(Mevlana
Hazretleri, Şems Hazretlerini anlatıyor)
840.
Gönül, hadi git, ben nerdeyim, sen nerde?
Ben
gönülüm, sense bir kalıptan ibaretsin, yürü-yürü, kalıplık ededur demeye
koyulur.
Derilerin
renkleri vardır, içlerinse zevkleri;
Deriler,
içlerde uzlaşır da beraber yola düşebilir mi hiç?
Bir
düzüye (Sıradan), aynı olarak sürüp gitmeyen
gün.
Geceniz
gündüz oldu.
Artık
bu gündüze dönen gecelere bir gece yok.
Yorma
beni çelebi (Görgülü, terbiyeli nazik kişi), gel
bana, gir içeriye.
Biran
teslim ol, çünkü meşrebin (Yaradılışın, davranış
biçimin) pek tatlı senin.
Ben
sustum, afsununu (Sihirli sözleri) dilsiz öğret
bana a benim doğuyu da tirtir titreten (Çok korkutan)
güzelim, batıya da.
A
Tebrizli Şems, gün gibi doğ doğudan, doğ da kâfirlik (Acımasızlık)
de, benlik (Öz varlığın)-ululuk (Büyüklüğün) da
belinden zünnarı (Hizmet kemerini) çözsün.
Her
gönlün, sevgilinin gül bahçesine bir yolu olsaydı, o bahçede bir yeri
bulunsaydı her gam dikenimin (Üzüntü ve acı veren)
gönlünde cana canlar katan bir gül bahçesi olurdu.
Coşup;
Köpüren
kıskançlığı el uzatmasaydı ateş renkli canı bizimle uzlaşır, uyuşurdu elbet.
Yakıp
yandıran şimşek, Ay’a perdeci olmasaydı şu toprak yeryüzü de gökyüzü gibi
şaşkınlık içinde kalırdı.
Sevgilinin
yolunda ayak, yakut kanat, işe yarasaydı her zerre, onun yoluna düşer, ayak
olur, kanat kesilirdi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Gönlün bir kalıba
girmeyi istemediğini, kalıba girmiş bir gönlü istemediğini öğrendik.
2.
Dışta gördüklerimiz
renkler olduğunu, dışı önemseyenler diğer renklerle düşünce ve çıkar ayrılığını
karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuştuklarını, karşılıklı anlaştıklarını, içte
olan ise zevk olduğunu öğrendik.
3.
Sıradan biri
olmaktan çıkmak isteyen kişiyi Mevlana Hazretlerinin çağırdığını öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin çok etkili sözlerinin olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sevgilinin
yolunda ne ayağın, ne bacağın, ne kanatın, ne paranın, ne malın, ne mevkiinin
önemi olmadığını, gönülle can vermekten başka yol olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ