(Mevlana
Hazretleri Tebrizli Şems Hazretlerinin ayrılığından sonra kendi durumunu
anlatıyor)
2200.
O ev aydınlık, sen kimin evi diyorsun;
Kimin
olursa olsun, aydınlık eve kuluz-köleyiz (Sevgiyle bağlanan,
dostluğu devam ettiren, hizmet eden) biz.
Kendi
abıhayatımıza kendimiz perdeyiz (Engeliz);
O
abıhayatın üstünde yağız adeta.
A
oğul, elimi tut, hoş değilim ben;
A
ağaç gibi yüce boylu, hoş değilim ben.
Hayır-hayır,
bırak elimi, hastalığım gönülden benim;
A
gönül derdimin gülbeşekeri, hoş değilim ben.
Sen
gideli gücüm-kuvvetim, sabrım-takatim gitti;
Sen
gittin gideli hoş değilim ben.
Kollarını
aç, kemer gibi sar beni;
Gör
de bak, bu kemer olmadıkça hoş değilim ben.
Kuvvetim
yok, elden çıktım a doktor;
Elini
koy nabzıma da anla.
Hoş değilim ben.
A
ateşi alttan-üstten, beni saran;
Böylece
alt-üst oldun gitti, hoş değilim ben.
Ne
soruyorsun?
Dudağın
kadehi olmadıkça ister haberim olsun, ister olmasın;
Hoş değilim ben.
Başımı
her yana böylece sallayıp durmadayım;
Yani
ne demek istiyorum, biliyor musun?
Başımdan
hoş değilim diyorum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretlerine
çok özlem duyduğunu öğrendik.
2.
Her aydınlık eve
Mevlana Hazretlerinin sevgiyle bağlanıp dostluk gösterdiğini, hizmet ederek
yardım ettiğini öğrendik.
3.
Ölümsüzlük
âlemine ulaşmaya kendimizin engel olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin Sevgili olarak gördüğü Allah dostu Şems Hazretlerini görememekten
dolayı çok üzgün olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ