(Mevlana
Hazretleri âşıklarla akıllıları karşılaştırıp anlatıyor)
760. Yüzünün ateşi can ormanını sarınca canlardan
çıkan duman yedi göğü de sarmış-gitmiş.
Manalar
âleminden can gibi sakiler (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren,
Allah nuru saçanlar) görünmüş de gönüllerden, görünmez süt ırmakları,
şarap nehirleri akıtmış.
Küfre
bir sürme çekmiş de gözü açılmış, o da din güzelini görmüş, inananların arasına
katılmış.
Beden
bir duvara benziyor, duvarın ardına bir gönül yıkıla-kalmış;
O
gönlün halini bildirmek için dil, şu sözlere başlamış;
Yürü
yıkık yerleri seyret;
Varlık
evinde aşk yüzünden tavan çökmüş, eşiğin izi bile kalmamış.
Âşıklara
aldırış bile etmem der amma gene de her âşığın başucuna yüzlerce merhametli
kişi göndermiş.
Tebrizli
Şems, ölümsüz aşk madenini gösterince parıltısının vuruşu, yakuta benzeyen
gönlü almış, kendisine çekivermiş.
Ey
ayrılığıyla yeryüzünü de, gökyüzünü de ağlatan sevgili, gönül, kanlar içinde
otura-kalmış, akılla can, ağlamaya koyulmuş.
Dünyada,
yerine konacak bir tek kişi bile yok;
Senin
yasında mekân âlemi de ağlamaya koyulmuş, mekânsızlık âlemi de.
Cebrail’le
meleklerin kanatları mosmor olmuş;
Peygamberlerin
gözleri de yaşlar döküyor, erenlerin gözleri de.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Tebrizli Şems
Hazretlerinin ölümsüzlük sağlayan aşk madenini gösterince bu oluşan parıltıdan
bütün âşıkları kendisine mıknatıs gibi çektiğini öğrendik.
2.
Şems Hazretlerinin
âşıkların gönlüne oturunca akıl ve canın üzüntüden ağlamaya başladığını
öğrendik.
3.
Şems
Hazretlerinin bilinmez bir âleme gitmesiyle meleklerin kanatlarının kötü durama
düştüğünü, peygamberlerin ve erenlerin ağladığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin yerini dolduracak bir kişinin olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ