27 Kasım 2012 Salı

GERÇEĞİ ELDE ETMEK

Bir gün Alâeddin Keykubat, Baha Veled’in ziyaretine gelmişti.
Mevlana Baha Veled eli yerine mübarek asasını uzattı.

Sultan asayı öptü, fakat içinden:

“Bu ne kadar kendini beğenmiş bir bilgin” dedi.

Bunun üzerine Baha Veled:

“O gönül alçaklığını dilenci bilginler yaparlar, din ve dünya sultanları değil.
Çünkü onlar ASLI elde etmişlerdir, o âlemde dolaşırlar” buyurdu.

                                       ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489

                                      ***

Sözlük:
Asıl: 1. Kök, dip, kütük, temel, esas, kaide, kural; hakikat; soy, nesep, bir şeyin belli başlı kısmı; başlangıç;  baş; yer; sıhhat.

2. Hakiki,  esaslı, halis, safi.

3. Esasen,   zaten,  başlıca, en ziyade,  alelhusus; hakikaten.

GERÇEK

Düşünen insan:

1.   Kendinin kim olduğunu, ne olacağını düşünür.

2.   Söylediği sözleri gerçek olarak düşünür.

3.   Gerçek olanı bulmak için düşünür.

Doğru olan, yalan, uydurma, hayal olmayan gerçekliği birinci aşamada tanırsın.

Beş duyu organınla tanır aklın kabul eder.
İkinci aşamada ulaşabileceğin gerçekleri tanıyabilirsin aklın kabul eder.

Güvenilir kaynaklardan aldığın, hemen kabul ettiğin yaşanmışın anlatılması ile kabul edilen gerçeklerdir.

Birinci ve ikinci aşamada kişi cüzi akıl dediğimiz küçük aklı kullanır.

                                                  *
Düşünerek, akıl yürüterek, tarafsız gerçekliği algılayarak, yargılayarak,sonuç çıkarma üçüncü aşamadır.

Kafanda tasarlarsın, biçim verirsin, canlandırırsın ve ölçü oluşturarak bir fikir sahibi olursun.

Bunun için:

Anlamaya çalışırsın.

İlişkileri kavramaya çalışırsın.
Algılamanı artırırsın.

Soyutlayarak başka yöne yönelmezsin.
Yeni duruma uyum sağlamaya uğraşırsın.

Kafa karıştıracakları çıkarırsın.
Genelleme yaparak doğada benzerini ararsın.

Yargılama yaparak fayda ve zararını belirlersin.
Parçaları birleştirerek bütün içine uyumunu sağlarsın.

Bütünden ayırarak yalnız o şeyde yoğunlaşırsın.
Eleştiriler yaparsın.

Bunları yeteneklerine göre, düşünerek, anlamaya çalışarak, kavramaya çalışarak yaparsın.  

 

Bunları yaparsan:

Görünen dünyadan bağımsız davranmak olanağını sağlarsın.
Uyum, ilgi, dikkat, istek, buyruk yeteneğini geliştirirsin.

Olaylar arasında ilişki kurarsın.
Sonuçları tahmin edersin.

Kendini eleştirebilme olanağına kavuşursun.
Yaptığın şeyin sonucunu bilen olursun.

                                       *
Dördüncü aşamada içteki 5 duyuyu kullanırsın:

1.   Hissi müşterek.

Beyinde bulunan algılama merkezi ile hislerini etken kullanmaya başlarsın.
Duyarlılığın artar.

Duygululuk etken olur.
Ön sezgin gelişir.

Sağduyu sahibi olursun.
(Doğru, akla uygun yargılar vermeye sağlayan yetenek, aklıselim)  

    2.   Hayal.

Kafanda tasarlarsın
Kafanda canlandırırsın.

Canlandırdığını gerçekleştirmek için olanak ararsın.

3.   Vehim.

Kuruntuları tanımlar temizlersin.
      Yersiz korkuları tanımlar temizlersin.
     
     Şüpheleri tanımlar temizlersin.
       Tereddütleri tanımlar temizlersin.

4.   Hafıza.

Hissedilenleri önemser zihninde saklar unutmazsın.
Bilinenleri önemser zihninde saklar unutmazsın.

Konuşulanları önemser zihninde saklar unutmazsın.
Duyulanları önemser zihninde saklar unutmazsın.

Okunanları önemser zihninde saklar unutmazsın.
Ezberlediklerini önemser zihninde saklar unutmazsın.

5.   Mutasarrıfa.

Kendinde özgüven duyarak sakinlikle oluşumları kullanarak hayata geçirme yetkisi bulursun.

                                 *

5 dış duyu ve 5 iç duyu ile belirli bir gelişme sağladıktan sonra gerçek arayışın inanç yönüne yönlenir.

Hayretler içinde kaldığın, aklının tanımlayamadığı ama kabul ettiği gerçeklik arayışın Tanrı’ya inanma alanına gelmiştir.

Bundan önceki Tanrı inanışın taklit boyutunda olduğunu anlamaya başlarsın.

Gerçek Tanrı’yı tanımak, beraber olmak, dost olmak, birlikte hareket etmek isteğin arayışına devam ettirir.

Tanrı gerçekliğine ulaşmış peygamberlerin, velilerin, evliyaların nasıl bir yol izleyerek ulaştıklarını anlamaya çalışır, kendin o yolu izleme isteğini artırarak esas gerçeğe ulaşmaya çalışırsın.

Önce bilmelisin.
Sonra ulaşmalısın.

Sonra gidip gelmelisin.
Sonra yer edinmelisin.

Sonra dostu olmalısın.
Sonra beraber ebedi olmalısın.

                                      *

Yaren çok uzun ve yorucu bir yol olan bu yol;

1.   Gönül bağladığın bir büyüğümüz kolaylaştırır.

2.   Aşk yolunu izlersen çabuklaşır.

3.   Allah’a yalvarışın arttıkça yardımın gelir.

4.   Farkında oldukça heveslenirsin.

5.   Kendini yok sayıp Tanrıda var olma isteğin arttıkça zevk alırsın.

6.   Nefsine hâkim olup denetleyecek duruma gelirsen yaşamından lezzet alırsın.

Bu yola baş koymak dediğimiz yani tüm benliğinle önemseyerek çalışırsan Allah’ın izniyle gönül bağladıklarımızın yardımıyla gerçeğe ulaşırız.

Tek gerçek vardır o da Allah’tır.

Yaren bu söz bu kadar yolu aştıktan sonra değerini anlarsın.
Sözü bilmek, söylemek yetmez ille de değerini bilmelisin ve gerçekliğini yaşamalısın.

Elde etmedikçe, yaşamına katmadıkça istenilen faydayı göremezsin.

Ey yaren bunları yapamıyorsan bile böyle yapanlara saygı duy, sev, yakın olmaya çalış, hizmet ederek duasını al.

Sakın ola ki bu kişileri hafife alma, aleyhinde bulunma, düşmanlık etmeye kalkma.  

Mezarda olduğuna bakıp aldanma, onlar Allah’ın hükmünce diridirler, yetkilidirler, Allah’ın izniyle Allah’ın gücünü kullanırlar.

Allah dostlarıdır ve sahipleri Allah’tır.
Bu dediğimi önemse de başına iş açma.

Baha Veled Hazretleri her şeyin aslı olan Allah’a ulaşmış ve o âlemde dolaştığını, sözlerinin o âleme ait olduğunu sözünden anlıyoruz ve canı yürekten kabul ediyoruz.

                             *

RAVLİ

 

Popüler Yayınlar