27 Kasım 2012 Salı

OĞLU ÖLDÜRÜLEN

Din ehlinin uydukları zat… Cüneyt,
Dipsiz kıyısız koca deniz, bir gece Bağdat’ta konuşup duruyordu.

Öyle yüce sözler söylüyordu ki gökyüzü bile susamış bir halde eşiğine baş koyuyordu.

Cüneyt’in güneş gibi güzel, taze civan bir oğlu vardı.

Cüneyt konuşurken onu da çarşıda tutup zari-zari ağlatarak başını kesmişler, horlukla ortaya atıvermişlerdi.

O tertemiz yürekli kul, yani Cüneyt, oğlunun başını görünce hiçbir şey demedi…
Başına toplananlara dönüp öğütler verdi, gönüllerini aldı da

Dedi ki:
Bu gece ateşe, evveli olmayan sırlara ait pek büyük bir kazan kodum.
Kaynaması için bundan fazla hararet iste, bundan az değil!

                                  ***
MANTIK AL- TAYR 1 Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI ( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)

                                   ***
Peygamberimiz gözü kaymadı ve sınırı aşmadı.
(Necm, 17)

(Muhammed’in gözü, sağa sola kaymadı ve görmesi gereken şeylerden başka hiçbir şeye bakmadı)

Yaren senin gözünü dikip bakacağın Tanrı’dır.
Cüneyt de Peygamberimiz gibi Tanrı’ya göz dikme terbiyesini, peygamberimizden aldı.

Tanrıdan ve onun sevdiklerinden başkasına sevgi ile bakıp bağlanma.
(Yaratılanı severim, yaratandan ötürü diye her şeyi sev ama gönlünü bağlama,)

Cüneyt’in evladına olan sevgi ve bağlılığı imtihan edildi.
Herhangi biri ağlar, öldürenlere lanet eder, Tanrıya çatar.

Evladının ölümüyle içindeki ateş öyle alevlendi ki sayısız sırlara almaya hazırlandı.

Bu acının oluşturduğu ateş bile yetmez bundan daha fazla hararet iste ki daha hiç açıklanmamış sırlar sana gelsin.

Hz. Mevlana acı ile dışı sarılmış hediyeler gelir şikâyetçilik yaparak bu hediyeleri kaçırma der. (Mealen)

Cüneyt hakikati bildiği için yani veren Allah, alacak olan Allah olduğunu bildiği için sahibinin geri almasına kızmadı, öfkelenmedi.

Başkasına çok acı veren olaylar karşısında sofi sabrı gösterir, metin olur, sağlam durur, kuvvetli olur, dayanıklı olur.

                                      *
Cüneyt hazretleri kendisinden dua isteyenlere şöyle dua ederdi:
Cenab-ı Hak çalışmanı toplasın, sırrını dağıtmasın.

Kendisinden ayıranlardan ayırıp, kavuşturanlara kavuştursun.
Cenab-ı Hak zenginliğini kalbine koysun.

Seni bütün kötülüklerden alıp kendisiyle meşgul kılsın.
Sana terbiye versin.

Kalbinden razı olmayacağı şeyi çıkarıp rızasını koysun.
Seni kendisine varan en güzel ve doğru yola iletsin.

Âmin.

                                    *
Öğrenciye öğretmen gerek.
Öğretmeninin yoksa şeytan gelir sana öğretmen olur.
                                       *
Halkla konuşmaya dalma, Allah’ı zikirle uğraş. 

                                       *
Seni Allah’tan ayıran üç perde vardır.

1.   İbadetini,

2.   Sevabını,

3.   İkram ettiklerini görmektir.

(Yaptığını kendinin beğenmesi)

                          *
Yolunda üç tuzak vardır.

1.   Hile ve oyun yapmak

2.   Zorlamak

3.   Hoşluk, güzellik.

                            *

Akıllı kimse yalnızlığı sever.

                            *
Gördüğünden ders almayanın, görmemesi daha iyidir.

                            *
Zikretmeyenin susması, konuşmasından hayırlıdır.

                             *
Allah’ın buyruklarını dinlemeyenin, kulağının sağır olması daha iyidir. 

                             *
Allah’a sevgiyle hizmet etmeyenin ölmesi, yaşamasından hayırlıdır.

 
Cüneyd-i Bağdadi “Seyyidüttaife-Sofilerin ulusu1 lakabıyla anılan büyük bir sofidir.Hicri 911 de Bağdat’ta vefat etmiştir.

Kaynağı gizli (Menbaı esrar), aydınlığı Kuran’dan (Matla-ı envar), zamanın yönünü tayin eden (Zamanın kutbu), etrafında hareket edilen (Merkezi devran), yol sultanı (Sultan-ı tarikat), kutsal sırlara sahip (Kuddise sirrahu), başkandır.

                                      *
RAVLİ

Popüler Yayınlar