(Mevlana
Hazretleri akıl ve fikirde hapis kalmamak ger anlatıyor)
1940. A kardeş, sonucu şu;
Felek
(Döngüyü sağlayan) gibi şu köhne dünyayı yeniden
yeniye kur gitsin.
Dikenler
içinde oklu kirpi çek başını içeriye, neşelen, tedbirli ol.
Akıl
geldi çattı, âşık, gizlen;
Akıldan-fikirden
vay bize, eyvah bize!
A
göz, a akıl, ya topluluğumuzdan git;
Yahut
da senden utancımdan gözsüz, kulaksız kalayım ben.
Sen
suya benziyorsun, uzaklaş ateşimizden;
Yahut
gir kazanımıza, kayna bizimle.
Aklın,
seni kırıp geçirmesini istemiyorsan öl, denize dal, dalgalarla dalgalan dur.
Âşığım
dersen sınarlar seni;
Başını
sarma, erlerin koca sağrağını (Büyük Tanrı kadehinden
şarap) iç.
Coşup
köpürüyorum;
Fakat
aşk sarhoşluğundan;
Çeng
gibi coşup köpürüşümden de haberim yok benim.
A
Tebrizli Şems, beni harap ettin;
Sen
hem sakisin (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren Allah nuru
saçan kişisin), hem şarapsın, hem meyhaneci.
O
tatlılar tatlısı, o güzeller padişahı, yüzü ekşi, çıkageldi;
Tatlı
canım feda olsun o ekşi yüze.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın mutluluk
verdiğini, aklın ve fikrin etken olduğu yerde v
zamanda beklenmedik, kötü haber veya olayla üzülmenin olacağını öğrendik.
2.
Akıl topluluğu sevinç vermediğinden uzak
durmamız gerektiğini, Mevlevi topluluğuna kaynamaya çalışmamız gerektiğini
öğrendik.
3.
Aşağım iddiasında
bulunan kişi sınanmalara uğrayacağını öğrendik.
4.
Başkalarının bizi
tanımlamasıyla uğraşmayıp aşkın sarhoşluğuyla sevinç içinde coşup köpürmemiz gerektiğini
öğrendik.
5.
Şems Hazretlerinin
insanı önce harap edip sonra onu güzel kişi yaptığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin yüzünü somurtkan, asık yüzlü olarak görsek de can feda edilecek
biri olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.
*
RAVLİ