(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1170.
Benim şiirimi kan gör, şair görme;
Çünkü
aşkıyla gözden de kanlar sızıp damlamada, gönülden de.
Kan,
şarap gibi köpürüp kaynadı mı üstüme-başıma, elbiseme bulaşmasın diye onu şiir
rengine sokar, şiir haline getiririm.
O
padişahın tapısında bir gözcüydüm, bekçiydim ben;
Şimdiyse
ayrılığıyla canımı üzüyor, eziyorum işte.
O
lütuf (İyilik) güneşinin devlet kuşuna düştü de
onun havasıyla gönül, gurbet ellere gitti, Ankaa (Kuşu)
gibi görünmez oldu.
Güzellikte,
alımda, dünyada tektir o;
Bu
yüzden de zaman da cana bir yalnızlık âdetidir verdi.
Her
solukta miskinin kokusunu almak istediğim, her an o kokuyu aradığım ceylandan
nasıl ümidimi keserim?
Ah
bana, eyvah vana o kanlar döken Mirrih (Merih yıldızı)
yanaktan;
Ah
bana, eyvah bana o yağmacı, kâfir güzel gözlerden.
Akıl,
onun aşk dehlizinde yüzünü topraklara döşemiş bir âşık;
Söz
söyleyiş, onun ordusunda ya bir davulcu yahut borazancı.
O
benim bütün derdimi, bütün zahmetimi görür;
Görüşü
yoktur diyemem ki ona.
Bir
an sevda rengine boyanmış canıma baktım da gördüm ki kıvranıp duran, coşup
köpüren şaşkının biri o.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerini düzenlenmiş hoşa giden şiir şeklinde sözler olmadığını
öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin ayrılığıyla derin üzüntülere düştüğünü öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşka
kapılan kişinin şaşkınlaşacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ