Piş-i bâhimmet buved esrar-ı cân
Ez Hasân mahuzter ez lâl-i kân
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 2055 inci beyit açıklaması)
“
Himmetli (Yardım eden, kayıran, olgun insan olan)
adamların öyle can sırları vardır ki, yakut madeni gibi, onları bayağı (Herhangi bir özelliği olmayan) adamlardan gizlerler.”
Cihanda
ben, vahdet sırrına mahrem (Birlik sırrını bilmek)
olacak bir hemdem (Sıkı-fıkı arkadaş)
bulamıyorum.
Bu
fani sarayda (Dünyada) kimi görüyorsan şeytanın
tuzağına tutulmuş kimselerdir.
Cihanda
nerede hür bir âşık ki, beşeri (İnsan) tabiat (Kişilik) bulanıklığından kurtulmuş olsun.
Kardeş!
Sen
eğer ehl-i ten (Vücuduna düşkün) olmasaydın
benim sırlarımı anlardın.
Haydi
gel!
Kendini
kır (Dik başlılıktan vazgeçip ruha yönel, önemse)
da, öz ol ve bu sırları dinle.
*
Neler
öğrendik:
1. Akıl ve olgunluk sahibi olan kimselerin zor engelleri
açıp Tanrı hazinesini bulduklarını, buldukları mücevher sözleri başkalarıyla
paylaşmak istemediklerinden halktan kendilerini gizlediklerini öğrendik.
2. Aptallar için can verip altın sahibi olmak kıymetli
olduğunu, akıllar can sahibi olmak için altın harcadığını öğrendik.
3. Aptalları altın hırsıyla koştuklarını, akıllıların ise
ilerisini düşünüp ölçülü davranmayı doğru kabul ettiklerini öğrendik.
4. Hırslı olanlara kızgınlık egemen olur da altının
değeri canın değerini yerini aldığını öğrendik.
5. Hırslı olanlara aklın öğütleri gizlendiğini öğrendik.
6. Hırslı olanların aklın kontrolünden çıktıklarını ve
aklın uyarılarını duymaz konuma geldiklerini öğrendik.
7. Kişi elde ettikleriyle gururlanmaya başlayınca olgun
insanların kınamalarıyla karşılaşacaklarını öğrendik.,
8. Hırs yolunda uğrayacakları kötülükten sonra iç
huzursuzluk, rahatsız olma halinin geldiğini öğrendik.
9. Gönül uyarılarını dinlemeyenler ancak başlarına bela
geldikten sonra dinleyen olduklarını öğrendik.
İşte
böyle yaren,
Eren, ermiş, evliya, arif gibi kişiler hep
aramızdadır ama onlar kendilerini herkesin bilmesini istemediklerinden
kendilerini gizlediklerini öğrendik, anladık.
Hani,
nerde eren, ermiş, evliya, arif yok!
Böyle
diyen kişilerin bakan kör olduklarını öğrendik, anladık.
Nasıl
ki ağacın gövdesini ve yapraklarını görünce onun kökü olduğunu, bir cinsi
olduğunu, bu cinse göre meyve verdiğini gören bilen göz gerekirse ulu kişileri
de gören gözü olanların bilebileceklerini öğrendik, anladık.
Azın
çoğu gösterdiğini, azdan çokluğun var olduğunu bilmemiz ve anlamamız
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ