(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1130.
Bu yüz parça olmuş gönül, can kapısına rüşvet verdi, perdenin önüne geldi de
hoş bir halde tek bir parça kesildi.
Cennet
sekiz bağdır, sekiz bahçe, her biri bir defter sanki.
Bu
sekiz defter de bir yere toplanmış, o yüzde, o yanakta seyret hepsini.
Şu
gönlüm, a neşe, a çalgı-çağanak madeni, aşkınla bir dükkâna girdi hem dükkânda,
hem aynı işte bir hoş arkadaşlık edip durmada.
Nasıl
bir kuştur şu gönlüm ki develer gibi ıhlamış, diz çökmüş yahut da deve kuşu
gibi yalımların çevresinde sanki ateş yiyor, ateşle gıdalaşıyordu.
Aşkının
güneşinden zerreler Ay’a döndü, kutlulukla gökyüzünde her an bir yıldız
doğuyor.
Şeklini,
yüzünü görmemişler, fakat birer-birer anlatıyorlar;
Hani
tıpkı Meryem’in nuruyla beşikte konuşan, Ruhullah Mesih (İsa) gibi.
A
Tebrizli Şems, gönül hallerinde bu birbirine aykırı, bu birbirini tutmaz
değişiklikler de ne?
Hem
aşkla konaklıyor, hem avare (Başıboş) oluyor
aşktan.
Can
mumunun ışığına karşı gönül, bir pervaneye benziyor;
Gönül,
sevgilinin mumunun ışığında bir ev kurmuş, bir yurt edinmiş.
Bir
yüceler yücesi, bir aslan avlayan, bir aşk sarhoşu, bir fitne (Karışıklık-kargaşa çıkaran);
Sevgilinin
yanında ayık, aklı başında, kendisiyle kalınca bir deli-divane.
Görünüşte
öfkeli, içten barışçı, acı yüzlü, fakat şeker mi şeker;
Bu
kadar yakınlıkta bir yabancı görmedim dünyada.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretlerin
kolayca tanımlanamayan değişiklikleri olan bir yapıda olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Her
ne kadar Şems Hazretleri öfkeli, acı yüzlü dıştan savaşkan gözükse de yakınlaşanların
şeker gibi biri olduğunu göreceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ