205- Dokuz felek, yedi
yıldızın ışığı,
Yalvaçların (Peygamberlerin)
sonuncusu,
Tanrı elçilerinin en yücesi
olan Hazreti Ahmed ki,
Akıl onun katında toprak
değerindedir.
İki cihan, onun atının
terkisine bağlanmıştır.
Naz sahrasının en taze
sümbülü,Sır denizinin en öz incisidir.
Onun sümbül saçları aydın
günlerde yetişmiş bir çiçek demeti.
Onun inci dişleri, güneşe
mercan rengi işleyen bir cevherdir.
Sedefin içindeki damla onun
tatlı tebessümünden ilham almasaydı,
İnci olmazdı.
210- Onun incisi bir taşın
bile gönlünü kırmadığı halde nasıl oldu da taş onun inci dişini kırdı!
Evet, öyle bir yerde ki,
taştan bir yürek var.
O yürek, kuru bir sevdanın
ahengini tutmuştur.(Her şey yapabilir)
O taş, inci kırmak ve yakuta
sürünmek sevdasına tutulmasaydı, ona şifa macunu nerede bulacaktı?
Melâmet (Ayıplama, kınama, azarlama, çıkışma) taşı, onun
mücevher dizisi olan dişlerinden birini yerinden ayırdı.
Bir cevher daracık çekmecesinden
dışarı çıktı.
Taştan cevahir doğmak nüktesi
(Herkesin anlayamayacağı ince mana) şaşılacak
bir söz değildir.
215- Meğerse ham gümüşün
bedeli taş oldu, geldi ufacık ağzı yaraladı.
Taştan (Sedefin içinden)
çıkan inci onun dudaklarıyla dişleri değerinde olabilir mi?
Taştan çıkan cevherin ocağı
yerdir.
Onun dişlerinin incisine
nasıl bedel olabilir?
Onun mübarek dişlerinin
açıldığını görmek sevdası, taşı can ve gönülden harekete getirdi.
Taşın çarpmasıyla mübarek
ağzı kanlar içinde kalınca kerem (Asalet, asillik,
soyluluk, cömertlik, el açıklığı, lütuf, bağış, bahşiş) sahibi olmak
şerefini de kendine yakıştırdı.
220- Dişinin kırılmasından
dolayı can ve gönülden şükretti.
Tanrı’ya sunduğu bu armağanı
az gördü.
Dünya emellerinden gönlündeki
bütün arzulardan vazgeçti.
Her iki cihanda gözü kalmadı.
Onun leşkerinin Askerinin)
savaş meydanında, eller mızrak, diller hançerdi.
Onun adalet hançeri olan
dilinin dişe ne ihtiyacı var?
Dişli hançer ne işe yarar?
Bütün varlıklar onun keremine
bakarlar, diken ekerler, onun gülünden demetler toplarlar.
225- Bağ küllerle dolu.
Diken sözü ne oluyor?
Nazım teşbihi (Benzetme
düzenlemesi), o hakikat zincirine dizilmiş, şimdi yılan kuyruğundan bahsetmenin
ne yeri var?
Tavuskuyruğuyla karganın
sesini kes.
(Güzelliği
göster, çirkin sözü sustur)
Bülbül nefesi ile bağ yolunu
tut.
(Güzellikleri
söyleyerek meyvelerin üretildiği yere doğru git)
Nizaminin gönlü onun feyzi
ile gül gibi açılmıştır.
Onun gülü üzerinde şakıyan
hoş sesli bir bülbüldür.
***
Mahzen-i Esrar Nizami
M.E. B. Şark İslam klasikleri 13
***
Neler öğrendik:
1.
Peygamberimizin
çok kıymetli olduğunu, aklın ve göklerin onun emrinde, hizmete hazır halde
beklediğini öğrendik.
2.
Peygamberimizin taş kalplilerin bile gönlünü
kırmadığını öğrendik.
3.
Değerli bir şeye
sahip olunduğu zaman bilerek veya bilmeyerek kıskançlıkla yok etmeğe, yok
edemezlerse bile kullanılmaz hale getirmek için zarar verdiğini öğrendik.
4.
Düşmanlık etmesek
de, başkasına zarar vermesek de kıskançlığın oluşturacağı düşmanlık ve düşmanca
saldırılar olacağını öğrendik.
5.
Kıskancın
saldırısından zarar görsek bile şükretmemiz gerektiğini, çünkü Tanrı’nın bize
verdiği kıymetli bir şey olduğunu, olmayanların saldırısının bundan dolayı
olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.
6.
Dünyaya ait
isteklerinden ve gönüldeki bütün arzulardan ve ahretten (Cennet, cehennem) vazgeçersek
ellerimizin ve dilimizin silah olacağını, adalet sözü söyleyen dilin hiçbir
şeye ihtiyacı olmadığını öğrendik.
7.
Peygamberimizin
güzel sözleriyle dünyalık isteklerden temizlenmiş gönlümüzü doldurmamız, sevinç
içinde İlahi âleme doğru gitmemiz gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Uhud savaşında
Peygamberimizin dişinin kırılması üzerinden yapılan düzenlenmiş bir yazı
okuduk.
Güzeli, iyiyi, kaliteliyi,
uluyu, büyüğü, temizi, adaleti, eğrilikten kurtulup doğrulmayı, doğru yolu
bulmayı isteyen, peygamberi hiç övgü dinlemeden sever ve gönül verir.
*
RAVLİ