(Mevlana
Hazretleri, Şems Hazretlerinin rüzgâr etkisini anlatıyor)
810.
Tebrizli Şems’in yüzüyle gözü, gülle nergisin değerini eksiltti;
Bedenim,
o gülün, o nergisin arasında oynayıp duruyor.
Be
ne biçim kasırgadır ki gökten koşup gelmiş;
Yüz
binlerce gemi, ondan sarhoş olmuş, başları dönüp duruyor.
Geminin
halâs olması (Bağlı olduğu yerden kurtulması) da
yelden, batıp gitmesi de yelden (Rüzgârdan);
Hem
onunla dirilmiştir, hem onun yüzünden ölmüş, cansız kalmıştır.
Yel,
Tanrının buyruğunda, senin buyruğundaki soluğa benzer;
Buyruğunla
sövüş (Sözle her türlü değersize saldıran) olur
soluk, buyruğunla övüş (İyiliklerini, üstünlüklerini,
söyleyen olur) .
Yelleri
(Rüzgârları), takdir yelpazesizle çeşitli bil;
Seher
yeliyle (Sabah rüzgârıyla) âlem mamur (Eksiksiz, kusursuz) olur, vebadan da yıkılır gider.
Yarabbi,
yeli gösterdin, yelpazeyi (Rüzgârı oluşturanı) gizleme;
Yelpazeyi
görmek, temiz kişilerin gönüllerine ışıktır.
Sebebi
gören, gerçekten de surete (Görünüşe, biçime)
tapar, fakat sebebi icat edeni (Bulanı) gören,
mana nurunu (Aydınlatılmış ama gizlenmiş anlamı görür)
bilir.
Suret
ehli (Görünüş, biçim ustaları), bir boncuk
isteğiyle can verirler;
Mana
denizinin ehli olanlarına inciler bile değersiz görünür, ucuz olur.
Mukallit
(Taklitçi), erlere toprak kesilmiştir, ne
anlatırsa onlardan rivayet (Söz) eder;
Öbürüyse
susmuştur, onların ta derinindedir.
Yoldan
altın, gümüş kesintilerini toplayanın gözü yerdedir, döküntüleri toplar;
Öbür
toplayıcıysa dikkat et de bak, madene (Çok değerli
şeyleri kapsayan kaynağa) girmiştir, oradan toplar.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems Hazretlerinin yüzünün çiçeklerden daha
güzel, hayranlık uyandıran hoşa giden olduğunu, öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin kişiliğinin Nuh peygamberin kurtuluş gemisi gibi olduğunu, kim bu
gemiye girerse kurtulacağını öğrendik.
3.
Yel (Rüzgâr), görünmediğini, görünmeden gücünü
kullandığını, çok işler yaptığını öğrendik.
4.
Gizli işlerin
nasıl olduğunu gösteren Allah’tan kişilerin yüzünü serinleten elin kimin eli olduğunu göstermesini temiz kişilerin istemesi gerektiğini öğrendik.
5.
Görünüşe, biçime
önem verip bunların arayışı içinde olanların değersiz bir arayış içinde yaşayarak
ömrünü tüketip öldüğünü, mananın değerini bilenlerin şekil değişmeyen
gerçekleri ele geçirseler bile önem vermediklerini öğrendik.
6.
Taklitçi kişinin
derin işler yapamadığını, başkalarının yaptıklarını taklit etmekten öteye
gidemediklerini öğrendik.
7.
Taklitçi veya
görünüşe biçime önem verenlerin değersiz olan şeyleri toplamaya çalıştıklarını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gördüğüne
inanan kişinin gözünün yerde olduğunu, yerden bulduklarıyla sevinip
yetindiklerini, manaya inanan kişilerin madenin içinden kimsenin elinin değmediği
değerleri bulup gün ışığına çıkarttıklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ