FİHİ MAFİH 70. fASIL

Buyurdu ki:
Bir insanın nefsinde (Ruhunda, canında) öyle bir şey vardır ki, hayvanlarda ve yırtıcılarda yoktur, dedikleri; 

İnsanın onlardan daha kötü olduğundan değildir.

Belki şu yüzdendir:

İnsanda bulunan o kötü huy, nefis ve uğursuzluklar, onda olan gizli bir cevher yüzünden bulunmaktadır.

Fakat bu huylar, uğursuzluklar ve kötülükler o cevherin perdesi olmuştur.

(Cevher:

Kendi kendine var olan şeydir.

Kendi kendine var olmayıp vücut bulamayıp başka bir cevhere muhtaç olan, başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyete araz denir.

Mesela cisim cevherdir, cismin şekli, rengi ve saire ise arazdır.

Buna göre cevher, bir şeyin ancak arazla belli olan, değişmez ve gerçek aslı, esası, iç yüzü, doğası, kendiliğidir.)

Cevher ne kadar daha iyi, daha güzel, daha büyük ve şerefli olursa, onun perdesi de öyle olur.

Şu halde uğursuzluk, kötülük ve kötü huylar, o cevherin perdesinin vasıtası idi ve bu perdenin kalkması mümkün değildir.

Ancak pek çok mücahede (Uğraşı, savaş) ile kabul edilen olur.

Mücahitler (Uğraşan, savaşan) de türlü-türlü olurlar.

Mücahedelerin (Gayret en büyüğü, yüzlerini Tanrı’ya yöneltilmiş olan, bu âlemden yüz çevirmiş bulunan yaranla kaynaşmaktadır.

Hiçbir mücahede, iyi ve doğru bir dostla beraber oturmaktan daha güç değildir.

Çünkü onları görmek, o nefsin erimesi ve yok olmasıdır.

İşte bundan dolayı, eğer yılan kırk yıl insan görmezse ejderha olur, derler.

Yani bu, erimesini, kötülüğünü ve uğursuzluğunu giderecek kimseler görmediğindendir.

Her nereye büyük bir kilit asarlarsa bu, orada nefis ve kıymetli bir şey bulunduğuna delâlet eder.

Ve işte nerede perde büyük olursa oradaki cevher daha iyidir.

Mesela yılan definenin üzerinde bulunur.

Fakat sen çirkinliğe bakma.

Definedeki nefis şeylere bak.

                        ***

FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİ                        
Maarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA

                       ***    

Neler öğrendik:

1.   Bizde var olan uğursuzluk, kötülük ve kötü huyların perde arkasında hazır ve etken olduğunu öğrendik.

2.   Dünya hayatını sevenlerin ve bağlı olan kimselerin uğursuzluk, kötülük ve kötü huylarının meydana getirdiği etkinliklerle karşılaşacağımızı öğrendik.

3.   Uğursuzluktan, kötülük yapmaktan ve kötü huylardan kurtulanların dünya hayatını sevmekten kendini kurtararak Tanrı’yı arama ve ulaşma yolunu seçtiklerini öğrendik.

4.   Bizde olan güzellik, hoşluk, yavaşlık, yumuşaklık cevherini ortaya çıkararak çirkinliklerden uzaklaşmamızın daha doğru olduğunu öğrendik.

                                                           *

İşte böyle yaren,

Tanrı erlerinin içlerinde sakladıkları defineye halkın hücum edilip yağma edilmesini önlemek için kendilerine kalın perde çektiklerini, delilikle, divanelikle, fakirlikle oluşturdukları perde sayesinde yabancılardan hazinelerini sakladıklarını öğrendik.

                                            *

RAVLİ