(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini nasıl bulduğunu anlatıyor)
2230.
Niceye bir, yabancıların zahmetlerini çekeceğim, niceye bir?
Hele
bak, imdicek (Şimdi) yabancılar yokken nasıl da buldum seni.
A
âşıkların perdelerini yırtan, kaldır perdeyi, nasıl da
buldum seni.
A
yüzüne karşı gül bahçelerinin utanca düştüğü dilber, güllük-gülistanlıkta nasıl da buldum seni.
A
gönül, kötü göz az değildir;
Nazar
değer, nasıl da buldum seni sözünü çok söyleme.
A
padişahların bile rüyalarında göremedikleri güzel (Tebrizli
Tanrı Şemsi);
Şaşılacak
şey şu;
Uyanıkken
asıl da buldum seni.
A
Tebrizli Şems, nurlar senden parladı, o nurlar içinde nasıl
da buldum seni.
O
güzel, can perdesini tanır, bilir;
Hareme
(Yabancı olmayan) sahip olan perdeyi nasıl olur
da bilmez?
Perde
ardından aklımıza kast etti mi bize afsun okuyup üfürmeye koyulma.
O
anda bize kimsecikler katlanamaz;
Akıllı da kaçar bizden deli de.
Dün
gece deli-divane olduk da öylesine bir döndük ki Ay bile kıskançlığından
bayrağını yere attı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri canıyla aradığı Şems Hazretlerini uyanık bir halde iken bulduğunu
öğrendik.
2.
Dinde padişah
olmuş çok kişinin rüyalarında bile Şems Hazretlerini göremeyeceklerini, ama
Mevlana Hazretlerinin uyanıkken hazreti bulduğunu ve gördüğünü öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinden nurların parladığını gören Mevlana Hazretleri bu delilden
kolayca kendisini bulduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretleri ve Mevlana Hazretlerinin bir araya gelişinin sıra dışı coşkuların ve
sevinçlerin oluşturduğu ışığın gizlenemeyecek kadar çok olduğundan Ay’ın bile
görüp kıskandığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ