Ey Medine’nin gömleğini,
Mekke’nin peçesini taşıyan güzel, güneş
daha ne kadar gölgede kalacak?
Ay isen bize ışığından bir
huzme gönder.
Gül isen bize bağından bir
koku ver.
260-Yolunu bekleyenlerin
canları dudaklarına gelmiş, feryat elinden ey feryatlara yetişen sevgili.
Atını Acemler diyarına (Arap
olmayan yere) sür.
Arap ellerinde oturma.
Çünkü gecenin yağız atı,
orada; gündüzün ala renkli atı buradadır.
Ülkeyi süsle, cihanı
tazelendir.
Her iki dünyayı sesinle
doldur.
Sikkeyi sen bas.(Sultanlığı sen yap) ki emirler haddini bilsinler.
Hutbeyi (Öğüt veren sözleri) sen oku ki, hatipler susmasını
öğrensinler.
Senin toprağın, velilik mertebesine
bir koku verdi.
(Velilere
gül kokusu vererek, koku kaynağı olan gül bahçesini aramalarına yönlendirdi,
yani Tanrı’ya yönlendirdi.)
Fakat nifak (İkiyüzlü bozguncuların etkisi ile dikkat başka yöne çekilmesi)
rüzgârı geldi, o kokuyu dağıttı.
265-Başıboşların ipini çek,
bu minberi (Öğüt verilen yer) bulaşık insanlardan (Kötü hazırlanmış,
tadı tuzu olmayan) temizle.
O minberler soysuzlar yuvası
(Üstün nitelikleri olmayanların ele geçirmesi)
oldu.
Onlara düzen ver, alçakları
da ölüm çukuruna at.
Hayır (İyilik) işleyenlere ihsanını azaltma.
Yağmacılara arpalıklar ver (Çıkar sağlayacakları din öğütçülerin içinden ayıklayarak
başka bir alan sağla), biz hepimiz cisimden ibaretiz, gel sen bize can
ol.
Biz hep şeytanlarız (Şeytan gibi davranıyoruz).
Bizlere sen Süleyman ol (Senin kontrol altında çalışanlar olmak).
Başbuğ sensin, sürü neden
yalnız olsun?
Merkezi sen tutuyorsun,
burada sancağa ne lüzum var?
270- Bir taraftan dinde
yarıklar açıyorlar (Şüpheyi, vehmi, kuruntuyu öne
çıkarıp, etkinleştirme.) öte taraftan pusular (Tuzaklarına
yönlendirip düşürmeye çalışırlar) kuruyorlar.
Ya şeytanın üzerine bir Ömer (Adaleti sağlayan)
gönder yahut cenk alanına bir Ali (Savaşan yiğit) yolla.
Başına ay gibi bir Yemen tülü
sar, geceyi ayın başına ört (Sadece senin ışıkları
görünsün).
Köşeye büzülmüş birkaç
biçareye (Çaresiz) biraz cilve göster, kendini şaşırmış şu birkaç zavallıya çare
bul.
570 yıldır uyuduğun yetişir.
Ulu günler yaklaştı, meclise
koş.(582 yılında yazıldığı anlaşılıyor)
275- Kalk, İsrafil’e emret,
şu birkaç kandile üflesin.
(Yeniden kendini göster)
Esrar perdesinin halvetinde
gizlen, biz hepimiz uykudayız, sen uyan, bu ölüm yurdu
olan dünyanın afetlerine karşı elini uzat da hepimizin elini tut.
Senin isteklerin doğruluktan
başka bir şey değildir.
Sana kavuşmuş olanlar için
başka bir şey istemek sevdası yoktur.
İnayet gözüyle (Allah’a yöneliş ve ibadetten meydana gelen Allah emirlerine
olan sevgi duyulması ve Allah’ın kendi güzelliğini o kişide görmek istemesi)
bir kere bakacak olsan, her zorluğa karşı koyarsın.
280-Parmağının ucuyla
feleklere bir işaret et, bütün varlıklar sana bağışlanır.
Kıyamet gününde bir avuç
toprağın (İnsanın) suçunu bağışlamak için senin yardımına kim karşı koyabilir?
Bir kere yüzünü açıp aşıklara
göstermek senden, sevinçten sarhoşluktan hırkasını atmak da iki cihandan.
Nizaminin ruhu senden haber
beklemektedir.
Onun gönlü, senin mübarek
ıtrının (Güzel ve latif koku) kokusuyla
tazelenmiştir.
Nefesinden (Tesiri gözle görünmeyen bir sıcaklıkla ve gittikçe çoğalan
iyiliğe ve güzelliğe olan etki ve görünür sonuç) bir vefa (Dostluğunu devam ettirdiğine dair bir işaret olarak) kokusu
gönder.
Feridun mülkünü bir dilenciye
bağışla.
***
Mahzen-i Esrar Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
Kokunun bir davet
olduğunu öğrendik.
2.
Güzelliğe davet
edilmekle ve güzelliklerden bağışlar yapılmasıyla dostluğun devam ettiğini
öğrendik.
3.
Görünmeyen güç ve
olanakların görünür olmasıyla inancın ve bağlılığın sağlamlaştığını öğrendik.
4.
Büyüklüğün,
ululuğun gizlenmemesi gerektiğini, büyüklerin sözlerinin halka yine büyükler
tarafından söylenmesi gerektiğini öğrendik.
5.
Büyüklerin
sözlerini kendine perde ederek gizlenen, kendi çıkarı için bu sözleri
kullananların bu güzel sözleri kirletip dağıttığını öğrendik.
6.
Yetersiz veya
değişik maksada hizmet eden kişilerin halka hitap etmesinin önlenmesi
gerektiğini öğrendik.
7.
İyilik yapanı ve iyilikte bulunan kişiyi öne
çıkarmamız ve örnek olarak meşhur etmemiz gerektiğini öğrendik.
8.
Peygamberimizi
örnek alanların halkı kontrol altına alıp güzel işler yapacağını öğrendik.
9.
Din üstünden
kişisel çıkar sağlayanların, bu konuda örgütlenip kuvvetlendiklerini, şeytana
bile hile yapacak duruma geldiklerini öğrendik.
10.
Peygamber
efendimizi yine gündeme getirerek onu örnek almamız ve onun ruh gücünün bize
yardım etmesini sağlamamız gerektiğini öğrendik.
11.
Peygamber
efendimizin isteklerinin doğruluktan başka bir şey olmadığını öğrendik.
İşte böyle yaren,
Hep isteyiş ve yakarış olan
anlatım tarzından sanki her şeyi istediğimiz yapacak biz yararlanacağız anlamı
çıkarmayınız.
Bu isteyiş ve yakarış açık
olarak izin istemek ve gizli yardım talep etmektir.
İşi yapacak, uğraşacak, kafa
yoracak, sonuçlandıracak biziz ve bu bizim işimiz.
Yardım ve destek sağlayana
işi verir, işi ona yüklersen sonuç alamazsın.
Esas senin işin olan bu
görevi senden daha iyi yapacak ve sonuçlandıracak kimse yoktur, çünkü bu işten
fayda sağlayacak sensin.
Güzel kokuyu koklamayanlar,
güzel kokunun kaynağına, bahçesine gitmeyenler çok şey kaybederler.
Bu bakımdan bu konuyu iyice
içine sindirmen ve kendine kılavuz yapman gerekir.
Daha geniş bilgi için RAVLİ KOKU yazıp Google den okumalısın.
*
RAVLİ