5 Mart 2014 Çarşamba

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 401

Madih-i hurşid meddah-ı hodest
Ki du çeşmem Ruşen-ü namurmedest
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 9 inci beyit açıklaması)

“ Güneşi öven, kendini övüyor demektir.
İki gözün de aydındır, çapaksız ve hastalıksızdır, demek istiyor.”
(Güneş: Nuru kendi vücudunda oluşan dışarı nurunu vererek aydınlatan, hayat kazandıran insan demektir.)

Güneşi öven, o güneşi ki ziyasıyla (Parlaklığı ile) cihanı ve bütün kâinatı aydınlatır.

Topraktan çıkan otlar, çiçekler onun feyzindendir (Bolluk, bereket, bilgi, bilim).

Yakut hazinelerine al (Kırmızı) renk, onun al kanından gelir.
Ceninler analarının karnında onun ruhundan dirilirler.

Güneşi övenin övmesinden güneşte bir şey artmaz.
Güneşi öven, kendi görüşünün keskinliğini övmüştür.

O cihan güneşi, eğer bir yeren olursa o da kendi körlüğünü anlatmış olur.
                                          ***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
                                           ***
Neler öğrendik.
1.    Güneş gibi parlak olan insanın kendini gizlendiğini, ancak halkın gözünün perdeli olduğundan göremediğini, görüş yeteneği olanların apaçık gördüklerini öğrendik.
2.    Arif insanı övmenin kedi görüş yeteneğimizin kuvvetinden geldiğini, doğruyu gördüğünü ve değerlendirdiğini gösterdiğini öğrendik.
3.    Arif kişiyi anlamanın her aklın anlayışı dışında olduğunu, anlayamayacağını öğrendik.
4.    Sözlerin olgun kişiyi anlatmaya yetmediğini ancak bir fikir verdiğini öğrendik.
5.    Karanlıkta kalmayı, yaşamayı sevenlerin aydınlıktan, gerçeklerden kaçtıklarını öğrendik.
                                        *
İşte böyle yaren,
Doğru sözlü olanın, doğruyu gördüğünü, doğruluktan dolayı Allah’ın böyle insanlara gözlerine nur verdiğini, nurla bakmaya başladıklarını, kendisinden daha nurlu olanları övdüklerini öğrendik, anladık.
                                                *                                                   
RAVLİ


Popüler Yayınlar