(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
860.
A (İçi Tanrı şarabıyla dolu) kadeh,
yüzümü-yanağımı parıl-parıl parlattın, alev-alev kızarttın;
A
gam (Üzüntü), sonucu (Sonuç
olarak) gönlümden kaçtın gitti (Gittin),
kaçtın gitti (Gittin).
A
saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan
kişi), kadehimize yudum-yudum şarap döküp duruyorsun;
Deli-divane
(Sıra dışı biri) olmamızı istemiyorsan ne diye
döküyorsun yani?
A
saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan
kişi), hani o güneşe benzeyen günde her şeyi coşturup oynatan ışığı
zerrelere döküyordun, nerde o lütuf (İyilik)?
Elini
dudağına koyuyor, sus demek istiyorsun;
Sustum
ben, fakat bizim için döküp durduğun o yudumcuklar söyleyip durmada.
Cüneyd’in
(Sofilerin Ulusu’nun)
kanını döktün de o, oh dedi, vur-vur, daha yapacakların yok mu, fazlası yok mu
bunun?
O
kanı nerelere damlattınsa oradan bir Beyazid (Gerçeği
araştıran, dünyada meydana çıkmışların öğretmeni) bitirdin.
Yere
damlayan ilk yudumda Âdem’in toprağı canlandı;
Göğe
dökmeye başladın, bir Cebrail (Aklıselim-Sağduyu-
Doğru, akla uygun yargılar vermeyi sağlayan yetenekli kişi) var oldu.
Önce
dökmek için gerçekleri seçiyordun, fakat merhamet sarhoş olunca rastgele Lâyık
(Uygun) olmayanlara da dökmeye başladın.
Ekmek sana lâyık (Uygun) değil, fakat ekmeğe can veriyordun sen;
Sakanın
(Evlere su getirenin) suyunu satın almada,
sakaya döküp saçmadaydın sen.
Hani
Musa’ya bir ateştir, göstermiştin, fakat nurdu o;
Ateş
tonunda (Alev renginin açıklığı ve koyuluğunda) ışık
saçıyordun, aydınlık döküyordun sen.
Cuma
günü, senin yanında toplanacağımız gün, ayrı-ayrı şarap sunduklarını hep bir
araya toplayacağın gün ne vakit gelecek?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Tanrı şarabının
insanı canlandırdığını, doğruyu sevdirdiğini, akla uygun olanı kabul etmeyi,
sağduyu sahibi etmeyi sağladığını öğrendik.
2.
Su ekmek derdinden
canımızı, düşüncemizi kurtarıp nuru olduğu görmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Cuma
gününün önemli bir gün olduğunu, Tanrı şarabından içenlerin değişik zamanda bir
araya gelen insanlar olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ