13 Mart 2013 Çarşamba

LEVHİ MAHFUZ

Levh; üzerine yazı yazılan şey.

Tanrı; hikaye edenlere göre, âlemleri yaratmadan önce, bir levh ve bir de kalem yaratmış ve o kalemle bu levha üzerine yazmıştır.

Korunmuş levha demektir ve alın yazısının dolaylı bir yoldan, üstü örtülü, kapalı anlatımıdır.

Levh: Tasavvuf teriminde, kitabı mübin (İyiliği-kötülüğü, faydalıyı-zararlıyı açıkça belli ederek bildiren kitap),

Kitabı mübin (Kur’ân) ve nefsi külli ( Hayatla birleşen isteklerin tümü) demektir.

Dört kısma ayrılır:

1.   Levhi kaza:

Yok ve var etmek fiillerinden önce mevcut olan levhadır ki buna (Aklı evvel) Levhi de denilir.

(Aklı evvel: Yaratılıştan olan akıl, Allah)
 
2.   Levhi kader yahut Levhi nefsi natıkai (İnsan ruhu) külliye (Bütün):

Birinci levhayı teşkil eden Levhi kazanın tamamını etraflı olarak bildirme, uzun uzadıya anlatmalar, açıklamalar ve ahlak sahibi olmayı, huy edinmeyi icap ettiren sebepleri aksettirir.

Bu levhaya Levhi Mahfuz da denir.

3.   Levhi nefsi cüz’iyyei semaviye:

Cüz’i olan göksel ruhların levhasıdır ki, kâinatta mevcut her şey şekli, heyeti ve sayısı ile bu levha üzerine nakşedilmiştir.

Bu levhaya semai dünya- dünya göğü de derler, âlemin hayali gibidir.

İlk levha kâinatın ruhu, ikinci levha kalbi mesafesinde olduğu gibi bu üçüncü levha da âlemin hayalini aksettiren bir ayna hükmündedir.

4.   Levhi heyula: Gördüğümüz şu âlemdeki şekil ve suretlere bürünmüş olan levhadır.
  Yani madde âlemidir.

                                   *
RAVLİ

Popüler Yayınlar