Yolda giderken bir adam gördü, toz toprak içinde bir şey arıyordu.
Her yeri eşiyor, toprakları
dağ gibi önüne yığıyordu.
Padişah bu hali görünce kol
bağını çıkarıp,(Altın bilekliği)
Adamın önündeki toprak
yığınına attı.
Atını yel gibi sürüp gitti!
Ertesi gece yine oraya
varınca adamı hala aramakla meşgul buldu.
Dedi Ki:
Dün akşam bulduğun
şey, on âlem harcına değer.
Kolaycacık elde ettin de,
Hala bu toprağı arayıp
aktarmadasın.
Arttık kimseye niyazın
(isteğin) kalmadı, padişahlık etsene!
Adam dedi ki:
Onu, arayışla
buldum, öyle gizli bir hazineyi bu suretle elde ettim.
Mademki bana bu yüzden devlet
elverdi;
Hayatta oldukça işim gücüm
bu!
*
Sen de bu kapının eri ol da
kapı açılsın;Yoldan baş çekme de sana da yol göstersinler!
Daima kapalı duran, yumulu
bulunan, senin gözlerindir.
Sen ara yoksa…
Bu kapı hiç kapanmaz.
***
MANTIK AL- TAYR 2
Feridüddin-i ATTAR İslam klasikleri. M. E. B. 2172 Çeviren Abdulbaki GÖLPINARLI
( Bu kitabı temin edip evinde bulundurmanı önemle öneririm)
***
Yaren,
Kuran’ı Kerim’i hep okurlar
neden?
Bir okudun, hadi birde
Türkçesini okudun yeter değil mi?
Bakarsın ki yine okuyorsan
sanırsın ki bunlar bir şey anlamadı bir daha okuyorlar.
İşin aslı öyle değil.
Her okunuşta açık gizli bir
elde ediş olmasa kimse bir daha okumazdı.
Her defasında hazine elde
ettiğin uğraşıyı bırakır mısın?
*
Tanrı istediğini çalışmanın
içine koymuştur.Çalışmak uğraşı ile olur.
Uğraşı içinden sana
istediğini bir şekilde verir.
Yeter ki iste ve onu elde
etmek için çalış, çabala.
İstekle çalışma yolundan bir
an olsun ayrılma.
Hem yol gösterirler, hem de
kapıyı sana açar buyur ederler.
Bakar kör olmamak için
istekli olmalısın,
Ümitsizliğe düşme, kendi
aklına gitme,
Sen aramaya devam et,
Tanrının ikramı böyle
sunulurken aç gözünü de ara ki sana ayrılan payı al.
Hep hak ediş arama, Tanrının
bağışının sınırı yoktur, bilmiyor musun?
***
RAVLİ