8 Mart 2013 Cuma

FİHİ MAFİH 67. fASIL

Tanrı insanı kendi sureti üzerine yarattı
(Hadis)

İnsanlar hep mazhar (Kendisini gösterecek şey) arıyorlar.
Birçok kadınlar vardır ki örtülüdürler, fakat kendilerinin ne kadar aranıldığını denemek için yüzlerini açarlar.
Tıpkı usturayı denediğin gibi

Âşık sevgilisine:
“ Ben uyumadım, yemek yemedim ve sensiz şöyle oldum, böyle oldum” der.

Bunun manası şu demektir:
“ Sen bir mazhar (Kendisini gösterecek şey) arıyorsun ve senin mazharın benim ve sen bu mazhara maşukluk satıyorsun (Bana âşık olunsun istiyorsun).

Bilginler ve sanatkârlar hep mazhar (Kendisini gösterecek şey) ararlar.

Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim
(Hadis) buyurduğu gibi,

İnsanı kendi sureti üzerine yarattı
(Hadis)

O’nun hükümleri bütün insanlarda peyda (Meydanda, açıkta) olur.
Çünkü hepsi Tanrı’nın gölgesidir, gölge sahibine benzer.

Eğer beş parmak açılsa, gölgesi de açılır, eğilse gölgesi de eğilir.
Binaen aleyh (Bundan dolayı) halkı arayan, isteyen bir istenileni ve sevileni ister ki herkes onun ile dost, onun sevgilisi ve mutii (Bağlanmak, rahat etmek) olmak ister.

Onun düşmanlarıyla düşman, velileriyle (Ermiş kişilerle) dost olurlar.
Nihayet onların hepsi, Tanrı’nın gösterdiği hükümlerin sıfatlarıdır.

Bizim bu gölgemizin bizden haberi yok olmasına rağmen bizim ondan haberimiz var.

Lakin Tanrı’nın bilgisine nispetle, bizim bu haberimiz, habersizlik hükmü taşır.

Şahısta olan her şey, hepsi gölgede görünmez, bazı şeylerden başka.
İşte bunun için Tanrı’nın bütün sıfatları da bu bizim gölgemizde görünüyor.

Ancak bazısı görünür ki vahiy “ Tanrı’nın emrindedir ve size ilimden pek az verilmiştir.”
(İsra suresi 85)

                        ***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİ                        
Maarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA

                     ***
SURET:
Her şeyin görünen şekli, daha doğrusu, görünür, görünebilen duygularımızla akıl erdirme ile anlayabildiğimiz meydana çıkmış, belirmiş, görünen gösteridir.

Ancak akıl erdirerek anlayabildiğimiz gerçeğe mana deriz.
Bu suret âleminin kendisini göstermesidir.

Görünen madde âlemine Suret âlemi, bu suretle görünen, açık, meydanda, belli olan gerçeğe de mana âlemi deriz.

Tanrı manadır, kendini göstermesi de surettir.

Neler öğrendik:

1.   Her şeyin Tanrı güzelliğinin ve sanatının görüntüsü olduğunu bilmeyenler; kendini öne çıkarmak, bu güzelliğe ve sanata sahiplenmek için gösteriş yaptıklarını öğrendik.

2.   Bizde gözüken ve meydana çıkan her ne olursa olsun bu Tanrı’nın insana verdiği kuvvet ve kudretle bir şeyler yaptığımızı, bir araya getirip görünür hale getirenin insan olduğunu öğrendik.

3.   Bizim kendimizi göstermemizin de Tanrı’nın huyundan olduğunu öğrendik.

4.   Her insanda Tanrı’nın başka bir isminin kendisini göstermesiyle yapılan işlerde Tanrı’nın kudreti ve sanatkarlığının görüldüğünü öğrendik.

İşte böyle yaren,
Yapan, gösteren, sahiplenen görünüşte biziz ama bize görünmeden Tanrı kudretiyle bize istediği gibi çalıştırdığını, ortaya çıkan her esere de insana sahiplenme şerefini verdiğini öğrendik, anladık.

                                          *
RAVLİ

Popüler Yayınlar