden ayrılınca uçup dolaşması kolay ve hızlı olur.

Her iki âlemin gizliliklerini daha yakından görür ve öğrenir.

Eğer insan ruhu, vücuda tamamen dönüp iç ve dışını aydınlatırsa bedende faaliyet başlar, fiil ve hareketler olur.

Eğer aydınlığı azalırsa uyku,
Eğer aydınlığını bedenden tamamen keserse ölüm meydana gelir.

Artık ruh bedene tasarruf etmez, ilgisi kesilir.
Uyku esnasında ruh, rüya ile Berzah âlemini anlar, ölümden sonra bu âlemi seyreder.

Çünkü bedenin ağır yükünden kurtulmuş, şehvet ve itirazlarını atmış, kuş gibi hafiflemiştir.

Ölümün bu izzet ve lezzetini anlamayıp onu şiddetli bir acı ve elem sayan, gafil ve cahildir.

Müminin ölümü, kendisi için dünyanın bütün zevk ve lezzetinden üstün ve tatlıdır.

Ölüm, ruhun hayatı, gerçek ve ebedi hayatın kaynağıdır.

Çünkü seven, sevgilisini ölüm sonucunda bulur ve bütün muratlarına, emellerine o zaman erer ve asıl vatanına ölümle döner.

                                      *
Kamil ve olgun insan bu üzücü ve fani dünyaya önem vermez, mal ve mülke, evlada bağlanmaz

İzzet, şeref ve dünya varlığıyla mağrur olmaz ve ölümün lezzet ve nimetini tatmaktan başka bir emeli kalmaz.

(Marifetname, İbrahim Hakkı Hz. Cilt 1 alıntı)

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar