13 Mart 2013 Çarşamba

MAHZENİ ESRAR SIRLAR HAZİNESİ 2

Ey bütün varlıkları meydana getiren, cılız karıncaya kudret veren Ulu Tanrım.
Bütün cihan mülkü senin bayrağının altındadır.

Biz seninle varlığa kavuştuk, sen ise kendiliğinden var olmuşsun.
Senin varlığında şekil ve tertip yoktur.

Sen hiç kimseye benzemezsin.
Hiç kimse de sana benzemez.

Hiç değişmeyen bir varlık varsa sensin.
Hiç ölmeyen ve ölmeyecek olan ancak sensin.

55- Biz, hep geçiciyiz.
Sonsuzluk sana mahsustur.

Ulu ve kutlu saltanat sana aittir.
Feleğe (Gök cisimlerinin düzenli dönmesi), şu dönüp dolaşma kudretini veren senden başka kim olabilir?

Ten tenceresine can tuzunu atan (Lezzet, değer) senden başka kimdir?
Başlangıcı olmayan varlığın, seni bütün cihana haykırmaktadır.

Senden başka “ Ben Hakkım” sözünü kim söyleyebilir?
Adın, canların yüzüğüne kaştır (Onların içine işlemiştir).

Yüce varlığın, öç almak isteğinden arîdir.
(Temiz, katışıksız, günahsız).
Senin adın gönüllerde yazılıdır.

Buyruğun Nun ve Kalem’e emir vericidir.
( Nun. Kaleme ve  (Kalem tutanların), yazdıklarına Andolsun ki (Resulüm), sen Rabbinin nimeti sayesinde mecnun değilsin.)
(Kalem suresi 1-2)

60-Ebedi sonsuzluk senin zatındır.
Cömertliğin, iyi kötü her yaratığa azık dağıtıcıdır.

Dünya senin buyruğunla yerinde durmaktadır.

Gök kubbeyi direksiz yaratan sensin, senden sabır ve tahammül erişmeseydi, aşkın takati tükenir, kutlu adının cazibesine kapılır giderdi; senin cömertliğin cihan ufuklarını tuttuğu andan beri yerin sırtı ağır yükler yüklendi.

Yeryüzü, senin kereminden doğmasaydı, yerin göbeği olan kutlu Kâbe’nin ölü bir cesetten ne farkı kalırdı?

65- Kulluk bağı, ancak senin aşkınla tutunur.
Senden başkasına tapmak varsa haramdır.

Seni söylemeyen her şeye karşı susmak, seni hatırlatmayan her şeyi unutmak gerektir.

Gecenin sakisi (Ay) senin kadehinden bir yudum içmiş, seher kuşu (Bülbül) senin adının şarabından neşelenmiştir.

Perdeyi kaldır da kendi birliğinle görün, o perde, ben bile olsam topla!
Feleğin aczini feleğe bırak, cihanın düğümünü cihandan çöz.

70- Şu günlerin ayetlerini değiştir, şu yıldızların şekillerini boz, dillerdeki sözü yine kaleme getir, şu dünya tuzağını yine yokluğuna terk et.

Karanlıkta kalmışları aydınlat.
Cevherlere bağlı olanları arazdan uzaklaştır, altı köşeli kürsüyü hokkasını şu arz yuvarlağına vur.

Zuhal kayasını (Soğuk, kuru, uğursuz, keder ve üzüntü veren; ahmak, bilgisiz, korkak, cimri, kıskanç, yalancı, tembel, kafasız ve zarar veren huylar oluşturan Satürn yıldızı) Zühre’nin (Kalbe sevinç veren, yumuşaklık, sevimlilik, zarafet, neşeli, istekli, oynak, şarkıcı, birleşme ve tebrik etme ile güzel huylar oluşturan Venüs yıldızı) kadehine çarp.

75- Şu yıldızların ipini kopar, bağı kopmuş gerdanlık gibi tane-taneolsunlar.
Şu gece kuşunun kanatlarını kır, unsurların boynundan tabiat boyunduruğunu kaldır.

Yıldızların cesetlerini doğdukları yerlerden aşağı fırlat.
Yerin şu çamur örtüsünü kazı, yeryüzünde bir kerpiç kalıbı bile kalmasın.

Dünyanın çevresinden karanlığın tozunu sil, açık bir alın gibi dümdüz olsun.
Zamanenin bu yeni düzeni daha ne zamana kadar!

O eski Tanrısal ruh âleminin perdesini kaldır.
(Gizlenen ilahi âlemi göster)

80- Çarkın gerdenini (Gerdan) hareketten de, durgunluktan da kurtar, dışarı fırlat, adaletsizlik ateşine su serp, havayı topraktan daha alçak bir yere kapat, müneccimlerin defterlerini yak, güneşe tapanların gözlerini bağla, kâinatı hilalin dönüşünden kurtar, şu perdede biraz hayal oyunları göster, ola ki senin tanrılığını gerçeklesinler de kendi yokluklarını görüp anlasınlar.

85- Bizden birçoklarımızı kahrediyorsun, fakat bundan dolayı hiç kimseye şikâyete yüzümüz yok.

Kanını döktüklerinin diyeti, öldürdüklerinin bedeli yoktur.
Cana akıl aydınlığı, dile gönül zevki vermişsin, gecenin menzilini uzatıyor, aşağıdan giden yolu tekrar geri çeviriyorsun.

Dünya, dönmeyi, kutup yerinde saymayı senden öğrendi, varlık bahçesi, hayat suyunu senden aldı.

90- Yabani gülün açılması sabah rüzgârından değildir.
Tutya, senin toprağının feyzinden (Bolluk ve bereket) meydana geldi.

Goncalar, kemer kuşanmış biz kuluz diyorlar.
Güller, bütün cismimizdeki can sendedir, diye haykırıyorlar.

Kulun Nizami senin duacındır.
Her iki cihanda senin bucağının toprağıdır.

Hatırını marifetten mamur kıl, boynunu gam halkasından âzâdet. (Hür et)

                                ***
Mahzen-i Esrar
Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13

                                 ***
RAVLİ

Popüler Yayınlar