Madih-i hurşid meddah-ı hodest
Ki du çeşmem Ruşen-ü namurmedest
(Hazreti
Mevlana, Mesnevi 5.inci cilt 9 inci beyit açıklaması)
“
Güneşi öven, kendini övüyor demektir.
İki
gözün de aydındır, çapaksız ve hastalıksızdır, demek istiyor.”
(Güneş: Nuru kendi vücudunda oluşan dışarı nurunu vererek
aydınlatan, hayat kazandıran insan demektir.)
Güneşi
öven, o güneşi ki ziyasıyla (Parlaklığı ile)
cihanı ve bütün kâinatı aydınlatır.
Topraktan
çıkan otlar, çiçekler onun feyzindendir (Bolluk,
bereket, bilgi, bilim).
Yakut
hazinelerine al (Kırmızı) renk, onun al kanından
gelir.
Ceninler
analarının karnında onun ruhundan dirilirler.
Güneşi
övenin övmesinden güneşte bir şey artmaz.
Güneşi
öven, kendi görüşünün keskinliğini övmüştür.
O
cihan güneşi, eğer bir yeren olursa o da kendi körlüğünü anlatmış olur.
***
GÜLŞEN-İ
TEVHİD İBRAHİM ŞÂHİDİ
Çev:
Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap
ve Aka kitapevleri koll. Şrt.
***
Neler
öğrendik.
1. Güneş gibi parlak olan insanın kendini gizlendiğini,
ancak halkın gözünün perdeli olduğundan göremediğini, görüş yeteneği olanların
apaçık gördüklerini öğrendik.
2. Arif insanı övmenin kedi görüş yeteneğimizin
kuvvetinden geldiğini, doğruyu gördüğünü ve değerlendirdiğini gösterdiğini
öğrendik.
3. Arif kişiyi anlamanın her aklın anlayışı dışında
olduğunu, anlayamayacağını öğrendik.
4. Sözlerin olgun kişiyi anlatmaya yetmediğini ancak bir
fikir verdiğini öğrendik.
5. Karanlıkta kalmayı, yaşamayı sevenlerin aydınlıktan,
gerçeklerden kaçtıklarını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren,
Doğru
sözlü olanın, doğruyu gördüğünü, doğruluktan dolayı Allah’ın böyle insanlara
gözlerine nur verdiğini, nurla bakmaya başladıklarını, kendisinden daha nurlu
olanları övdüklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ