(Mevlana
Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini olan aşkı anlatıyor)
2330.
Denizde gezeceksen geminin bir yanına otur, elini kaptandan çekme.
Düşeceksen
bile o geminin içine düş, ele ayağa (İlgisiz ve
yetkisiz kimselere muhtaç duruma) değil, gemiye dayan.
Gökyüzünü
istiyorsan İsa ile görüş-konuş;
Yoksa
yeşil kubbeye çıkmaya kalkışma.
Ham
bir meyvesin sen, dalında otur;
Anlamları
elde etmeden adlara boş verme.
Tebrizli
Şems o tapıda oturur;
Sen
de oradan başka bir yeri yurt edinme.
Canların
canısın sen, kır-dök canları;
İnsan
sensin, başkalarını kır geçir gitsin.
Ölümsüz
incisin, gözlere gel;
Taşı
al, öbürlerini kırıver.
A
güneş, Tanrı göğünde parla, gökyüzündeki yıldızları kır geçir.
Halkın
gönüllerini gaybi (Gizlenenleri) bilir bir hale
getir;
Ayıpları görenlerin gönüllerini kır gitsin.
İz, eser, izi eseri olmayana perdedir (Görmeye engeldir);
İşsizliği,
esersizliği al, izi-eseri kır-geçir.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Bir yere yolculuk
edeceksek o aracı yöneten kişiden ilgiyi ve sevgiyi kaybetmemiz gerektiğini
öğrendik.
2.
Yolculukta
dengemizi kaybedip düşsek bile geminin dışına değil içine düşecek konumda
bulunmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Nereye ulaşmak
istiyorsak daha önce oraya gitmiş kişinin gözetiminde ve yardımıyla gitmemiz
gerektiğini öğrendik.
4.
Önce isimleri
sonra da taşıdığı anlamı elde ederek hamlıktan kurtulmamız gerektiğini
öğrendik.
5.
Biz kendimizi
uygun hale getirdiğimizde Şemsi Tebriz'li Hazretlerinin ışığıyla
olgunlaşabileceğimizi öğrendik.
6.
İnsan olmayana,
insan gibi davranmayana büyüklerimizin sert davrandığını öğrendik.
7.
Su kuşu suda
zarar görmeden yaşayabildiğini, kara kuşunun su kuşu gibi yaşamaya kalkınca
boğulup gideceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Emek
vererek sonunda ürün elde etmezsek, bu ürünün geriden gelenlere izler bırakarak
yolunu kolaylaştırmazsa bizim gözümüzde perde olduğunun, bu perdeyle yaşamanın esersiz
yaşama olduğunu, eseri olanın hatırlanacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ