31 Mart 2014 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 453

Piş-i bâhimmet buved esrar-ı cân
Ez Hasân mahuzter ez lâl-i kân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 2055 inci beyit açıklaması)

“ Himmetli (Yardım eden, kayıran, olgun insan olan) adamların öyle can sırları vardır ki, yakut madeni gibi, onları bayağı (Herhangi bir özelliği olmayan) adamlardan gizlerler.”

Cihanda ben, vahdet sırrına mahrem (Birlik sırrını bilmek) olacak bir hemdem (Sıkı-fıkı arkadaş) bulamıyorum.

Bu fani sarayda (Dünyada) kimi görüyorsan şeytanın tuzağına tutulmuş kimselerdir.

Cihanda nerede hür bir âşık ki, beşeri (İnsan) tabiat (Kişilik) bulanıklığından kurtulmuş olsun.

Kardeş!
Sen eğer ehl-i ten (Vücuduna düşkün) olmasaydın benim sırlarımı anlardın.

Haydi gel!
Kendini kır (Dik başlılıktan vazgeçip ruha yönel, önemse) da, öz ol ve bu sırları dinle.
                                     *
Neler öğrendik:
1.    Akıl ve olgunluk sahibi olan kimselerin zor engelleri açıp Tanrı hazinesini bulduklarını, buldukları mücevher sözleri başkalarıyla paylaşmak istemediklerinden halktan kendilerini gizlediklerini öğrendik.
2.    Aptallar için can verip altın sahibi olmak kıymetli olduğunu, akıllar can sahibi olmak için altın harcadığını öğrendik.
3.    Aptalları altın hırsıyla koştuklarını, akıllıların ise ilerisini düşünüp ölçülü davranmayı doğru kabul ettiklerini öğrendik.
4.    Hırslı olanlara kızgınlık egemen olur da altının değeri canın değerini yerini aldığını öğrendik.
5.    Hırslı olanlara aklın öğütleri gizlendiğini öğrendik.
6.    Hırslı olanların aklın kontrolünden çıktıklarını ve aklın uyarılarını duymaz konuma geldiklerini öğrendik.
7.    Kişi elde ettikleriyle gururlanmaya başlayınca olgun insanların kınamalarıyla karşılaşacaklarını öğrendik.,
8.    Hırs yolunda uğrayacakları kötülükten sonra iç huzursuzluk, rahatsız olma halinin geldiğini öğrendik.
9.    Gönül uyarılarını dinlemeyenler ancak başlarına bela geldikten sonra dinleyen olduklarını öğrendik.
İşte böyle yaren,
 Eren, ermiş, evliya, arif gibi kişiler hep aramızdadır ama onlar kendilerini herkesin bilmesini istemediklerinden kendilerini gizlediklerini öğrendik, anladık.

Hani, nerde eren, ermiş, evliya, arif yok!
Böyle diyen kişilerin bakan kör olduklarını öğrendik, anladık.

Nasıl ki ağacın gövdesini ve yapraklarını görünce onun kökü olduğunu, bir cinsi olduğunu, bu cinse göre meyve verdiğini gören bilen göz gerekirse ulu kişileri de gören gözü olanların bilebileceklerini öğrendik, anladık.

Azın çoğu gösterdiğini, azdan çokluğun var olduğunu bilmemiz ve anlamamız gerektiğini öğrendik, anladık.

                                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar