(Mevlana
Hazretleri Dünya ile âşığın ilişkisini anlatıyor)
2380.
Her solukta gönül alanından insanoğlu gibi biri doğup çıkar;
Fakat
ortada ne erkek vardı, ne kadın.
Derken
onun yanından, ardından da adamcıklar dökülür, yeryüzü onlarla dolar-taşar.
Bu
tarzda daha elli beyit söylemek isterdim amma sen ağız açasın diye yumdum
ağzımı.
A
şuhlar (Neşeli-serbest), gelin, bahar geldi;
Ney
sesleri işitilmede, her taraf yeşermiş, sular çağlıyor.
A
şuhlar, şehirlerinizden çıkın;
Ev
bark kabul eder mi hiç şuhları?
Öbürleri
hasret (Özlem) gittiler şu dünyadan;
Bizse
dünyanın canını bir hasrettir (Özlem),
bırakalım.
Vefasız
(Sevgisi, dostluğu çabuk geçen) dünya,
başkalarına ne yaptıysa biz de onu yapalım dünyaya.
Onun
da karşısına bir tek kişi çıksın da sınasın onu, o da bir sınasın bari.
Hayır,
yanlış söyledim, dünya aşığa benzer;
O
güzellerin cevrini (Verdiği sıkıntıyı), cefasını
(Verdiği üzüntüyü) canla başla arar.
Âşığın
canı cevirle, cefayla (Üzüntüyle, cefa ile üzgü ile
zülum ile) diridir;
A
Müslüman can, kime zarar verir.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Allah dostunun
kırdığı kişinin bile canlanıp, akıllanıp iyi bir insan olma yoluna girdiğini
öğrendik.
2.
İnsan gönlünden
bir şey söyleyince o sözün çoğaldığını, yeryünü kapladığını öğrendik.
3.
Neşeyi ve
serbestliği isteyen, yaşamına katan kişilerin öldükleri zaman dünyaya hasret
çekeceklerini, özlem ateşiyle yanacaklarını öğrendik.
4.
Âşık olan kişi
acıları, üzüntüleri, cefaları, haksızlıkları peşinen dünyanın vazgeçilmez davranışı
olarak kabul ettiklerinden rahat ettiklerini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünya
kendinde olan varlıklara ne yapıyorsa bizim de dünyaya aynı şeyi yapmamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ