24 Eylül 2017 Pazar

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 2330 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini olan aşkı anlatıyor)
                              
2330. Denizde gezeceksen geminin bir yanına otur, elini kaptandan çekme.
Düşeceksen bile o geminin içine düş, ele ayağa (İlgisiz ve yetkisiz kimselere muhtaç duruma) değil, gemiye dayan.

Gökyüzünü istiyorsan İsa ile görüş-konuş;
Yoksa yeşil kubbeye çıkmaya kalkışma.

Ham bir meyvesin sen, dalında otur;
Anlamları elde etmeden adlara boş verme.

Tebrizli Şems o tapıda oturur;
Sen de oradan başka bir yeri yurt edinme.

Canların canısın sen, kır-dök canları;
İnsan sensin, başkalarını kır geçir gitsin.

Ölümsüz incisin, gözlere gel;
Taşı al, öbürlerini kırıver.

A güneş, Tanrı göğünde parla, gökyüzündeki yıldızları kır geçir.

Halkın gönüllerini gaybi (Gizlenenleri) bilir bir hale getir;
Ayıpları görenlerin gönüllerini kır gitsin.

İz, eser, izi eseri olmayana perdedir (Görmeye engeldir);
İşsizliği, esersizliği al, izi-eseri kır-geçir.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Bir yere yolculuk edeceksek o aracı yöneten kişiden ilgiyi ve sevgiyi kaybetmemiz gerektiğini öğrendik.
2.    Yolculukta dengemizi kaybedip düşsek bile geminin dışına değil içine düşecek konumda bulunmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Nereye ulaşmak istiyorsak daha önce oraya gitmiş kişinin gözetiminde ve yardımıyla gitmemiz gerektiğini öğrendik.
4.    Önce isimleri sonra da taşıdığı anlamı elde ederek hamlıktan kurtulmamız gerektiğini öğrendik.
5.    Biz kendimizi uygun hale getirdiğimizde Şemsi Tebriz'li Hazretlerinin ışığıyla olgunlaşabileceğimizi öğrendik.
6.    İnsan olmayana, insan gibi davranmayana büyüklerimizin sert davrandığını öğrendik.
7.    Su kuşu suda zarar görmeden yaşayabildiğini, kara kuşunun su kuşu gibi yaşamaya kalkınca boğulup gideceğini öğrendik.
                          *
İşte böyle yaren;
Emek vererek sonunda ürün elde etmezsek, bu ürünün geriden gelenlere izler bırakarak yolunu kolaylaştırmazsa bizim gözümüzde perde olduğunun, bu perdeyle yaşamanın esersiz yaşama olduğunu, eseri olanın hatırlanacağını öğrendik, anladık.
                         *

RAV

Popüler Yayınlar